Gazze’yi Yalnız Bırakmayalım!
Gazze’ye sahip çıkmaya, Gazze’yi gündem etmeye ve Gazze halkına ve direnişe destek olmak için elimizden geleni yapmaya ahdettik ve bunu yapmaya devam ediyoruz.
Emperyalistler tarafından kurulduğu günden beri siyonist terör rejimi veya diğer adıyla israil terör örgütü (İTÖ) hiçbir şekilde anlaşmalara sadık kalmadı ve bu sabıkasını devam ettirerek saldırılarına devam ediyor. Zaten onların genlerinde, tarihlerinde sözlerine sadık kalma gibi bir dertleri hiç olmadı.
9 Ekim’de Mısır’da imzalanan ve 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması sonrası 14 Ekim’de 20 ülkenin katıldığı Şarm El-Şeyh’te “niyet metni imza töreni” yapıldı. Bu metni Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır ve Katar liderleri “Garantör ülke” olarak imzaladılar.
Bu imza töreni öncesi Trump ve Mısır, oldubittiyle katil Netanyahu’yu toplantıya dahil etmek istedi ancak Erdoğan tavrını koyup geri döneceğini belirterek uçağını indirmedi. Eğer Erdoğan ve ona destek veren liderler bu tavrı koymasalardı; bu anlaşma değil, soykırım suçlusu “Netanyahu’yu aklama ve meşrulaştırma operasyonu” olarak büyük bir skandala dönüşecekti.
Mısır’da, Gazze ateşkes ve esir takası anlaşması yapıldı ve esirler alındı ancak Batı Şeria’da saldırılar, baskınlar ve alıkoymalar artarak devam ediyor.
Lübnan ile terör rejimi arasında 27 Kasım 2024’te yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına rağmen işgal rejimi bugüne kadar 4 bin 500’ü aşkın kez ateşkesi ihlal etti. Bu ihlaller yetmedi işgal ordusu, bir kez daha ateşkesi ihlal ederek geçen perşembe Lübnan'da 5 bölgeye 10'dan fazla hava saldırısı düzenledi. Hizbullah’ın toparlanmasını, tünellerin ve tesislerin onarılmasını engellemek amacıyla saldırıları yaptığını açıkladı. Yani toparlanmamıza ve yaralarımızı sarmamıza bile izin vermiyorlar.
Yapılan ateşkes gereği HAMAS, sağ siyonist esirlerin hepsini teslim etti. Esirlerin cesetlerinin bir kısmını Kızılhaç’a teslim etti ancak enkaz altında kalan 18-20 cesede ulaşmakta zorluk çekiyor. İş makinası ve özel ekipmana ihtiyaç olmasına rağmen İTÖ buna izin vermiyor. Buna rağmen HAMAS’ı suçluyor ve Refah Sınır Kapısını açmıyor ve insani yardım tırlarının geçişini engelliyor.
İTÖ, “HAMAS’ın esir cesetlerini vermekte ağır davrandığı” yalanını atarak ABD ile HAMAS’ı tehdit ettiler ve algı operasyonuyla dünya gündemini meşgul edip ortalığı yangın yerine çevirdiler. Ortada 2 yıldır büyük acılar çeken Gazze halkı var, her gün yeni yeni acılar çekiyorlar, bombalanıyorlar, açlık, susuzluk ve ilaçsızlıkla ölüme terk edildiler, her gün zorunlu göçe tabi tutuldular. Buna rağmen 2 milyon Gazze halkının yaşadığı mezalimi ve şehid olan 70 bin Gazzeliyi konuşan yok. Demek ki neymiş: 18 siyonist esir cesedi, 2 milyon Gazzeli Müslümandan zalim egemenler nezdinde daha değerliymiş. Bir kez daha anladık ki, Müslümanların hayatının da akan kanlarının da hiçbir değeri yoktur.
İTÖ’nün serbest bıraktığı Filistinli esirlerde ağır işkence izleri ve uzuv kayıpları ile Filistinlilerin cesetlerinde de işkence izleri ve uzuvlarının alındığı görüldü. Bu yalın gerçeklik ve insanlık suçuna rağmen ne bahseden var ne hesap soran?
Bütün bu zulüm ve alçakça algı operasyonları, oyunlar ve katliamlar yetmezmiş gibi işgalci siyonistler tıynetlerinin gereği olarak kendilerince bahane uydurarak Gazze’de saldırılarını devam ettiriyor. Ne anlaşmayı ne de sözde “Garantör ülkeleri” takıyorlar. İstediği zaman katliamlar gerçekleştiriyor istediği zaman da ateşkes devam etsin diyor.
Yazıyı yazdığımız saate kadar İTÖ, 80 defa ateşkesi ihlal ederek saldırılar düzenledi. 99 şehid ve 230’dan fazla yaralı var. Sonra da “ateşkesi HAMAS ihlal etti biz de karşılık verdik, ateşkese bağlıyız ateşkes devam ediyor” şeklinde dünyanın aklıyla alay ediyorlar. Ateşkesi bozan onlar, suçlayanlar yine onlar…
Durum bu iken HAMAS, Halil el Hayye başkanlığındaki heyetin Gazze Şeridi’ndeki ateşkes görüşmeleri için Mısır’a gittiğini duyurdu. HAMAS heyeti, işgalcilerin ateşkese uymadığı, yardımları engellediği ve anlaşmanın gereğini yapmadığını, arabulucu ve “Garantör ülkelere” iletecek ve sorumluklarını yerine getirmelerini isteyecek.
Sonuç itibariyle İTÖ güçten başka bir dilden anlamıyor ve hiçbir anlaşma ile yola gelmez ve yayılmacı politikalarından vazgeçmez. Vahşi yaratıklar laftan anlamaz, onların ıslahı ancak helak olmaları ile olur, başka yol yoktur vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.