Diyarbakır'da eller Gazze için semaya kalktı
HAMAS'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, Gazze'de işgalci siyonist rejim tarafından uygulanan zulüm ve soykırıma karşı İslam ümmetini toplu duaya çağırdı. "Gazze Halkı İçin Ferahlık Duası" sloganıyla yapılan çağrıda, tüm Müslümanlardan perşembeyi cumaya bağlayan gece dua ve niyazda bulunmaları istendi.
Bu çağrıya kayıtsız kalmayan kentlerden biri de Diyarbakır oldu. Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) öncülüğünde, merkez Sur ilçesinde bulunan Şeyh Said Meydanı'nda bir araya gelen Diyarbakır halkı, Gazze halkı için ellerini semaya açtı.
Dua programı, Yatsı ezanının okunmasıyla başladı. İTTİHADUL ULEMA Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdulkuddüs Yalçın imamlığında alanda yatsı namazından sonra günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma gerçekleştiren İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla Bedirhan Akgül, "Malumunuz Gazze'de 2 yıldan beri vahşice bir katliam sergileniyor. Çokça konuşmalar yapıldı, sözler söylendi, sloganlar atıldı. Fakat ne yazık ki geldiğimiz noktada sözün bir değeri ya da kıymeti kalmadı. Mücahit kardeşlerimiz bizleri, ümmeti Muhammed'i bu gece ellerimizi Rahman'a açmamızı, kendileri için dua etmemizi istedi." ifadeleriyle toplanma amaçlarını özetledi.
"Duanın çok büyük ehemmiyeti var, hafife almayalım"
Akgül, konuşmasının devamında duanın önemine vurgu yaparak şunları kaydetti:
"Bizim durumumuz Kur'an-ı Kerim'de bahsi geçen sahabenin durumu ile aynı durumdayız. Ayet savaşa katılmak isteyen bazı sahabeleri konu alır. Bahsi geçen sahabeler Resulullah Aleyhisselatu Vesselam'a gelip savaşa katılma izni istiyorlar fakat Resulullah'tan bekledikleri cevabı alamayınca göz yaşı dökerler. İşte Allah Celle Celalühü, bu döktükleri gözyaşlarından dolayı olsa gerek 'bunlara günah yoktur, bunlar sorumlu değildir' diyor. Ben de bunu bizim durumumuza bakıyorum; elimiz, tankımız, topumuz, yetişmiyor. Zayıf kaldık. Acaba biz de bu gece kardeşlerimizin bizden istediği üzere için için yalvara yalvara dua etsek, gözyaşı döksek acaba Allah katında bu gözyaşı bizim de kurtuluşumuza vesile olur mu? Diye düşünmeden edemedim."
Akgül, "Hazreti Nuh'un dediği gibi, 'Yarabbi ben mağlup oldum. Sen yardım eyle. Bu dinin sahibi sensin.' şimdi biz de gerçekten bu noktada ümmeti Muhammed olarak zayıflığımıza, korkularımıza, menfaatlerimize mağlup olduk maalesef. Ya Rabbi sen yardım et. Duanın bu noktada çok büyük ehemmiyeti var. Peygamberler, salihler, iyi insanlar dua ettiklerinde Kur'an-ı Kerim'de ve sünnette birçok yerde duaların makbul olduğunu görürüz. Bu yüzden ne olursunuz duayı hafife almayalım. Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz buyuruyor ki 'De ki ey Resulüm! Sizin duanız olmasa Rabbim size ne diye ehemmiyet versin?'. Düşünebiliyor musunuz bizlerin Allah katında değeri yaptığımız dualarla ölçülüyor. Dolayısıyla dua başta bizi, sonra dua ettiklerimizi kurtarır. Yine Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem, duanın kuşkusuz ibadetin ta kendisi olduğunu buyuruyor. Yine Kur'an-ı Kerim'de diğer ayetlerde 'Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin' buyuruluyor. Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'in birçok ayetinde bizlere nasıl dua etmemiz gerektiğini öğretiyor." dedi.
"Allah-u Teala Gazze'yi kurtarmaya kadirdir, yeter ki duamızda ısrarcı olalım "
Bütün bir dünya bu vahşetin önüne iki yıldır geçemediğinin altını çizerek konuşmasını sürdüren Akgül, "Yine bir ayeti kerimede Allah-u Teala 'Ya Muhammed kullarım beni sana sorarsa şüphesiz ki ben pek yakınım. Dua edenin duasına icabet ederim.' diye buyuruyor. Bizler de kainattaki her zerrenin durmadan kıyamete kadar yüce Rabbimizi zikrettiği gibi bu gece insanlar uykudayken kainattaki, göklerdeki ve yerdeki her şeyin zikrine biz de ortak olalım. Biz de bu gece özellikle kalkıp abdestimizi alalım, namazımızı kılalım ve Rabbimize münacaatta bulunalım. Kardeşlerimiz için yüce Rabbimizden nusret, ferahlık, merhamet talep edelim." ifadelerini kullandı.
Bedir Savaşında Efendimizin yakarışını örnek gösteren Akgül, " Peygamber Efendimiz de böyle yapmıştı. Savaşta ellerini kaldırıp Rabbine dua ediyor. Duayı öyle uzattı ki Hazreti Ebubekir gelip 'Ey Allah'ın Resulü, Allah seni yardımsız bırakmaz.' dedi. O Rabbimiz ki o gün melekleri indirmişti. Niye bugün indirmesin? Biz de dua etsek, bütün bir ümmet aynı anda ellerimizi semaya açsak Rabbimizin merhameti çoktur, mağfireti boldur, nusreti yakındır. Hiç olmayacak şeyleri olduran Allah'tır. Yeter ki dua edelim. Elbette ki Allah Gazze'mizi kurtarır. Allah-u Teala bir ümmetin hep birlikte yaptığı duaya icabet etmez mi? Gazze'yi bu zulümattan kurtarmaz mı? Elbette ki kurtarmaya kadirdir. Yeter ki biz duamızda ısrarcı olalım." şeklinde konuştu.
"Duaya devam edelim, boykota devam edelim, Sumud filosu için elimizden geleni yapalım"
Akgül, "Dua bir defalık değildir. Allah'tan umudumuzu kesmeyelim. Ümmeti Muhammed olarak bir bütün olarak namazlarımızın ardından Gazzeli kardeşlerimizi unutmazsak, inanıyorum ki Allah-u Teala duamıza icabet edecek ve mazlum kardeşlerimizi, bedenleri parçalanmış yavruları, evleri başlarına yıkılmış anneleri, yaşlıları, acizleri ve hastaları mutlaka ve mutlaka inşallah kurtaracaktır." diye belirtti.
Akgül son olarak boykota devam edilmesini ve Gazze'de ki ablukayı kırmak için yola çıkan Sumud filosuna her türlü desteğin verilmesi gerektiğini belirterek şu ifadelere yer verdi:
"Bu noktada elimizden geleni yapmalıyız. En azından herkesin yapabileceği bir boykot var. Karınca misali safımızı belli edelim. Boykotu devam ettirelim. Ayrıca son olarak özellikle ablukayı kırmak için yola çıkan Sumud filosuna lüzum eden her türlü destek verilmeli. Hem dualarımızla hem de elimizden gelebilecek her türlü destek verilmeli."
Program, Molla Abdulkuddüs Yalçın'ın yaptığı "Gazze Halkı İçin Ferahlık Duası"yla sona erdi.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.