Türkiye'de İslam dininin bireysel ve toplumsal hayatta yaşanmasını engellemeye yönelik Amerika ve işgal rejimi projesi olarak gerçekleştirilen 28 Şubat post modern darbesi sürecinde birçok bayan öğrenci ve kamu çalışanı, çeşitli zulüm ve baskılara maruz kaldı.
Aradan geçen 27 yıla rağmen birçok mağduriyetler halen giderilmeyi beklerken kimi mağduriyetler ise kısmı olarak giderildi ancak birçok mağduriyetlerin ise telafisi mümkün olmadı.
Darbe sürecinden sonra öğrenim gördüğü Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde başörtüsü nedeniyle birçok zulme maruz kalan 28 Şubat mağdurlarından Uzman Diş Hekimi Meryem Yılmaz, yaşadıklarını İLKHA muhabirine anlattı.
28 Şubat kararları alındıktan sonra o dönem öğrencisi olduğu Dicle Üniversitesi'ne genelgelerin geldiğini söyleyen Yılmaz, "Genelge geldikten sonra da baskılar başladı. 1998'de tamamen büyük bir baskı oldu. Okullara alınmadık. Üniversiteye ve dersleri alındık ama imzalarımız geçersiz sayıldı. Sürekli olarak bir kaç günde bir polis baskınları oldu. Biz derslerden atıldık, stajlardan atıldık. Üniversite dördüncü sınıfta stajdayım. Polisler tarafından yaka paça kapının önüne atıldım. Ondan sonra eşyalarımızın falan bile alınmasına izin verilmedi. Üniversitenin şehrin dışında, önlüğümle dışarıda kalmışım. Çantam, eşyalarım hepsi üniversitenin içinde ama hiçbir şekilde almama izin vermiyorlar. Hatta döndüm oradaki polis memurundan birine 'o zaman bana para ver minibüse binip evime gideyim' dedim. O şekilde bizi yaka paça dışarı attılar." dedi.
"28 Şubat sürecinde bizi yıldırmaya çalıştılar"
Yılmaz, "Ben yıllar sonra Dicle Üniversitesi'ne uzmanlık okumak için geri döndüğümde 2000-2001 doğumlu öğrencilerimiz vardı onlara bunları anlatıyordum. Yaşadıklarımı anlatıyorum. Hastanın başında beni tuttular, dışarıya üstüm başım önlüğümle attılar. Hiçbir şekilde hocalar hiç kimse müdahale edemiyor. Gençler düşünemiyor, böyle bakıyoruz 'yok ya öyle bir şey o kadar da yapmamışlardır' falan diye böyle o kadarını da yaptılar. Daha fazlasını da yaptılar. Bizi yıldırmaya çalıştılar." ifadelerine yer verdi.
"Bizimle ilgili tuttukları bazı tutanaklar oldu"
Yapılan zulmü sinsice, ileride kimse onlardan hak talep edemeyecek şekilde yaptıklarını belirten Yılmaz, devamında şunları aktardı:
"Yine üniversitede bu zulmü destekleyenler, yasak gelmeden önce bize sıkıntı çıkaran hocalarımıza böyle gün doğdu. Bize daha fazla sıkıntı çıkarmaya çalıştılar. Cerrahi stajında özellikle oradaki hocalarımızdan biri çok zulmetti. Bana her staja geldiğimde mutlaka orada zaten takılı kalıyordum yani. Başörtüsü yasağı var. Bazı hocalar alıyor, bazıları almıyor derse devam ediyoruz. Bazı hocalar imzaları almıyor. Sonunda arkadaşlarla karar verdik. Bu süreci planlı yaptıkları için gelecekte bu insanlar herhangi bir hak talebinde bulunamasın, hak talebinde bulunurlarsa sıkıntı çıkacak o yüzden öyle bir yapacağız ki bu insanlar derse alınmayacak, sanki kalmış gibi devam etmemiş gibi görünecek. Yani ileride hiçbir hak talep edemeyecek. Bu haklarını talep edemeyen arkadaşlarımız da oldu. Arkadaşım dile getiriyor 'ben 28 Şubat mağduruyum bazı şeyler var' diyor ki, nereden belli yani şu anda sen sınıfta kalmış görünüyorsun. Hiçbir şeyi yok. Yani tutanak tutulmamış, hiçbir şey yapılmamış. Yapmıyor ilk etapta zaten yapmadılar. Bizimle ilgili tuttukları bazı tutanaklar oldu. Sadece kılık kıyafet şeyine uymadı. Sonra bunları hemen kaldırdılar. 'Hiçbir tutanak tutmayın, hiçbir şey yapmayın, sadece derslere almayın ya da imzaların üzerini çizin.' Biz arkadaşlarla karar verdik. Dedik ki 'noteri çağıralım üniversiteye noter gelsin, bizim imzalarımızı çizdiklerini ya da derse girdiğimiz halde imza atmamıza izin vermediklerini belgeleriz' diye noter çağırdık. Tabi çağıracağımızı da söyledik. Ertesi gün böyle her tarafta panzerler, polisler üniversitede böyle sanki çok büyük bir şey savaş çıkacakmış gibi bir izlenim var. Çok şaşırdık. Bizim bir hoca vardı ona niye geldiklerini şaşkın bir şekilde sorduk. Hoca gülerek 'sizin için gelmişler' dedi. Noterin işini yapmasını falan da engellediler. Bunu belgelememizi de engellediler. Yıllar sonra belki de birçok kişi bunu belgeleyebilseydi bazı haklarını elde edebileceklerdi."
"28 Şubat mağduriyetleri bitmedi mağduriyetleri devam edenler var"
28 Şubat süreci geldiğinde, onunla ilgili röportajlar alındığında veya onunla ilgili konuşulduğunda sosyal medya platformlarında mağduriyetlerden habersiz kişilerin tepkileriyle karşılaşıldığını ifade eden Yılmaz, "Sosyal medyada diyorlar ki ya bir bitmedi. Mağduriyetimiz bir bitmedi. Arkadaşlar, mağduriyetimiz bitmedi. Niye biliyor musunuz? Evet, eğitim hakkımız verildi. Biz döndük, mezun olduk, bitirdik, çalışmaya başladık. Ben çalışmaya başladım ama yapamayanlar oldu. Bir çok kişi 7 yıl, 8 yıl sonra 9 yıl 10 yıl sonra anne olmuştu, çocukları vardı. Belki eşleri izin vermedi, belki oldukları ortam müsait olmadı. O mağduriyetleri dile getirmek istiyorum. Eğitim Fakültesi'nde, Fen Fakültesi'nde okuyan arkadaşlarımız, onların döneminde mezun olanlar hemen atandılar, öğretmen oldular ama 7-8-10 yıl sonra mezun olanlar KPSS gibi çok zor bir sınav önlerine geldi. O sınavı geçip öğretmen olmaları gerekti. Bazıları yapamadı. Onlara neden o hak verilmedi? Neden geçmişteki arkadaşları mezun olup atanırken bunlara bu hak verilmedi. Kendilerinden 10 yaş, 15 yaş küçük gençlerle KPSS gibi bir sınav bu insanların önlerine kondu. Bazıları yapamadı, başaramadı. O sınavı geçemedi. Evet mezun oldu ama istediği şeyi yapamadı. Belki çalışmak istiyordu. Belki öğretmen olmak istiyordu. Hayalleri vardı ama gerçekleştiremedi. Yani ben bunu gerçekleştirdim. Bunun için mücadele ettim. Ailem, eşim, çevrem hepsi bana destek verdi. Ben bunları yaptım, sonrasında uzmanlık da yaptım. Allah'ın izniyle hepsinde başardım. Bu günlere de geldim ama gelemeyen arkadaşlarımız oldu. Mağduriyetleri devam edenler oldu. Bitmedi ki yani mağduriyetler durduğu yerde duruyor." diye konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.