Ümmet Komple Saldırı Altında!
Gazze Şeridi’nde 2 yıldan fazla bir süredir siyonist işgal rejimi tarafından dünyanın gözü önünde her türlü işgal, katliamlar, insanlık ve savaş suçunu barındıran soykırım ve vahşet işlendi ve ateşkese rağmen işlenmeye devam ediyor.
Hiçbir ahlaki değer tanımayan, hiçbir kırmızı çizgisi olmayan terör rejimi diğer adıyla israil terör örgütü (İTÖ), başta mazlum Gazze halkı ve Batı Şeria olmak üzere bölge halkına yapmadığı zulüm ve çirkeflik kalmadı. Kendi siyasi ikballeri için kendi vatandaşlarını bile öldürmekten çekinmeyen bu katiller sürüsü çocuk, kadın ve sivillere yönelik vahşi katliamları yapması bir yana; teslim ettiği Filistinli şehid cenazelerinde işkence ve organ hırsızlığı yaptığı ispatlandı.
10 Ekim’de sözde yürürlüğe giren Gazze ateşkes ve esir takası anlaşmasına rağmen Gazze’de manzara değişmedi. Hamas elindeki yaşayan tüm esirleri ve siyonist esirlerin cesetlerinin çoğunu teslim etti. Hamas ve direniş grupları anlaşmaya harfiyen uymalarına rağmen yaptığı hiçbir anlaşmaya uymayan terör rejimi yine şaşırtmıyor ve saldırılarına ve katliamlarına devam ediyor. Yine anlaşmanın gereği olarak her gün Gazze’ye 600 tır insani yardım, gıda ve sağlık malzemeleri girmesi gerekirken buna da uymuyor. Bütün bu duruma rağmen soykırım destekçisi ve ortağı ABD Başkanı Donald Trump, bulduğu her fırsatta Hamas’ı tehdit etmekten geri kalmıyor. Anlaşmayı bozanlar siyonist terör rejimi ve destekçileri, tehdidi yiyen Hamas. Tablo bu kadar karamsar iken ateşkes anlaşmasına “Garantör ülke” olarak imza atan Türkiye, Mısır ve Katar’dan ise görünürde nedense ses yok. Arka planda bir çabaları varsa bilemeyiz. Ancak bunun Gazze’nin derdine derman olmadığı açıktır.
Yıllardır söylüyoruz İTÖ ve arkasındaki egemen güçler hiçbir şekilde yola gelmezler, anlaşma imzalayıp tamam deseler bile onlara dur diyecek caydırıcı bir güç olmadığı sürece yayılmacı saldırılarına ve vahşetlerine devam edeceklerdir. İşte Kasım 2024’de Lübnan’la ateşkes anlaşması imzalamalarına rağmen saldırı ve suikastlarına aralıksız devam ediyor. Bu alçak tavırlarını Gazze’de yapılan her ateşkes anlaşmasında gösterdiler, şimdi yine aynısını yapıyorlar ve maalesef Gazzeli mazlumlar kan ağlamaya devam ediyor.
Bütün bu zulüm ve vahşetlere rağmen büyük şeytan ABD ve şurekâsı batılı emperyalistler İTÖ’ye her alanda her türlü desteği vermeye devam ediyorlar. Peki, Gazze Şeridinde durum bu kadar vahim iken Müslümanlar olarak bizler ne yapıyoruz? Ancak birbirimizle uğraşıp, birbirimizin kuyusunu kazıyoruz. Afganistan-Pakistan arasındaki anlaşmazlık ve yaşanan çatışma bir yana, önceki hafta Sudan’da 2023’den beri yaşanan iç savaşta BAE destekli Hızlı Destek Kuvvetlerinin Faşir kentinde yaptıkları büyük katliamın şokunu yaşıyoruz. Bu nasıl bir vahşet? Nasıl bir kin?
Batılı emperyalistler ve dünya siyonizmi Müslümanlar arasına ektikleri ihtilaf, derin ayrılık ve fitne ateşinin semeresini keyifle izliyorlar. Müslümanlar olarak bizde bu anlayış ve kör basiret devam ettiği sürece bu oyun ve tuzaklara daha çok düşeceğiz.
Egemen güçlerin yıllardır Sudan’ı labaratuvar olarak seçmelerinin 2 sebebi var. Biri Sudan’ın zengin altın madenleri ve petrol yatakları gibi yer altı ve yerüstü kaynakları. İkinci olarak da sözde terör rejiminin güvenliğini sağlama ve “Arz-ı Mev’ud” projesini uygulamak amaçlıdır.
ABD ve İTÖ birlikte 2 koldan sinsi planlarını uyguluyorlar. İTÖ, saldırılarla yayılmacı işgal politikasını sorunsuz ilerletirken, ABD de bir taraftan ateşkes anlaşması aldatmacasıyla dünyayı oyalarken, diğer taraftan “İbrahim Anlaşmaları” (Abraham Accords)’u tekrardan gündeme getirip, İTÖ ile normalleşen ülke sayısını artırmaya çalışıyor. En son Kazakistan da bu ihanete onay verdi.
Ümmet her taraftan saldırı altında iken ülkemizde de yerli siyonistler siyon-emperyalist planlara uygun bir şekilde ilerde muhtemel bir Türkiye-terör rejimi savaşında ülke içinde hazırlıklarını yapıyorlar. Bir taraftan casusluk şebekeleri ile ajanlık faaliyetleri, bir taraftan “etki ajanlığı” yaparken, diğer taraftan siyonizmin kullanışlı aparatı “Kemalizm” ve “Kürt Kemalizm’i” eliyle bilinçli ve planlı bir şekilde İslam’a, İslam’ın şiarlarına ve Müslüman camialara “itibar saldırıları” düzenliyorlar. Bunu yaparak ülkemizi İTÖ karşısında şimdiden savunmasız bir hale getirip etkisizleştirmek istiyorlar. Şimdiden bu oyun ve planları görmez ve gereğini yapmaz isek Allah (CC) korusun yarın gözlerimizi Arz-ı Mev’ud’a açarız. Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.