Sanal Hayâsızlık!

İnternet Dünyası ya da diğer adıyla Sanal âlem aldı başını gidiyor. Kısa sürede milyonlarca insana ulaşması ve esnekliği yayılmasını sağlıyor.

            Haber siteleri, ekonomi siteleri, eğlence siteleri, oyun siteleri, eğitim siteleri vs derken bu site sahiplerinde insanların merakını çekip “tıklanma” sayısını nasıl artırabilirim düşüncesi var.

            “Tıklanma” sayısı para kazanma miktarı ile doğru orantılıdır.” Ne yapayım da insanların internet sitem’in tıklanma sayısını artırayım?” Düşüncesi insanları gayrı meşru yollara itiyor.

            İnternet sitelerini popüler yapıp daha fazla reklam alma ve daha fazla para kazanma hırsı haber siteleri ve ödev sitelerini bile ilgili ilgisiz reklam almaya itiyor.

            Her ne kadar internet sağlayıcılar müşterilerine filtre programı sunsalar da bu hizmet yeterli olmuyor.

            Twitter ve facebook gibi sohbet siteleri dahi ilgisiz yayınlar ve paylaşımlar alınca ister istemez “Bu iş nereye varacak?” diye sorgulama ihtiyacı hissediyorsunuz.

            Gençler, çocuklar, yaşlılar kısacası toplumun hemen hemen her kesimi internete bulaşmış ve “Sanal bağımlı” olmuş.

            Gece gündüz, yolda, evde, işyerinde, çarşıda, pazarda her yerde hemen hemen yediden yetmişe her insanı elinde telefonu, internete gezinirken görürsünüz.

            Hayatın olmazsa olmazı haline gelen internet güvenliğinin sağlanması gerekmez mi? Bu konu ile ilgili BTK(Bilgi teknolojileri Kurumu) neden müdahale etmez?

            Evet, çeşitli hukuki ve cezai müeyyideler, büyük para cezaları öngörülmüş mü? Öngörülmüşse BTK takip etmekte midir?

            BTK gerekli takipleri yapıyorsa ceza kesmekte midir? Eğer ceza kesiyorsa neden halen hayâsız yayınlar yapılmaktadır?

            İşte tüm bu soruların cevabının alınması gerekir. Ancak gerçek şu ki, şu anda çocuklarımız, gençlerimiz ve bizler güvenilir olmayan bir internet ortamında geziniyoruz.

            Güvenilir olmayan derken, virüslerin yayılacağı bir ortamın yanında daha önemli olanın toplumun ve ailenin ahlaki dejenerasyonuna neden olacak ve neden olan sanal ortamdan bahsediyorum.

            Evet, “Aile profili, çocuk profili ve standart profil” diye tanımlayıp müşterilere sunulan filtreleme yeterli değildir.

 Zira ya internetten vazgeçmek zorunda kalıyorsunuz ya da güvenilirliği göz önüne almıyorsunuz.

Toplumu Sanal bağımlı olmaktan kurtaramadık bari interneti güvenilir hale getirelim. O halde bir ödev sitesinde,bir haber sitesinde,bir bilgi sitesinde müstehcenlik olmamalıdır.

Eğer ilgisiz yayınlar yer alıyorsa o halde BTK gerekli müdahaleyi yapmıyordur. Eğer 5651 sayılı bilişim kanunu hukuki ve cezai müeyyideler konusunda yeterli değilse, bir an önce yeterli düzenlemeler yapılmalıdır.