Aile Danışmanı Terzi: Gençlerin dijital çağda kimlik inşasında aile bağları çok önemli

Aile Danışmanı Terzi: Gençlerin dijital çağda kimlik inşasında aile bağları çok önemli
Gençlerin dijital çağda kimlik inşasında karşılaştıkları sorunlara ilişkin koşan Aile Danışmanı Şüheda Derya Terzi, kimlik inşasında güçlü aile bağlarının önemli rol oynadığını söyledi.

Teknolojik gelişmeler ve internetin yaygınlaşması ile küresel bir köy haline gelen dünyada sosyal medya platformlarıyla da insanlık farklı coğrafyalarda olsa bile aynı anda aynı şeyleri görüp etkileşim sağlama imkânı buluyor.

Bir taraftan gelişen bu sistem beraberinde getirdiği kolaylıkların yanı sıra toplumsal manada bir o kadar da olumsuzluğu da içerisinde barındırıyor.

"Aile içerisinde bir paylaşım yoksa bir değer algısı yoksa başka arayışlara girişebiliyorlar"

Dijital çağda gençlerim kimlik inşasında yaşadıkları sorunlar ve karşı karşıya oldukları tehlikelere ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Aile Danışmanı Şüheda Derya Terzi, "Aile yapısının zayıflaması, gençlerin karar mekanizmasını önemli bir noktada etkilediği gözle görülen bir gerçektir. Toplumu oluşturan birim ailedir. Dolayısıyla ailenin güçlü olması, toplumun da güçlü olduğunu gösterir. Ailenin güçlü olmasında bireylerin de sağlıklı olup olmaması etkili oluyor. Ailelerin olmadığı yerde gençlerin kendi iradelerini kullanabilmesi, ideallerinin peşinden koşabilmesi adına bir denge muhafaza edilmesi gerekir. Bunun için de gençler, aile içerisinde bir paylaşım yoksa bir değer algısı yoksa başka arayışlara girişebiliyorlar. Bu anlamda gençler daha çok dışarıda bir arayışın içerisine giriyor." dedi.

"Anne baba arasındaki iletişim güçlü olursa çocuklarla iletişim de güçlü oluyor"

Terzi, "Toplumda da artık nahoş olan çok şey var. Artık kültürel değerlerimize, inanç değerlerimize uzak merkeze odaklanıyorlar. Karar verme mekanizmasına baktığımızda eski ve yeni nesil kıyaslaması yapılabilir. Eskiden özgüven yoktu. Çünkü bastırılmış bir nesil vardı. Bugüne baktığımızda özgüvenin çok olduğu, aslında hadsizliğin üst safhada olduğu bir özgüvenden bahsedebiliriz. Aslında insan, fıtraten bu iki arasında bir denge ister. Bu fıtrat dengesini kuramadığı için gençler de kendilerini gerçekleştirmek adına o dengeyi kaçırabiliyorlar. Anne baba arasındaki iletişim güçlü olursa çocuklarla iletişim de güçlü oluyor. Karı koca arasında bağlar koptuğunda çocuklarla da bağlar kopuyor. Dolayısıyla çocuklar da kopuk bağlarla bir yerlere tutunmaya çalışıyorlar." diye konuştu.

"Dijital ortamda kendilerini gerçekleştirmek isterken gençler daha da kaybolabiliyorlar"

İnsanın fıtratında olan aidiyet hissini ailede bulamayan gençlerin bu ihtiyacı farklı yerlerde gidermeye çalıştıklarını kaydeden Terzi, "Çağımızda da sosyal medya, dijital ortam var. Dijital ortamda kendilerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Hatta orada çok sahte hesap açıyorlar. Kendilerini olduğundan çok farklı konumlandırıyorlar. Aslında burada kendilerini bulma yolunda olmadıkları bir kişiliğe bürünmeye çalışıyorlar. Kendilerini bulmaya çalışırken daha da kayboluyorlar. Bunda dizilerin de çok fazla etkisi var. Genel anlamda baktığımızda dizilerin faktörü, çevresel faktörler bizi manevi değerlerimizden uzaklaştırıyor. İnsan iki dünya görüşüyle hayata tutunur. Bu da maneviyattır. Maneviyatın da iki dünya görüşü var. Birisi kültürel İslam, birisi de merkezden aldığımız, yani inandığımız değerlerdir. İnsanlar, kültürel İslam algısında tutunabiliyorlardı. Bugün o kültürel İslam da artık asimile oldu. Dün toplumda nahoş karşılanan şeyler bugün doğal karşılanmaya başlandı. Dolayısıyla gençler bu dengeyi tutturamayabiliyorlar. Ancak dijital ortamda kendilerini gerçekleştirmek isterken daha da kaybedebiliyorlar." şeklinde konuştu.

"Değerlerimizden uzaklaşmadan uyum sağlayabileceğimiz merkezi hazırlamalıyız"

İslami kimlik ve modern yaşam arasında gençlerin bir denge kurması gerektiğini hatırlatan Terzi, "Gençlerimize şunu söylüyoruz. Bir ayağımız sabit, bir ayağımız dünyayı dolaşabilmeli. Hazreti Ali'nin 'çocuklarınızı kendi çağlarına göre yetiştirin' diye bir ifadesi var. Bir ayağımız inandığımız değerlerde sabit olmalı. Çağımıza göre de esneyebileceğimiz, değerlerimizden uzaklaşmadan uyum sağlayabileceğimiz merkezi hazırlamalıyız. Aslında gençlerden daha çok onlara bir şeyler öğreten merkezde de bir bozulma var. Orası bozulunca gençler nereden neyi alacaklar? Gençleri suçluyoruz ama bir tık da haklılık payları var. Dolayısıyla bizim de payımıza düşen var. Biz ne kadar değerlerimizi aktarabiliyoruz? Gençler bir taraftan araştırıyorlar, özüne iniyorlar ama bir taraftan da bizim zamanımıza, 90'lı yıllara gittiğimizde orada bir tevhit akidesi bir kültürel İslam vardı ve orada bir şeyleri tercih edip araştırma daha kolaydı. Bugün o kadar çok fazla görüş ortada ki beyinler daha bulanabiliyor, araştırıyım derken kaybolabiliyorlar, dolayısıyla hepten kaybolabiliyorlar." dedi.

"Toplumsal değerlerle bütünleşmiş bir formül bulmak gerekir"

Eğitim kurumlarının genel manada gençlerin kimlik arayışlarında yeterli ihtiyacı karşılamadığını aktaran Terzi, "Eğitim kurumları da aslında ne tür yöntemle gençlere ulaşabileceklerini irdeliyorlar. Bu anlamda tam bir formül bulamadılar. Öyle bir şey bulmak lazım ki hem kendi değerlerinden uzaklaşmadan hem de toplumsal değerlerle bütünleşmiş ve merkezine ahenkle ulaştırabilecek bir formül bulmak gerekir. Bu sistemde de bu formül bulunamadı." diye konuştu.

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.