Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde başlayan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı'nda (COP27) konuşan Stiell, görev süresi boyunca iklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarının üç yönteme odaklanacağını belirterek, ilkinin müzakerelerin somut eylemlere dönüştürülmesi yani sıcaklık artışını, sanayi devrimi öncesi dönemdeki gibi yüzde 1,5 ile sınırlandırmak için sarf edilen çabaların takip edilmesi olduğunu bildirdi.
Stiell, ikinci yöntemin ise öncelikler üzerindeki çalışmaların pekiştirilmesi olduğuna işaret ederek, bunlar arasında "iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasının yanı sıra iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlama yeteneklerini artırmak, zarar ve kayıpları tazmin etmek için ülkelere finansman sağlanmasının" yer aldığını söyledi.
BM yetkilisi, üçüncü olarak da ayrıntılı çevre planları hazırlayarak şeffaflığı, hesap verebilirliği ve çevresel bütünlüğü teşvik etmeye odaklanılacağını kaydetti.
Stiell, bu yıl sadece 24 ülkenin, ulusal güncelleme planlarını sunduğunu kaydederek, ülkelere "iklim değişikliğine neden olan karbon emisyonlarını azaltma konusundaki taahhütlerini sunma" çağrısında bulundu.
İklim değişikliğiyle mücadelenin bireysel bir çaba olmadığına dikkati çeken Stiell, "Mutabık kalınan konuların uygulanması dünyanın her yerinde, herkesin sorumluluğunda. Her yetkilinin iklim değişikliği konusunda elinden geleni yapması gerekiyor." dedi.
Stiell, ülkeleri ve toplumları adına bir şeyler yapmak için desteğe ihtiyaç duyanlar olduğu gibi iklim krizleri açısından hareketsiz kalmada ısrar edenler olduğunu belirterek, konferansın bu konuda çalışmalar için fırsat sunduğunu bildirdi.
BM yetkilisi Stiell ayrıca küresel ekonomik durumun ve tüm dünya ülkelerini etkisi altına alan COVID-19'un, ülkelerin iklim krizine karşı aldığı önlemleri olumsuz etkilediğini sözlerine ekledi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.