Öncelikle taraflardan samimi ve adil olmalarını bekliyoruz. Ne yaparsanız da tüm yanlışları düzeltemez ve herkesi memnun edemezsiniz. Ama adil, dürüst ve ilkeler üzerinde hareket edebilirsiniz.
Tüm kötülüklerin sebebi bizatihi insanın kendisidir. Bundan sonra kötülük yapmasınlar ve olan haksızlıkları da düzeltmeye çalışsınlar. Kendi çıkarlarını değil de, Hak ve Adaleti esas alsınlar.
Öncelikle örgütün silah bırakarak büyük bir yanlıştan dönmesi hepimiz için bir kazançtır. Silahın sebep olduğu ölümler, korku, tehdit, ayrışma, göç, yoksulluk, ayrışmalar… En çok bölge halkına zarar vermiştir. Örgüt silah bırakmayla, şiddeti de tamamen terk etmelidir. Bundan sonra devleti de arkasına alarak bölge halkı üzerinde mahalle baskısı kurmamalı, partizanlığı ve ideolojisini dayatmamalıdır. Öncelikle Kürtler kendi aralarında diyalog ve barışı sağlamalı, farklı oluşum ve düşüncelere saygılı olmalıdırlar. Halk arasında ayrışma ve kavgalara tahrik edenler, provokatör muamelesi görerek tecrit edilmelidir. Kan davası gütmek ve ideolojik kavgalar ancak kan, gözyaşı, yoksulluk ve göçe sebep olur. Bizim ise barışa, diyaloğa, kucaklaşmaya ve huzura ihtiyacımız vardır.
Tarafların kanın durması ve bazı temel insani haklar üzerinde anlaşması bizi sevindirir. Devlet kendisine karşı yapılanları affedebilir. Örgütle ilgili Öcalan’la görüşebilir. Ama bir halkın hakkı ve kaderini bir şahsa ve bir örgütle bağlayamaz. Her halkta olduğu gibi inanç, düşünce ve oluşumlar olarak farklılıkları olan Kürt halkını, bir şahıs ve örgüt temsil edemez. Kürtlerin Hak ve hukuku bir insanın inisiyatifine bırakılamaz. Evet, birey olarak herkesi muhatap alamazsınız ama iki tarafında dillendirdiği ‘Demokrasi’ gereği; Bütün siyasi oluşumları, Baroları, Âlimleri, Kanaat önderlerini… Derdi ve sözü olanları muhatap almalısınız.
Birlikte ortak bir yaşam sürdürülecekse, bunun temeli ADALET olmalıdır. Devlet bir ideoloji, bir sınıf ve ırkın özel malı gibi olmamalıdır. Tüm vatandaşların ortak sermayesi olmalı ve herkesin hakkı korunmalıdır. Kürt halkı da tıpkı Türk, Arap, İngiliz, Fransız… Gibi dili, coğrafyası, kültürü olan farklı bir halktır. Ve her halk gibi doğuştan gelen temel insani haklarını özgürce kullanmalıdır. Bunun önündeki engeller mutlaka kaldırılmalıdır. Asgari olarak 30 milyonu aşkın Kürt vatandaşın Anadili, resmi dil statüsünde olmalıdır. “Kürt kardeşlerimiz” dediğiniz halkın Anadili, düşman/yabancı görülmemelidir. Yıllarca öğretilen ezberleri ve bunları aşmanın zorluğunu biliyoruz. Belki de bu konuda Referanduma başvurmak gasp edilen hakların iadesini kolaylaştıracaktır.
“Mülkün Temeli Adalettir.” Adalet, herkese hakkının verilmesidir. Kardeşliği ve birlikteliği sağlayacak olan da ancak adalettir. Bütün Diller, Irklar Allah’ın ayetlerindendir. Hiçbir dil ve ırkın diğerlerinden bir üstünlüğü veya düşüklüğü yoktur. Bütün diller ve ırklar aynı kutsallıkta ve hak sahibidirler.
Taraflardan dillerinden düşürmedikleri ‘Barış, Özgürlük, Demokrasi” sözlerine sadık olmalarını istiyoruz. Tabi bunlar herkes için olmalı ve savunulmalıdır.
Hiç kimsenin Dilinden, Dininden, Irkından, Mezhebinden, Partisinden dolayı mağdur edilmediği, saldırıya uğramadığı, zarara uğratılmadığı huzurlu bir gelecek dileğiyle…