İslam Tarihinde yeryüzünde örneğine rastlanamayacak bir toplum modeli oluşmuştu. Adına kardeşlik ötesi olan “Ensar Kardeşliği” denilmişti.
Bu kardeşlik öyle bir kardeşlik ki, Ensar denilen Medineli Müslümanlar; Muhacir denilen Mekkeli Müslümanlar ile her şeylerini paylaşmışlardı.
Öyle ki, Muhacir olan Mekkeli Müslümanlar bütün sevabı ve hayrı Medineli Ensar'ın aldığına-alacağına kanaat getirmişlerdi.
Zalimler Mekkeli Müslümanları evlerinden ve yurtlarından çıkarmışlardı. Mekkeli Müslümanlar; Eşyalarını, mallarını ve mülklerini Mekke'de bırakmışlardı. Muhacir olarak Medine'ye hicret etmişlerdi.
Peki, O halde onlara pratik, bizlere teori mi düşüyor? Günümüzde de Ensar ve Muhacir modelinin gerçekleşmesi gerekmiyor mu?
Bugün zalimler tarafından yurtlarından sürülen, aç olan ve açıkta olan Suriyeli Müslüman kardeşlerimiz Muhacir değiller mi? Onlar Muhacir ise bize de Ensar olmak düşmüyor mu?
Çağdaş tabiri ile “Empati” kurup Suriyeli Müslüman kardeşlerimizin halinden anlamalı, dertleri ile hemhal olmalıyız.
Aşımızı, giysimizi, odunumuzu, kömürümüzü ve paramızı Muhacir konumuna gelen Suriyeli kardeşlerimizle paylaşmalıyız. Bununla da kalmamalı dertlerini ve sorunlarını paylaşmalıyız. Hatta kısa aralıklarla ziyaret etmeli ve dertlerini paylaşmalıyız.
Bir de yanı başımızda; Sur’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve Silvan’da fakir fukara halkın hicreti başladı. Zalimler ev dahi denilemeyecek barınma alanlarından bu garip-gurebayı çıkardı.
Bu insanlardan ne istediler? Kar’da, Kış’ta bu insanları yıllarca yaşadıkları mekanlardan çıkmak zorunda bırakanlar elbette yaptıkları zulmün vebalini çekeceklerdir.
Ankara’dan, İstanbul’dan ve diğer Batı illerinden Ensar kardeşliği adına gıda yardımı yapmak için gelenler, Bölgemizdeki yardım kuruluşlarının organize ederek gıda ve giyim yardımları yapmak için mağdur olanlara gidenler zalimlere rağmen toplumumuzda vicdanı ve İslami tavırların var olduğunu göstermektedir.
Elbette toplumun vicdanı bozulmamıştır. Öyledir ki, insanlarımız kardeşlerine sahip çıkmak üzere harekete geçmiştir. Binlerce kilometreden gelenlere kucak açanlar olduğu gibi, binlerce kilometre öteden gelip bölgemizde mağdur olanlara sahip çıkılmıştır.
Bu tavırlar ile içimize fitne-fesat koymak isteyenlere verilebilecek en güzel cevap olmuştur. Varsın zalimler zalimliğini yapsın, elbette toplumda mazluma sahip çıkan erdemli insan topluluğu da olacak. Selam olsun erdemli insan topluluğuna...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.