Sağlık insan için en hassas konuların başında gelir. Hastalanan insan fakir olsun zengin olsun fark etmez elindekini avucundakini vermeye hazırdır.
Sağlık sistemi teknolojinin kullanılmasıyla teşhis ve tedavi açısından çığır açtı. Önceleri hatırlarsınız sıra ve kuyruklar bitip tükenmezdi.
İlaç kuyrukları, muayene kuyrukları, Poliklinik kuyrukları vs derken hasta ve hasta yakını hastanelerde günlerini geçirir ve buna rağmen doğru dürüst tedavi olamazdı.
Özellikle SSK hastaneleri döneminde sabahın 5’inde Poliklinik sırası almak için kuyruğa girmek zorunda kalırdınız.
Ancak aldığınız sıra ile 10-11’de muayene olabilirdiniz. Muayene dediğim de aslında muayene sayılmazdı. Zira bazen Doktor yüzünüze bakmadan ve sizi dinlemeden baştan savma bir reçete yazardı.
Durum karşısında özel muayenehane yolunu tutmayı tek çare olarak görürdünüz. Muayenehane öğleden sonra saat 16.00 gibi hasta kabulüne başlardı.
Özel muayenehanede hasta kabulü yapıldığı saatlerde Doktorun hastanede muayene yapması gerekirdi. Ama bu sistemde bu yanlışa dur diyen ve Doktora müdahale eden olmazdı.
Gün geldi ve Özel hastaneler açıldı. Özel hastaneler açıldığı dönem başlarında yeni bir sömürü sistemi başladı. Aslında vatandaş Özel hastane ve özel polikliniklerde muayene olacaktı.
Ancak Özel sektör durumu fırsata ve Devlet’i sömürmeye başladı. Hiç gerekmediği halde reçeteler yazılıp; “Eczane, hasta doktor” yolsuz üçgeni oluşturuldu.
Devlet bu “Şeytan üçgeni” ile baş edemeyeceğini anlayınca “Katkı payı” getirmek zorunda kaldı. Masum ve dürüst vatandaş bu durumda mağdur oldu.
Zamanla Özel Poliklinikler yeni sistemde kendine yer bulamayınca kapanmak zorunda kaldı. Meydan Özel hastanelere kalmıştı. Özel hastaneler muayene için gelen hastalara gerekmediği halde röntgen filmi, tahlil, Tomografi, EMR yaptırdı.
Devlet'e fatura edilen tetkik, tahlil, ameliyat vs şişirildikçe şişirildi. Kontrol mekanizması iyi işletilmedi. Sonuçta kontrol edenler de birer insandı ve paraya tamah edebiliyorlardı.
Vatandaşın ödediği katkı payı giderek arttı. Bu durumda vatandaş Özel hastanelerden Devlet hastanelerine gitmeye başladı. Zira her giden hasta 100-200 TL ödemeden Özel hastaneden çıkmıyordu.
Özel hastanelerin Doktorlara da baskısı giderek artmaya başladı. Özel Hastaneler, doktorlara; “Hastayı niye tahlil ve tetkik yaptırmaya göndermiyorsunuz? Niye Ameliyat yapmıyorsunuz? “ diyerek baskı altına almaya çalıştılar.
Vicdanen rahatsız olan Doktorlar Özel hastanelerden Devlet Hastanelere geçmeye başladılar. Ancak hasta akını Özel’den Devlet’e doğru olunca Devlet Hastane kapasiteleri kaldırmamaya başladı.
Özel hastane Doktor kalite ve seviyeleri de düşmeye başladı. İlaç verdiği halde ilaç ile ilgili bilgi vermeyen doktorlar veya ilaçları dene-gör mantığı ile vererek hastayı denek olarak kullanan doktorlar Özel hastanelerde görev alan doktorlar arasına girdi.
Ancak Devlet Hastaneleri de aşırı yoğunluktan dolayı yeterli hizmet veremeyecek duruma geldi. O yüzden yeni hastane ve mevcut hastanelere de ilave personel gereklidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.