ZMO Başkanı Çakmak: Kuraklık ve azalan su kaynakları tarımı tehlikeye atıyor
Türkiye’de son yıllarda etkisini giderek artıran kuraklık ve iklim değişikliği, tarım sektöründe su yönetimini stratejik bir konu hâline getirdi. Mevsimlerin dengesizleşmesi, yağışların azalması, sıcaklıkların yükselmesi ve su kaynaklarının hızla tükenmesi birçok bölgede sulama sorunlarını beraberinde getiriyor. Özellikle tarımda su tüketiminin çok yüksek olması, mevcut kaynakların verimli ve planlı kullanılmasını zorunlu kılıyor.
Tarımsal üretimin yoğun olduğu Bursa gibi illerde ise, azalan su rezervleri ve göl seviyelerinin düşmesi, çiftçileri ve ilgili kurumları düşündürüyor.
Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada artan kuraklık, düşen su kaynakları ve yanlış sulama yöntemlerinin tarım üzerinde oluşturduğu ciddi tehditlere dikkat çekti.
Çakmak, Türkiye’de tarımda su kullanımının kritik boyutlara ulaştığını ve artan kuraklık ile iklim değişikliğinin üretimi ciddi şekilde tehdit ettiğini söyledi.
"Türkiye'de kullanılan suyun yüzde 77'si tarımda kullanılıyor"
Kuraklık ve iklim değişikliği tarım sektörünü olumsuz yönde etkilediğini belirten Çakmak, "Küresel ısınmayla beraber kuraklık, depremler, sel felaketleri, sürekli iklim değişiklikleri; bir yıl kuraklık, bir yılda aşırı küresel sıcaklıklar ile tamamen doğaya bağlı olan tarım sektörünü en çok etkileyen bir unsurdur. Su, tarımın olmazsa olmazıdır. Bazı bitkilerde verimi yüzde 50'den yüzde 300'e kadar artıran bir unsurdur. Özellikle mısır, sebze ve meyvelerin hepsi su olmadan yetiştirilmeyecek ürünlerdir. Tarımda suya büyük bir ihtiyaç var. Türkiye'de kullanılan suyun yüzde 77'si tarımda kullanılıyor. Bu nedenle sulamayı ve suyu çok önemsiyoruz. Suyun mutlak surette tasarruflu ve bilinçli kullanılması gerekiyor." dedi.
"Vahşi sulamadan vazgeçip damlama modeline geçilmeli"
Sulama yatırımlarının hızla yapılması gerektiğini vurgulayan Çakmak, "Özellikle kanal, kanalet gibi açık sistemlerle buharlaşmanın ve kaçakların yoğun olduğu sistemlerden vazgeçip kapalı basınçlı sistemlere dönülmesi gerekiyor. Tarlaya bu şekilde getirildikten sonra da tarla içinde vahşi sulamadan vazgeçip yağmurlama ve damlama gibi daha az su tüketen sulama modellerine geçmek gerekiyor. Bu konuda çiftçilerin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bilinçlendirme olmazsa damla sulama dahi yapılırsa vahşi sulamadan farkı olmayacaktır." diye belirtti.
"Kuraklık Bursa içinde büyük bir tehdit oldu"
Çakmak, "Ekilen ve dikilen ürünün hangi dönemde ne kadar su ihtiyacı olduğunu belirleyerek hangi yöntemle en uygun sulamasının yapılacağını, hangi miktarda su ihtiyacının verileceğini hesaplayarak ziraat mühendislerinin belirlediği program dahilinde sulama yapılması gerekiyor. Su, Bursa içinde büyük bir tehdit oldu. Aydın bölgesinde kısıtlı sulama yapılıyor. Bu yıl İznik ve Orhangazi bölgelerinde İznik Gölü’nün su tutma kapasitesinin düşmüş olması nedeniyle de şubat ayında çiftçiye su verilemeyeceği duyuruldu. Çiftçilerin tepkisi sonrası geri adım atıldı." ifadelerini kullandı.
" Çiftçiler tasarruflu sulama yöntemleri ile desteklenmeli"
Önümüzdeki yıllarda kuraklığın bu şekilde artarak devam edeceğini düşünüldüğünde su potansiyelinin en alt durum şeklinde değerlendirilmesi gerekeceğini ifade eden Çakmak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hızlı bir şekilde yatırımların yapılması, kayıp kaçak oranlarının önlenmesi ve damlama, yağmurlama, sulama gibi tasarruflu sulama yöntemlerinin çiftçiye ulaştırılması gerekiyor. Çiftçiye maliyetli olan sulama yöntemleri için desteklenmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bursa gibi tarım potansiyeli yüksek ve ihracata dayalı olan, katma değeri yüksek ürünler üreten bir kentte tarımın bitmesi noktasına geleceği anlamına gelir." diye konuştu.


Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.