10 Ekim Salı günü Aşure günüdür. Aşure gününde, Dinler tarihinde birkaç olay vuku bulmuştur. Hz. Musa bugün Firavun’dan ve Firavun’un zulmünden kurtulmuştur.
Hz.Nuh kavminin zulmünden kurtulmuştur.Hz Nuh’un gemisinin karaya oturduğu gündür aşure günü. Hz.Adem’in tevbesinin kabul edildiği gündür. Hz.Yunus’un balığın karnından çıktığı gündür.
Hasılı diyebiliriz ki, Aşure günü bir kurtuluş günüdür. Yahudiler, Hz.Musa’nın Firavun’un zulmünden kurtuluşuna şükür amacıyla Muharrem ayının 10.gününde oruç tutarlardı.
Medine’ye hicret eden Müslümanlar Peygamber Efendimiz(s.a.v)'e bu durumu sordular. Peygamber Efendimiz(s.a.v)de bugünü kutlamanın kendileri açısından daha önemli olduğunu ve Yahudilere benzememek adına sadece Muharrem ayının 10. Günü değil de öncesi veya sonrasında da birer gün yani iki gün veyahut Muharrem 10’u ortalamak şartıyla öncesi ve sonrasını da tutarak toplam üç gün oruç tutulmasının doğru olacağını müminlere bildirdi.
Peygamber Efendimiz(s.a.v) vefatından sonra aynı gün olan Muharrem 10’da Kerbela olayı yaşandı. Bu olay Yezid’in emri ile Kufe Valisinin yönlendirdiği Kufe ordusunun bugün Irak sınırları içinde yer alan Kerbela denilen yerde Hz. Hüseyin ve beraberindeki 70 kadar taraftarının şehid edilme vakasıdır.
Kerbela vakası; kalleşliğin, sözünden dönmenin, zulüm taraftarlığının sözüne bağlılığa, mertliğe ve zulme karşı durma savaşıdır.
Bu savaş; hilenin, gücün, yalanın dürüstlüğe, hakka ve doğruluğa karşı baskın olma savaşıdır.Bu savaş Yezid gibi sultanlar ile Hz.Hüseyin gibi sultanlara karşı duranların çarpıştığı savaştır.
Bu savaş gücü hile ve entrika ile eline geçirenler ile bu hile ve entrikaları boşa çıkarmak için dik duranların çarpıştığı savaştır.
Bu savaş mazlumlar ile zalimlerin çarpıştığı ve karşı karşıya kaldığı savaştır. Bu savaş zalimin ne kadar da acımasız olduğunu gösteren savaştır.
Bu savaş acımasız bir savaştır. Bu savaş hasta olan bebeğe bir damla suyun verilmediği ve bebeğin dahi acımasızca öldürüldüğü savaştır.
Bu savaşı günümüzde de görürüz.Bu savaşı Suriye’de görürüz,Irak’ta görürüz. Dünkü Kerbela’lar bugünde devam etmektedir.
Bugün Kerbelaları; Halep’te, İdlip’te, Haseke’de, Şam’da, Bağdat’ta, Musul’da kısacası aynı coğrafyada tekrar tekrar görmekteyiz.
Dün zalimlerin Kerbela'da su verilmeyerek öldürülen bebeğin tekrarını, bugün başka zalimlerce Madaya’da bebeklere yemek ve su verilmeyerek tekrar edildiğini görmekteyiz.
Hz.Hüseyin bizlere her ne olursa olsun zalimin zulmüne boyun eğmemeyi öğretmiştir. Kerbela, düşmanın çokluğu karşısında tek başına olsak dahi hak’tan ve doğruluktan sapmamayı ve dik durmayı öğretmiştir.
Kerbela, Kufe sözünden dönüp, hakkı çiğneyip zulmün yanında yer alsa bile mazlumun yanında durup istikametini değiştirmemeyi bizlere öğretmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.