Veysi DEMİR

Veysi DEMİR

...Ve Büyük Şeytan İş Başında!

...Ve Büyük Şeytan İş Başında!

20 aydan fazla bir süredir siyonist işgal rejiminin Gazze Şeridi başta olmak üzere Batı Şeria, Lübnan, Suriye ve Yemen'e yönelik işgal ve yayılmacı saldırıları ile sivillere yönelik soykırım savaşı yeni cephe ve saldırılarla devam ediyor.

13 Haziran'da İran'a sözde uranyum zenginleştirme faaliyetlerini bahane ederek ABD ve batılı emperyalist devletlerin onayı ve desteğiyle saldırdı. Oysa olayları okuyan herkes bu saldırıların asıl nedeninin uranyum zenginleştirme değil, İslam rejiminin değiştirilmesi ve ülkenin parçalanması amacıyla yapıldığını bilir. İran İslam Cumhuriyeti Yönetimi de dünya da saldırıları bu şekilde okudu.
İran, terör rejimi saldırılarına anladığı dilden sert bir şekilde balistik ve hipersonik füzelerle ivme artırarak cevap verdi. Ağır bir darbe alan ve sığınaklardan çıkamayan terör rejimi büyük tahribat, çöküş ve kayıpları örtbas etmek için halkına ve basına yönelik ağır bir baskı ve sansüre başvurdu.
Diğer taraftan büyük şeytan Amerika ve Batı emperyalizmi kiralık katil olarak kullanıp kirli işlerini yaptırdıkları terör rejiminin zor durumda olduğunu ve çökeceğini görünce, İran'a “teslim olması” şartıyla masaya dönmesi tehdidinde bulundu. Siyonizm hizmetkârı Trump yönetiminin bu tehdidi karşısında İran yönetimi geri adım atmayıp misillemelerine devam edince; 22 Haziran’ın ilk saatlerinde “sığınak katili” olarak bilinen B-2 hayalet bombardıman uçaklarıyla İran'ın 3 önemli nükleer santraline sığınak delici bombalarla saldırıp terör rejimine can suyu olmayı ve İran'ı etkisizleştirmeyi amaçladılar.

ABD saldırıları ile ilgili olarak İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, “Bu saldırı, Amerika’nın İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı İsrail rejiminin düşmanca eylemlerinin asıl faili olduğunu gösterdi… Silahlı kuvvetlerimizin kararlı ve caydırıcı yanıtı ile israil rejiminin açıkça yetersizliğinin ortaya çıkmasının ardından sahneye çıkmak zorunda kaldılar.” dedi.

Terör rejiminin yayılmacı tavrı ve saldırılarına karşın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ise havanda su dövmeye devam ediyorlar. İstanbul’da yapılan İİT Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu'nun ardından, ‘İstanbul Deklarasyonu’ yayımlandı. Bildiride, “uluslararası topluma, saldırganlığı durdurmak ve israili işlediği suçlardan sorumlu tutmak için caydırıcı önlemler alınması” çağrısı yapıldı. Ne kadar da büyük ve önemli bir iş yaptınız! Helal olsun size ve yaptıklarınıza…
Böyle etkisiz ve sönük kararlar yerine, Türkiye ve İran başta olmak üzere İslam ülkeleri, terör rejiminin katliam ve yayılmacı politikasına set olacak somut adımlar atmalıdır. Aksi halde haydut rejim, “Arz-ı Mev'ud” hayalini gerçekleştirmek amacıyla adım adım tüm coğrafyamıza saldırmaya ve katliamlar gerçekleştirmeye devam edecektir.
Daha önce de yazdığımız gibi, hiçbir kural ve kaidesi olmayan ve yaptığı hiçbir anlaşmaya sadık kalmayan terör rejiminin anladığı tek dil güçtür. İran şu anda gücü ve imkânı dahilinde bunu yapıyor. Yalnız bu iş sadece bir ülke ile olmaz. Çünkü karşısında sadece terör rejimi yok. ABD başta olmak üzere tüm Batı emperyalizmi var ve siyonistlere her türlü desteği verdikleri gibi bilfiil savaşa dahil oldular.

Yapılacak olan İslam ülkelerinin küfür ve fitne cephesi karşısında birlik halinde İran'ı desteklemek ve küfür cephesine karşı durmaktır. Aksi halde Müslüman ülkeler tek tek düşmeye, Müslümanlar ezilmeye, katliama uğramaya ve horlanmaya devam edecektir.
Unutmayalım! Birlik ve direnişte izzet, ayrılık ve korkaklıkta zillet vardır. Vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi DEMİR Arşivi