İnsanoğlu hüzünlendiğinde, sıkıldığında, acıyla karşılaştığında, kendisine zülüm edildiğinde, fıtraten hemen bir masumiyete bürünüp, gözyaşı dökerek ağlamaya başlar. Bu olağan bir durumdur ve kimse tarafından yadırganmaz.
Bu olağan durumun, her zaman böyle olmadığını, dış görünüşüne aldanarak ağlama ve sızlanmaların aldatıcı olduğunu, gücün karşısında ağlayan ve sızlayanların, güç ellerine geçti mi neler yapabileceklerini Allah(C.C) Hz.Yusuf’un kıssasın da ince ayrım olarak gözler önüne serdiriyor. Yusuf (A.S.) İsrail Oğulları Peygamberlerinden Yakup Peygamberin oğludur. Hayatı ve kıssası Kur'ân-ı Kerîm'de anlatıldığı üzere (Yûsuf/1-104) kısaca şöyledir:
Hz.Ya'kûb'un on iki oğlu var idi. İçlerinde Yûsuf’u hepsinden daha çok severdi. Yusuf bir rü'yâ görüp babasına söyledi. "Gördüm ki, on bir yıldız, güneş ve ay, bana secde ettiler" dedi. Yakûb (A. S.) anladı ki; "On bir yıldız", Yûsuf'un on bir kardeşine işarettir ve Cenâb-ı Hak, onu kardeşlerine üstün kılacaktır. "Oğulcuğum! Bu rüyanı kardeşlerine söyleme. Çünkü şeytan insana düşmandır. Kardeşlerine vesvese verip kalplerine kıskançlık düşürebilir. Sonra sana bir hîle yaparlar. Cenâb-ı Hak sana peygamberlik ve büyük devlet verecek” dedi ve Yûsuf’a sevgisi daha da arttı.
Yûsuf'un büyük kardeşleri, onu kıskandılar ve hîle ile onu kıra götürüp bir kuyuya attılar. Babalarına ise "Onu bir kurt yedi.” dediler. Sonra geri dönüp "Yûsuf'u bir kervana ucuz fiyata köle diye sattılar. Yûsuf o zaman on sekiz yaşında idi. Kardeşlerinden korkup sustu ve Allah'a dayanarak kervanla Mısır'a gitti. (ila ahir)
Hz.Yusuf’un kardeşleriyle olan ilişkilerini detaylı bir şekilde incelediğimizde, kardeşlerinin Hz.Yusuf karşısında takındıkları tavır, zayıfı ezmek ve yok etmek iken, babalarının karşında takındıkları tavır, güce boyun eğmenin ağlama ve sızlanmaların ne denli inandırıcı olabildiğini gözler önüne seriyor.
İşte hüzün ve ağlayışa bürünen şahsiyetlerin, bir anda nasıl oluyor da zayıf gördükleri karşısın da zayıfları ezdiklerini gösteren güzel bir örnek. Tabii bu örneklendirmeyi zamanımız için de kullanmak ve bu kıssanın ışığında olayları elekten geçirdiğimizde, nasıl oluyor demeden önce Cenâb-ı Hak’ın samimi olmayan ağlayışların ve tavırların ne denli tehlikeli olabileceklerini ve zayıfları nasılda hor ve hakir gördüklerine dikkat çekiyor.
Bugünün siyasi arenasında, sanki geçmişten kopup günümüzü şekillendirmeye çalışan, ağlayış ve sızlanmalarıyla toplumu idare edebileceğini sanan, bir zamanlar Yusuf ‘un kardeşlerinin görevini üstlenip Hz.Yakub’u aldatma misali toplumu aldatanlar, gücün karşısında eğilip, mazluma zulüm edebileceklerini sanan zavallılar var.
Ağlayışın altında gülüşlerini saklayanlar! Unutmayın ki, Hz.Yusuf Kardeşlerine dua ve niyazda bulunmuştu. Peki ya size kim dua edecek.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.