Toplum olarak, İslam âlemi olarak, Millet olarak neden başaramıyor ve üretemiyoruz? Bir Necip Fazıl gibi edip ve şairi, bir Mimar Sinan gibi mimarı, bir İbni Sina gibi Tıp Dünyasındaki Şah eseri neden yetiştiremiyoruz?
Takip etmişseniz bundan önce de İslam Dünyası âlimlerinin tarafımızca yeterince tanınmadığı ve tanıtılmadığından dem vurmuştum.
Farabi, Cezeri, İbni Haldun, İbni Sina, Mimar Sinan, Beyruni, Battani, Cabir bin Hayyan, Harizmi, İbni Baytar, İbni Heysem, İbni Rüşd, İbni Yunus, İbni Zuhr, İbrahim Hakkı, Katip Çelebi, Kindi, Mağribi, Ömer Hayyam, Piri Reis, Razi, Sabit bin Kurra, Zehravi ve daha niceleri…
Yaşadığımız çağ öncesi yetiştirdiğimiz sayfalar adedince yazarak bitiremeyeceğiz ve astronomi, matematik, coğrafya, tarih, fizik, tıp vs. hemen hemen tüm ilimler konusunda öncülük yapmış eser vermiş bilim üretmiş kendilerini İlime adamış isimleri tanımıyor, ne yaptıklarını bilmiyoruz?
Kimi binom formülünü bulmuş, kimi Atom bombası mucidi, kimi Optik ilminin kurucusu, kimi mimari eserler konusunda şaheserler sunan bir deha, kimi bin yıl önce torna tezgâhı bulmuş, kimi tarihi analiz metotları(İlmi Ümran) geliştirmiş, kimi küçük kan dolaşımını keşfetmiş, kimi ilk cebir kitabını yazmış, kimi Dünyanın çevresini ölçmüş vs.
Değerlerimiz ile ilgili bilgileri değil sayfa, kitaplar adedince yazsak yetiştiremeyiz. Ama maalesef değil kitaplar adedince satırlar adedince yazmıyor ve tanıtmıyoruz.
Dolayısıyla çağımızda da böyle değerler yetişmiyor. Doğrusu çağımızda iki elin parmakları adedince yetişen değerleri de ne biliyor, ne de tanıyoruz.
Yazık ki, ne yazık. Ne biz biliyoruz, ne de çocuklarımız biliyor. Onun içindir ki, bu haldeyiz, tam anlamıyla acınacak haldeyiz.
Topçuları ve popçuları üçüncü derece akrabalarına, tanıdıklarına kadar tanıyan bir nesil yetiştirdik. Topçunun hangi takımda, hangi mevkide oynadığını bilen; hangi takımdan kaç paraya transfer olduğunu yanlış veya doğru oynadığını analiz yapabilecek bilgiye sahip olan nesil çağımız değerlerinden Prof. Dr. Fuat Sezgin’i tanımıyor.
Onları bırakın biz de tanımıyoruz. Ne zaman tanıdık? Vefat haberi ile tanımış olduk. Medyada popçu ve topçuya gösterilen ilgi Prof. Dr. Fuat Sezgin’e gösterilmedi.
Kime ve neye değer verirseniz şüphesiz O yöne gidersiniz. Zira bizim yöneldiğimiz ve gittiğimiz yön de bellidir.
Artık yönümüzü ve istikametimizi düzeltmeliyiz. Toplumun vefat etmeden önce Prof. Dr. Fuat Sezgin’i tanıması ve takdir etmesi gerekirdi.
Fuat Sezgin 94 yıllık ömrünü çalışmaya, eser üretmeye, dil öğrenmeye, İnsanlığa faydalı olmaya adamış birisidir. “Baki kalan bu kubbede hoş bir sada bırakan” değerli bir insan ve ilim adamı ama kaç kişi onu tanımış ve en önemlisi kaç kişi onu tanıtmış ki yeni nesil onu örnek alsın?
Ne yazık ki bireysel tanıtım çabaları da fayda vermiyor. Tanıtım yapması gerekenler ve tanıtım yapınca gereğince tanınacak olanlar tanıtmalı ki, nesiller bu değerler ile tanışsın.
Ancak biz her halükarda bu değerleri tanımaya ve tanıtmaya kendimizi borçlu hissetmeliyiz. Onlar gibi olamıyorsak da onlara ayna tutmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.