UNICEF, Gazze'deki annelerin ve bebeklerin dramına dikkat çekti
UNICEF sözcüsü James Elder, Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında Gazze şehrindeki anne ve bebeklerin yaşadığı drama dikkat çekti.
“Gazze şehrinin halen on binlerce çocuğa ev sahipliği yaptığını belirten Elder, "Ayakkabısız çocuklar, tekerlekli sandalyedeki büyükanne ve büyükbabalarını molozların arasında itiyor. Uzuvları kesilmiş çocuklar tozun içinde çırpınıyor. Anneler, derileri döküntülerden kanayan çocuklarını taşıyor. Çocuklar, aralıksız hava saldırıları karşısında titriyor. Ve çocuklar gökyüzüne bakıp helikopterlerden ve dört pervaneli uçaklardan çıkan yangını izliyor." dedi.
Gazze Şehrinin her yerinde, kadınlardan, yaşlılardan ve çocuklardan kendisine, "'Güvenli bir yere nereye gidebilirim?" sorusunun yöneltildiğini aktaran Elder, "Ve cevap neredeyse iki yıl sonra bile aynı: Hiçbir yerde. Gazze Şeridi’nde hiçbir yer güvenli değil." ifadelerini kullandı.
Bugün, 400 binden fazla insanın güneye göç etmek zorunda kalmasına ek olarak, 200 bin sivilin daha Gazze şehrini terk etmeleri konusunda uyarıldığını ifade eden Elder, "Gazze şehrindeki bir hastane her gün yetersiz beslenme ve diğer hastalıklar nedeniyle 60 ila 80 çocuğun hastaneye yatırılmasına neden oluyor. El Hilu Hastanesi'ndeki bebek ve yenidoğan yoğun bakım ünitesi dolup taşıyor. Bu hastane geçen hafta bombalandı." diye ekledi.
Elder, "Gazze halkına dayatılan mantık hem acımasız hem de çelişkili. Kuzey, düşman bölgesi ilan edildi: Geride kalanlar şüpheli olarak damgalanacak. Açık konuşalım: Sivillere genel veya kapsamlı bir tahliye emri verilmesi, geride kalanların sivil olarak koruma haklarını kaybedecekleri anlamına gelmiyor." şeklinde konuştu.
Güney kesimin, sözde "güvenli bölgeler" olduğunu ancak aynı zamanda "ölüm yerleri" olduğunu vurgulayan Elder, şunları kaydetti:
"Şu anda dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden biri olan El-Mevasi, korkunç derecede aşırı kalabalık ve hayatta kalmak için gereken temel ihtiyaçlardan yoksun. Ailelerin yüzde 85'i açık kanalizasyon, hayvan dışkısı, çöp yığınları, durgun su veya kemirgen istilasına on metre mesafede yaşıyor. Üçte ikisinin sabuna erişimi yok. Gazze şehrinde onlarca insanla konuştum ve hepsi aynı şeyi söyledi: Taşınacak paraları yok; taşınacak yerleri veya çadırları yok ve güney de tehlikeli."
Gerçekten de güneydeki 'güvenli bölgeler'- ki bu kavram bile gülünç - bombalar gökyüzünden tüyler ürpertici bir öngörülebilirlikle yağıyor. Geçici barınak olarak belirlenen okullar düzenli olarak moloza dönüşüyor. Boş arsalara kurulan çadırlar şarapnellere karşı hiçbir koruma sağlamıyor. Sık sık hava saldırılarının ateşi altında kalıyorlar."
"Felçli, yanmış veya uzuvları kesilmiş çocuklarla tanıştım"
Şahit olduğu trajedileri aktarmaya devam eden Elder, "İki gün önce, sabah saat iki sularında Nasır Hastanesi'nde çadırlara isabet eden doğrudan isabetler sonucu felçli, yanmış veya uzuvları kesilmiş çocuklarla tanıştım. Birkaç gün önce, El Aksa Hastanesi'nde, dört pervaneli helikopterler tarafından vurulmuş birçok çocukla tanıştım." dedi.
"Uluslararası hukukun gücü onu uygulama kararlılığında yatar"
Elder, "Dünya bu düzeydeki şiddet ve yoksunluğu normalleştirip kabul ettiğinde, bir şeyler kökten bozulmuş demektir. Uluslararası hukukun gücü, kağıt üzerindeki sözlerde değil, ülkelerin onu uygulama kararlılığında yatar." ifadelerini vurguladı.
"Hastane koridorları yeni doğum yapmış kadınlarla dolu"
Annelerin ve yeni doğan bebeklerin durumunun hiç bu kadar kötü olmadığını söyleyen Elder, "Nasır'da hastane koridorları yeni doğum yapmış kadınlarla dolu. Gazze'ye yaptığım altı görevde hiç böyle bir şey görmemiştim. Yeni anneler ve yerde yatan savunmasız yeni doğanlar. Üç prematüre bebek tek bir oksijen kaynağını paylaşıyor; her çocuk yirmi dakika nefes alıyor, sonra yerini diğerine bırakıyor. 21 gün yoğun bakımda kalan prematüre bebek Nada taburcu edildi ve şimdi annesiyle birlikte koridorun zemininde uzanarak dışarıda bekliyor. Nada, olması gerekenin yarısından bile az olan iki kilo ağırlığında." diye konuştu.
"İki yılda 1.000 bebek hayatını kaybetti"
Elder, "Kadınlar kuzeyden güneye yorucu yolculukta düşük yapıyor. Doktorlar kış virüslerinin erken geldiğinden endişe ediyor. Raporlara göre son iki yılda 1.000 bebek hayatını kaybetti ve önlenebilir hastalıklar nedeniyle kaç bebeğin daha öldüğünü bilmiyoruz." diye ekledi.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.