Yemen direnişi 4 katmanlı siyonist savunma sisteminde yeni bir gedik açtı!
Askeri ve güvenlik konularında uzman gazeteci Muhammed El Sekani, Yemen Silahlı Kuvvetleri'nin Ben Gurion Havalimanı’nı vurma başarısının, “dünyanın en güçlü hava savunma sistemi” olarak bilinen İsrail hava savunma sistemini deldiğini” söyledi.
Sekani, Kudüs Press’e yaptığı açıklamada, “Bu sistem dört katmandan oluşuyor: Hets (Arrow), Davud'un Sapanı (David’s Sling), Demir Kubbe (Iron Dome) ve modern Amerikan THAAD sistemi.” dedi.
"ABD ve İngiltere’nin Yemen’e yönelik askeri operasyonlarının başarısızlığı ortaya çıktı"
Sekeni ayrıca, “Yemen’in gerçekleştirdiği bu operasyon, ABD ve İngiltere’nin Yemen’e yönelik askeri operasyonlarının başarısızlığını ortaya koydu. Bu operasyonlar, Ensarullah’ın israile yönelik saldırılarını engellemeyi, Kızıldeniz’deki deniz trafiğini yeniden başlatmayı ve israil üzerindeki deniz ablukasını kaldırmayı amaçlıyordu.” diye konuştu.
Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin son günlerde yerli yapım füze kapasitesini geliştirdiğine dikkat çeken Sekani, bunun çok katmanlı israil ve Amerikan hava savunma sistemlerini aşmayı hedeflediğini belirtti.
“Bu durum, Mayıs ayının başında da görüldü; bir Yemen füzesinin İsrail’in kuzeyindeki Hayfa’da belirlenen hedefe ulaşması örneğinde olduğu gibi." diyen Sekani, Yemen’in son günlerde işgal altındaki Filistin’e yönelik füze atışlarını sürdürmesinin, bu savunma sistemlerini, özellikle de THAAD sistemini test etme süreci olarak değerlendirilebileceğini ifade etti.
Sekani, “Yemen, füzelere farklı rota seçenekleri vererek Arap, Amerikan ve israil hava savunma sistemlerini aşmaya çalışıyor. Aynı zamanda israil hava savunma sistemindeki zayıf noktaları keşfetmeye çalışıyor." dedi.
Güvenlik ve askeri konular uzmanı araştırmacı Rami Ebu Zübeyde ise, “Yemen’in bugünkü saldırısının zamanlaması çok önemliydi,” dedi.
"Savunma sisteminde ve iç güvenliğinde önemli açıklar olduğunu ortaya konuldu"
Ebu Zubeyde, saldırının, siyonist güvenlik ve askeri kademelerinin zayıf bir anında gerçekleştiğini belirtterek, “israil, ABD’nin Yemen’i hedef alan hava saldırılarının Ensarullah’ın füze kapasitesini etkisiz hale getirdiğini düşünüyordu. Ancak bugünkü saldırı, israil savunma sisteminde ve iç güvenliğinde önemli açıklar olduğunu ortaya koydu. Bu da ABD ve israil arasında ortak bir soruşturma başlatılmasına yol açtı." diye konuştu.
Ebu Zübeyde, füzenin hedef aldığı Ben Gurion Havalimanı’nın sadece bir sivil havalimanı olmadığını belirterek, “Bu havalimanı israilin dünyaya açılan kapısı ve hava altyapısının gurur kaynağı. Aynı zamanda içinde bir askeri üs de bulunuyor. Yakınlarında ise israil Hava Kuvvetleri İstihbarat Karargâhı ve bazı güvenlik teknolojisi şirketlerinin merkezleri yer alıyor.” ifadelerini kullandı.
İşgalci rejimin bu saldırıya verebileceği birkaç farklı yanıt senaryosunu değerlendiren Ebu Zübeyde, birinci senaryonun, “Yemen’e doğrudan bir saldırı yapılması” olduğunu ancak bu seçeneğin geniş çaplı bir çatışmayı tetikleme riski taşıdığını da ekledi.
Ebu Zübeyde, ikinci senaryonun ise, işgalci rejimin istihbarat destekli hassas saldırılar düzenlemesi olduğunu; bu tür saldırıların Ensarullah’ın füze rampalarını ya da lider kadrosunu hedef alabileceğini ifade etti. Ebu Zübeyde, ancak saldırının siyonist savunma sistemlerindeki zafiyetleri ortaya çıkarmış olması nedeniyle, bu tür eylemlerin başarısızlık riskinin yüksek olacağını vurguladı.
Ensarullah dün, işgal altındaki Yafa’da Ben Gurion Havalimanı’na balistik bir hipersonik füze fırlatarak askeri operasyon gerçekleştirdiklerini duyurmuştu.
7 Ekim 2023’ten bu yana işgalci rejimin Gazze’ye yönelik soykırım savaşını sürdürmesi üzerine Ensarullah, işgale karşı Filistin direnişine destek veriyor. Bu destek, işgale yönelik füze saldırıları ve Kızıldeniz’de işgal rejimi ve müttefiklerine ait gemilerin hedef alınması şeklinde gerçekleşiyor.
ABD, geçen ayın 15’inden bu yana, Ensarullah'ın Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki sivil ve askeri gemilere yönelik operasyonlarını sona erdirmek amacıyla onlara yönelik neredeyse günlük hava saldırıları başlattı.
Bu saldırılar, ABD Başkanı Donald Trump’ın orduya Ensarullah'a yönelik büyük bir saldırı başlatma emrini vermesinin ardından geldi. Trump daha sonra Ensarullah'ı “tamamen yok etme” tehdidinde bulundu.
Ancak Ensarullah bu tehditleri dikkate almayarak işgal rejimi içindeki hedefleri ve Kızıldeniz’de ona doğru seyreden gemileri vurmaya devam etti. Bu operasyonlar, işgalci rejimin 18 Mart 2025’te Gazze’ye yönelik saldırılarını yeniden başlatmasına yanıt olarak gerçekleştirildi.
İşgal rejimi, 19 Ocak 2025’te yürürlüğe giren ateşkes anlaşması çerçevesinde iki ay süren duraksamanın ardından 18 Mart sabahı Gazze’ye yönelik saldırı ve kuşatmasını yeniden başlattı. Ancak ateşkes süresince anlaşma şartlarını birçok kez ihlal etti.
7 Ekim 2023’ten bu yana işgal rejimi, ABD’nin tam desteğiyle Gazze’ye karadan, denizden ve havadan saldırmaya devam ediyor. Bu saldırılarda şu ana kadar kesin olmayan rakamlara göre 170 binden fazla Filistinli şehit oldu veya yaralandı. Binlercesi hâlâ enkaz altında bulunuyor.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.