Önce dost'un tarifini yapalım: Güvenilir yakın arkadaş, gönüldaş, iyi ve kötü günlerini paylaştığın seni senden daha çok seven, düşünen ve daha bir çok anlatamadığın güzel duyguların kaynağıdır dost!
Dostluk ise: Zevk ve düşüncelerin uyuşması paylaşılmasıdır. Sevinçtir, üzüntüdür, fedakarlıktır. En önemlisi de ANLAMAKTIR.
Yakınlık uzaklık gibi kavramlar yoktur.
Yıllar geçse de yıllara yollara meydan okumaktır!
Dostluk SEVGİ üzerine kurulursa gerçek dostluk olur.
Zaten bencilliğin olduğu yerde dostluktan söz edilemez.
Dostta zaman mefhumu yoktur; ne zaman başın sıkışırsa, derde girerse, canın sıkkınsa, hastalanırsan bilmesi yeterlidir. Görse söze gerek yoktur, anlar ki gözlerinden!
Aslında anlamasına da gerek olmaz bazen hisseder malum olur dostuna!
Dost bazen bir arkadaş, bazen saksıda bir çiçek, bazen de kafesinde bir kuş olur.
Herkesin yaşadığı dünyasında her zaman her şey güzel gitmez! Küçücük bir şey de olsa canımızı sıkan şey bazen çok dolu oluruz; her ne kadar kendimizle konuşsak da kısır döngü içinde, gelgitlerden, sıkılmaktan sıkıcı olmaktan öteye gidemeyiz.
İşte o zaman bir dostu arar ruhumuz!
Robert Louis isimli bir düşünür şöyle söylemiş: "Kendine verebileceğin en iyi hediye dosttur"
Napolyon ise, gerçek dostlar yıldızlara benzerler, karanlık çökünce ilk onlar gözükürler" demiş. Ne güzel söylemiş.
Dostluk adına daha bir sürü sözler söylenmiş yazılmış çizilmiş.
Onca şiirler, şarkılar, türküler bestelenmiş dile gelmiş dost üzerine!
Sevginin, içtenliğin, anlayışın, vefanın, paylaşımın yavaş yavaş azaldığı günümüzde, teknolojinin avantajlarının yanı sıra daha çok dezavantajlarının arttığı toplumumuzda, insan o kadar çok arıyor ki samimi ve içten bir dost sesini!
Herkese yaşanılası güzel dostluklar dileğimle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.