Kapitalizm Çağında Kulluk -1

Müslüman çok çetin bir sınav dönemine girmiş durumdadır. En çetin sınav Kapitalizm çağındadır.

Kapital: yani mal, yani makam,yani para karşısında tutunup direnebilen insan sayısı azdır.

Teoride çok iyi olan,ahkam kesen, radikal olan insanların para ve makam karşısında buz gibi eridiklerini görüyoruz.

Öğrencilik yıllarında kaybedeceği bir şeyi olmayanlar keskin söylemlere sahipti.

Aşırı ifadelerle toplumu eleştirenler, anne ve babalarını bile tekfir edenler iş kendilerine gelince törpülendiler, adapte oldular ve sonuçta eleştirdiklerini kat be kat geçtiler.

Meşru zenginliği bile eleştirenler gayrı meşru zenginliği normal görmeye başladılar.

Mücahitlikten müteahhitliğe adeta peynirden kıl çeker gibi geçtiler.

Sancısız ve ağrısız bir geçişle Kapitalist oldular. Kapitalizm çağında Müslüman Kapitalin kulu kölesi durumuna düştü.

İslami bir dava güttüğünü söyleyen siyasetçileri tekfir eden, bunlara oy verenleri hatta bunların mitingine gidenleri dahi Müslüman görmeyenler; Liberal bir partiye yamanmada mahsur görmez oldu.

Zenginliğin her türlüsüne, ister meşru ister gayrı meşru olsun karşı çıkan kişiler şimdi gayrı meşru bir şekilde servet üzerine servet yığmaktadır.

Müteahhit olup inşaat yapanlar; kaçak kat atmakta, üç liraya aldığını beş lira göstermekte, üyelerinden haksız kazanç elde etmekte, usulsüz işler yapmakta ve tüm bunları yapmakta bir beis görmemektedir.

Kamu kurumunda ihaleye girince  dosya parası almakta, diğer müteahhitlerle anlaşma yoluna gidip fiyat artırmakta hak etmediği parayı almayı kanıksamaktadır.

Kamu kurumunda çalışan ise rüşvet almaya kılıf bulmakta, müteahhitlerden para istemektedir. Rüşveti meşru göstermek içinde çeşitli söylemler geliştirmektedir.   

Bunlardan bazısı; "Maaşım az, emek harcıyorum ondan dolayı para alıyorum, Hak ediş hazırlıyorum, aldığım paraları fakir-fukaraya dağıtıyorum v.s" gibi sadece bu söylemlerle yapanın kendini kandırdığı sözler olmaktadır.

Memur olanın ise bulunduğu konumda maksimum kazancı elde etmeye yönelik yaptığı hamleler ve girişimler görüldükçe insan hayrete düşmektedir.

Hizmet verdiği ve bu hizmetine karşılık maaş aldığı işyerinde ilave ne alabilirim diye ya müdürüne ya da amirine yaranmaya çalışmakta, ya da hizmet verdiği vatandaştan bir şeyler koparma peşine düşmektedir.