Yapıcıoğlu: Yönettiğimiz belediyelerde milletin malı millete hizmet için harcanacak

HÜDA PAR, İzmir Karabağlar Halk Eğitim Merkezi'nde, Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun katılımıyla 31 Mart yerel seçimleri için Aday Tanıtım Programı gerçekleştirdi.

Düzenlenen programda, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu; 4 büyükşehir, 1 il ve 47 ilçe olmak üzere toplam 52 belediye başkan adayını açıkladı.

Okunan Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu bir konuşma gerçekleştirdi.

Konuşmasına Filistin gündemiyle başlayan Yapıcıoğlu, partisinin siyasi çizgisini ve HÜDA PAR belediyeciliğinde vatandaşları nelerin beklediği gibi konulara değindi.

Değişmeyen gündemlerinin başında Filistin'in geldiğini, bu meselenin daima gündemde kalması gerektiğini ifade ederek sözlerine başlayan Yapıcıoğlu, geçtiğimiz günlerde HAMAS Lideri İsmail Heniyye ile bir araya geldiğini ve Gazze'de ki son durumu müzakere ettiklerini söyledi.

Yapıcıoğlu, "Daha önce de farklı kademelerde görev yapan Filistinli kardeşlerimizle görüştük. Emin olun onların hiçbirisi bizlerin, buradaki insanların gidip orada, Gazze'de eline silah alıp onlarla birlikte savaşmalarını istemiyorlar. 'Buna ihtiyacımız da yok' diyorlar. Hadi diyelim ki siz askeri olarak bir şey yapamıyorsunuz, diyelim ki siz bize silah gönderemiyorsunuz, şu savunmasız kadınlara ve çocuklara su ve ekmek de mi gönderemiyorsunuz? Oradaki hastalara, oradaki yaralılara ilaç da mı gönderemiyorsunuz? Hadi siz siyonist rejime bir şey diyemiyorsunuz. Mısır'ın üzerine baskı kurup Refah Sınır Kapısı'nın açılması için de elinizden hiçbir şey gelmiyor mu gerçekten?" ifadelerini kullandı.

"Gazze'deki insanların direncini kıramadılar, kıramayacaklar inşallah"

Siyonist katilerin yağdırdığı tonlarca ağırlıktaki bombalarla tarihi yapılar, camiler, kiliseler, hastaneler, ambulanslar, fabrikaları ve su depolarını vurduğunu; gazetecileri, doktorları, hemşireleri, sağlık çalışanlarını, BM görevlilerini katlettiğini söyleyen Yapıcıoğlu, yaşanan vahşeti şu cümlelerle anlattı:

"Öldürdükleri insanların cesetlerini götürdüler, onların içini açıp iç organlarını çaldılar. Ya da esir aldıkları bazı insanları götürüp organlarını çaldıktan sonra derilerini yüzdüler ve cesetlerini ortaya attılar. Katlettikleri şehitlerin, defnedilmiş cesetlerini buldozerlerle mezarlıkların içine girerek yeniden yeryüzüne çıkardılar. Yasaklı silahlar kulandılar. Çiğnemedikleri hiçbir hukuk kuralı, ahlak kuralı, hiçbir insanlık değeri kalmadı. Her şeyi yaptılar. Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırım suçundan dolayı aleyhlerinde bir hukuki süreç başlatıldı ve mahkeme geçtiğimiz hafta cuma günü bir karar verdi. Siyonist rejimin itirazlarını reddetti. Soykırım suçundan yargılanacaklarına hükmetti. Ama aynı kararda tabiri caizse ciğeri kediye teslim etti. israile dedi ki, 'Şu iddialarla ilgili düzenli bir gözlem yap ve bir ay sonra bana bir rapor getir.' Bir anlamıyla şöyle dedi, 'ey siyonist sana bir ay süre tanıyorum. Bu bir aylık süre içerisinde ne yapıyorsan yap. Bir ay sonra ben bir ateşkes kararı verebilirim tedbiren.' Bir ay sonra orada kaç kişi hayata kalacak Allah bilir. Orada kaç insan açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıkta ölmüş olacak? Onu hiç kimse kestiremiyor. Ama bildiğimiz bir şey var. Oradaki insanların azmini, direncini kıramadılar, kıramayacaklar inşallah."

"Artık insanlık çok ciddi bir sınav verdiğinin farkına varmalıdır"

Siyonist işgal rejiminin kendi halkının dışında dünyanın birçok bölgesindeki destekçilerini de kaybettiğini belirten Yapıcıoğlu, "Gerçekten siyonist vahşiler sınır tanımıyor. Artık insanlık çok ciddi bir sınav verdiğinin farkına varmalıdır. Siyonizm Filistinlilere, Gazzelilere veya sadece Müslümanlara savaş açmış değil. Siyonizim dünyanın en tehlikeli ırkçılığıdır. Siyonizim kendileri dışındakileri insan kabul etmiyor. Onları öldürmek de dahil onlara karşı her türlü cürmü kendisinde bir hak olarak görüyor." dedi.

"Siyonistlerin bir devlet olmadığını, bir terör örgütü olduğunu görün ve ona göre muamele edin"

İslam ülkelerine daha önceden de yapmış oldukları çağrıyı yineleyen Yapıcıoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanının da ifadesiyle, devlet gibi değil bir örgüt gibi hareket eden bu siyonistlerin bir devlet olmadığını, bir terör örgütü olduğunu görün ve ona göre muamele edin. Bir terör örgütü ile herhangi bir devletin, devlet muamelesi yaparak diplomatik ve siyasi ilişki kurması, onunla ticaret yapması, onunla anlaşmalar yapması yakışmaz. Bütün ülkelere çağrımızdır; bütün anlaşmalarınızı iptal edin, bütün ilişkilerinizi kesin, bütün limanlarınızı kapatın, hava sahalarınızı kapatın, uçaklara iniş izni vermeyin, oraya gidecek uçaklara kendi topraklarınızdan kalkış izni vermeyin. O limanlara gidecek gemiler sizin limanlarınızdan kalkmasın. İşgal ettikleri topraklarda kurdukları limanlardan hareket eden gemiler sizin limanlarınıza yanaşamasın. Bunu yapamıyor musunuz? Çok ciddi zararlar göreceğinizi mi düşünüyorsunuz? Bakın o yenilmez ordu dediğiniz siyonist terör şebekesi, bir avuç mücahidin karşısında bile dört aydır hiçbir hedefini gerçekleştiremedi ve kayıplar vermekten de kurtulamıyor." ifadelerini kullandı.

Yapıcıoğlu Filistin meselesiyle ilgili son olarak "Biz Filistin'i gündem etmeye, Filistin'in gündemimizde tutmaya ve Filistin için elimizden ne geliyorsa onu bedeli ne olursa olsun yapmaya devam edeceğiz inşallah." dedi.

"Siyaset anlayışımız insan merkezlidir"

Konuşmasına yerel seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunarak devam eden Yapıcıoğlu, "12 yıl önce partimizi kurup yola çıktığımızda 'dürüst siyaset gerçek adalet' şiarı ile ortaya çıktık. 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde ilk defa sınırlı sayıda birkaç yerde belediye başkan adaylarımızı çıkardık. 'Dürüst belediyecilik gerçek hizmet' dedik. Evet, bizim siyaset anlayışımız insan merkezlidir ve hedefinde adaleti gerçekleştirmek vardır. Ne olursa olsun mutlak surette aleyhimize gibi görünse de adaletten hiçbir surette ayrılmama sözü verdik. İnşallah biz bu sözümüzde duracağız ve bu anlayışımızı belediyecilikte de milletimize gösterme azim ve kararlılığındayız." şeklinde konuştu.

"Yanlışı kim yaparsa yapsın yanlışa muhalefet etmeyi de görev bildik"

Muhalefet anlayışlarında sadece yanlışa muhalefet etmenin olduğunu vurgulayan Yapıcıoğlu, "Muhalefet anlayışımızla ilgili siyaset sahasına çıktığımız günden beri aslında bizi izleyenler bizi takip edenler net bir şekilde şunu görmüştür ki; biz muhalefet ederken biz sadece yanlışa muhalefet ettik. Birilerinin yaptığı gibi 'iktidarda olan ne yaparsa yapsın mutlaka ona muhalefet etmek zorundayız' gibi bir anlayışa hiçbir zaman sahip olmadık. Böyle bir pratiğimiz de olmadı. Aynı zamanda yanlışı kim yaparsa yapsın yanlışa muhalefet etmeyi de görev bildik. Yanlışı içimizden biri de yapsa hiç kimsenin yanlışına sahip çıkmadık, yanlışını alkışlamadık. İnşallah bundan sonra da biz kimsenin yanlışına ortak olmayacağız. Onun yanlışını alkışlamayacağız, doğru muamelesi yapmayacağız." diye belirtti.

"Milletin derdiyle dertlenen, sevinciyle sevinen duruşumuzu ve yürüyüşümüzü devam ettireceğiz"

"Başka işleri güçleri yokmuş gibi her gün bize laf saydıranlara inat biz kendi işimize bakacağız." ifadelerini kullanan Yapıcıoğlu, "Mayıs seçimlerinde 4 arkadaşımızı parlamentoya gönderdikten sonra bizim muhalefet anlayışımız ya da bizim tarz-ı siyasetimiz biraz daha görünür olmaya başladı. Bizim görünür olmamızdan ciddi şekilde rahatsız olanlar oldu. Bize tahammül edemediklerini, bizim meclisteki varlığımızdan rahatsız olduklarını söyleyenler oldu. Hatta bizim kökümüzü kazıyacaklarını söyleyenler oldu. Milletin değerleriyle kavgalı olan, milletin inancıyla kavgalı olan, milletin tarihine cahil, milletin örfüne-kültürüne yabancı kalan insanlar zannediyorlar ki bu düşmanlıklarını, bu karşıtlıklarını, bu cehaletlerini derinleştirdikçe üste çıkacaklar. Başka işleri güçleri yokmuş gibi her gün bize laf saydıranlara inat biz kendi işimize bakacağız. Biz kendi milletimizin değerlerini savunacağız. Onlar gibi konuşan, onlar gibi dolaşan, onlar gibi giyen, onlar gibi yaşayan, onlarla beraber ağlayıp onlarla beraber gülen, onların hissiyatıyla hislenen, onların derdiyle dertlenen, onların sevinciyle sevinen duruşumuzu, yürüyüşümüzü devam ettireceğiz inşallah. Adım adım her gün biraz daha bu davayı ileriye götüreceğiz, bu sancağı biraz daha yükseğe çıkartacağız Allah'ın izniyle." dedi.

"Yönettiğimiz belediyelerde; milletin malı belediye başkanı ya da HÜDA PAR'ın reklamı için kullanılmayacak"

Siyaset tarzlarının parlamentoda görüldüğü gibi belediyecilik anlayışlarının da görünür olmasını istediklerini belirten Yapıcıoğlu, HÜDA PAR belediyeciliğinde olacakları şu ifadelerle anlattı:

"Bir HÜDA PAR'lının yönettiği bir belediyede yolsuzluk ve israf hiç olmayacak inşallah. Milletin malı son kuruşuna kadar millete hizmet için harcanacak. Milletin malı belediye başkanı ya da HÜDA PAR'ın reklamı için kullanılmayacak. Milletin malı çarçur edilmeyecek. Milletin malı üç kuruş menfaati için fazladan bazı şirketlere ihale yoluyla hortumlar bağlanmak suretiyle akıtılmayacak. Yolsuzluk, rüşvet ve adam kayırma olmayacak. Haksızlık ve adaletsizlik zinhar olmayacak. Allah'ın izniyle alacağımız her bir belediyenin girişine 'rüşvet alan da veren de melundur' hadis-i şerifini asacağız. Hizmetler ihtiyaca göre şehrin neresinin ihtiyacı varsa hizmetler oraya akacak. Az laf çok iş olacak. İnşallah güvenli şehirler HÜDA PAR'la mümkün hale gelecek."

"Bizim yönetim anlayışımızı en iyi ifade edebilecek kelimelerden bir tanesi de 'emanet'tir"

HÜDA PAR belediyeciliğinde olacaklar ve olmayacakları sıralamaya devam eden Yapıcıoğlu, "İnsana zarar veren hiçbir şey koruma görmeyecek. İnsana zarar verecek hiçbir durum, hiçbir davranış hoş görünmeyecek, görmezden gelinmeyecek. Şehirler ve sokaklar güvenli hale gelecek inşallah. Çevre korunacak, çünkü bizim yönetim anlayışımızı en iyi ifade edebilecek kelimelerden bir tanesi de emanettir. Emanetleri ehline vermek gerekir. Bu hayat ve bu beden bize emanettir. Çevre ve şehirler bize emanettir. Allah-u Teâlâ ahirette bizi, bize emanet edilen her şeyle ilgili sorguya çekecek. Hayata ve gelebileceği makamlara da emanet gözüyle bakan, kendisine emanet edilen makamlarda halkın kendisine emanet edilen malını harcarken elbette bu bilinçle hareket eden insandan; yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, adam kayırma, adaletsizlik beklenmemeli." ifadelerini kullandı.

"Her belediyede bir ya da birkaç HÜDA PAR'lı Belediye Meclis Üyesinin bulunması bile bütün şehirlerimiz için kazanç olacaktır"

Yapıcıoğlu sözlerinin sonunda, bir HÜDA PAR'lının bulunduğu herhangi bir mecliste, kimsenin göstere göstere milletin malını çarçur edemeyeceğinin altını çizen Yapıcıoğlu, "İnşallah biz öncelikle bu emanete sahip çıkacak kişilerden seçiyoruz adaylarımızı. Hem ehil olacak hem de emanete emin olacak. Eğer o işi çok iyi biliyorsa ama emanette emin değilse, kendisine emanet edilen şeyi yeterince korumuyorsa ya da öyle bir derdi yoksa bu işi iyi bilmesi bizim için hiçbir anlam ifade etmez. İnşallah bu seçimde emanetlerin ehline verilmesi için kapı kapı dolaşacağız. Her vatandaşımızla temas kuracağız ve belediyelerin idaresine talip olduğumuzu söyleyeceğiz. İnşallah millet bizi tanıdıkça; kardeşlerimizin sağlamlığını, dürüstlüğünü, samimiyetini gördükçe her gün bu teveccüh katlanarak artacaktır. Her bir belediyede bir ya da birkaç HÜDA PAR'lı Belediye Meclis Üyesinin bulunması bile bütün şehirlerimiz için kazanç olacaktır. Zira bir HÜDA PAR'lının olduğu bir mecliste hiç kimse göstere göstere milletin malını çarçur etmeyi, milletin malını başkalarına peşkeş çekmeyi aklından bile geçiremeyecek inşallah." dedi. (İLKHA)