"Tesettür modaya dahil edilemez, iman meselesidir"

"Tesettür modaya dahil edilemez, iman meselesidir"
Avukat Fatma Aba Harmancı yaptığı yazılı açıklamada, sıcak havalarda tesettürü muhafaza etmenin önemine dikkat çekerek, sosyal medya ve modern hayatın dayatmalarına karşı genç kızların sabırla direnmeleri gerektiğini belirtti.

Sıcak havalarda tesettürün muhafaza edilmesinin zorlaştığını ancak her şartta bu emre bağlı kalmanın imanın bir gereği olduğunu belirten Harmancı, Tesettürün altında dökülen her damla terin, cehennem ateşini söndüreceğini söyleyerek, Müslüman kadınlara sabır çağrısı yaptı.

Sosyal medyada yayılan tesettürden çıkma videolarının gençler arasında teşvik unsuru haline geldiğine dikkat çeken Harmancı, bu durumun iman zafiyetinden kaynaklandığını belirtti.

Tesettürü zayıflatmaya yönelik toplumsal söylemlere tepki gösteren Avukat Harmancı, “Tesettüre yaşlanınca girersin, kısmetin kapanır, kalbini temiz tutsan yeter.” gibi ifadelerin şeytani vesveselerden ibaret olduğunu vurgulayarak, genç kızların bu söylemlere kulak asmaması gerektiğini kaydetti.

Modern tesettür adı altında ortaya çıkan modalaşma anlayışını eleştiren Harmancı, bir zamanlar başörtüsü için mücadele eden Müslüman kadınların yerine, bugün tesettürü terk etmeyi teşvik eden sosyal medya fenomenlerinin çıktığını hatırlatarak, “Tesettür modaya dahil edilemez, bu bir iman meselesidir.” dedi.

Toplumsal yozlaşmaya dikkat çeken Harmancı, kadın vücudunun teşhir edildiği konserlerin normalleştirildiğini ve bunun genç kızlar için büyük tehlike oluşturduğunu belirterek, kadının bedeniyle değil ahlakı ve şahsiyetiyle toplumu koruduğunu söyledi.

“Şimdi en küçük bir rehavette bunalıp tesettürü bir kenara atmak neden?”

Tesettürün sadece bir mevsime veya şartlara bağlı olmadığını ifade eden Harmancı, “Denilir ki tesettürün altında dökülen her damla ter, cehennem ateşini söndüreceğine işarettir. Peki neden? Terlemekle kendisine yaklaşan cehennem ateşini nasıl söndürür bir kadın, hiç düşündünüz mü? Rabbimizin mesajlarına kulak vererek bir mümin kadının/kızın en zor şartlarda bile tesettür emrini yerine getirdiğini, hal diliyle tebliğ yaptığını görmekteyiz. O halde tesettürün muhafazası sadece bir mevsime, bir döneme ya da bir şarta bağlanmadan; koşul ve şartlar ne olursa olsun yüksek gayret ve çabayla muhafaza edilmesi gerekir. Fakat çok sıcak havalarda, sadece baş örtüsünün değil, bedeni örten giysilerin dahi muhafaza edilmediğini görmekteyiz. Bu durumda zorluk yaşayan kadın öncelikle bilmelidir ki tesettürüne zeval getirmemek için her türlü sıcağa rağmen taviz vermeme noktasında büyük gayret ve çaba gösteren nice mümin kardeşi vardır. Savaşların yaşandığı, İslam’ın yasaklandığı topraklarda kadınların gösterdiği büyük gayrete nice zihinler tanıklık etmiştir. Şimdi en küçük bir rehavette bunalıp tesettürü bir kenara atmak neden? Biraz konuyu derinlemesine ele alalım ve gençlerimize birkaç tavsiyede bulunalım.” ifadelerini kullandı.

“Öncelikle tesettürün kıymeti bilinmeli”

Toplumumuzda sık sık söylenen bazı sözlerden örnek veren Harmancı, “Öncelikle son zamanlarda tesettürden çıkma videoları fazlaca dikkat çekmiş ve adeta teşvik niteliği taşıyan sosyal medya kullanıcıları türemiştir. Bu anlamsız adımların içerisinde boğulan bir gencimiz için birkaç tavsiyede bulunalım. Tesettüre girme sebebini anımsa; hangi niyetle girdin ve şu anda bu kararından dolayı kendinle gurur duyuyor musun? Bu soruya sağlıklı ve rahatlatıcı cevabı verdikten sonra ikinci aşamaya geç. Şimdi söyle bakalım, etrafında tesettürlü insanlar var mı ve senin yaşadığın zorluğu yaşayınca ne yapıyorlar? Ne yazık ki bu sorunun cevabı pek iç açıcı olmamakla birlikte, çoğu zaman yıldıran ve imanı noktada noksanlıklara sebep olan bir cevap almaktasın; haklısın. Peki ne yapmak lazım? Öncelikle tesettürün kıymeti bilinmeli ve bu emrin verilme sebeplerinin idrak edilmesi lazım. Yani Rabbimin tesettüre girmemdeki muradı ne olabilir? Ne yazık ki toplumumuzda sık sık duyduğumuz birkaç söylemi sizinle paylaşmak istiyorum. Bu söylemleri hazırlarken bile nefsimizin istek ve arzularının yanında şeytani vesveselerin artık topluma yerleşmiş birer kalıp olduğunu görmekteyiz. Tesettüre yaşlanınca girersin. Saçlarını örtsen ne olacak ki, namaz yok; boş ver tesettürün sayılmaz. Ailende kimse tesettürlü değil, kim beynini yıkadı? Bu dönemde tesettür mü kaldı, Araplara tesettür farzdı sana değil. Sen kalbini temiz tutsan yeter. Tesettürünü daha modern yapman lazım. Kısmetin kapanır, aç başını. Arkadaş edinemezsin, akran zorbalığına maruz kalırsın. Hacı-hoca ister seni bu halinle. Tatile çıkamazsın, havuza-denize giremezsin, düğüne gidemezsin. İdarede çalışamazsın, sağlıkçı olamazsın, hâkim-savcı olamazsın (!) Sana yobaz derler, gerici derler. Beş vakit namazını kıl, yeter sana. Daha iç karartıcı nice toplum söylemini sıralayabiliriz.Bir takım insanlar elbette tesettürünüze dil uzatacaktır. Ancak bilmelisiniz ki bu kişilerin gerçek Müslüman olmadığının farkına varmak gerekir. Çünkü gerçek bir Müslüman, yaşanılan zorluğa rağmen direnen bir mümini gördüğünde güzel dileklerde bulunur ve takdir eder. O halde eleştirenlere kulak asmayacağız; onlar için hidayet dileyeceğiz ve bu tarz söylemleri bertaraf edeceğiz. Gelelim diğer noktaya. Açık da olsanız, tesettürlü de olsanız sonuç değişmeyecek; terleyeceksiniz." şeklinde konuştu.

“Tesettürde moda yoktur”

Sosyal medya kullanımının ve alınan eğitimlerin içinin boşaltıldığını dile getiren Harmancı, “Öncelikle her zorluğun sonunda bir huzur, bir mutluluk mevcuttur. Yani canını seven her mümin, kendini cehennem ateşinden muhafaza etmelidir. O halde Rabbim ne dediyse harfiyen yerine getirmek, iki cihan saadeti için büyük bir önem teşkil eder. Günümüz haberlerine baktığımızda, artık giderek modern tesettür adı altında bir moda atmosferi oluşturulmuş. Öncelikle tesettürde moda yoktur ve modaya tesettür dâhil edilemez. Küçükken hatırladığımız dış örtüler abâlardı. Abâlar kalın kumaştan yapılmış, geneli dikişsiz olup baş hizasından örtülerek tüm bedeni sarardı. Moda denilen modern hayat adı altında hayatımıza feraceler ve sonrasında da boyu giderek kısalan, dış giyim olarak tasvir edilen ne olduğu belli olmayan kıyafetler girdi. Bu kıyafetlerin artmasıyla daha renkli, daha dikkat çekici ve en önemlisi vücut hatlarını daha çok belli eden giysiler tercih edilmeye başlandı. Bir zamanlar başındaki tesettürüne dokundurmamak için mücadele verip polis merkezlerinde sabahlayan izzetli ve şerefli mümin kadınların yerine artık ‘tesettürü nasıl bırakırım’ videoları çeken süslü fenomenler ortaya çıktı. Öyle bir hal aldı ki tesettürün anlam ve ifadesini taşımayan tesettür modası çıkarılarak, şal bağlama videoları, yüz hattına göre başörtü seçimine kadar nefsi azdıran ve imanı zedeleyen birçok değişime uğradı genç kızlarımız. Bunun tek sebebi iman eksikliğidir. Alınan eğitimlerin içinin boşaltılması, tarihin iyi anlatılmaması, dini kuralların esnetilmeye çalışılması ve en önemlisi doğru ile yanlışın iç içe geçtiği bir şuur noksanlığına sebep olan sosyal medya kullanımıdır.” diye konuştu.

“Peki sosyal medyadaki kirlilik”

Sosyal medyadaki kirlilik ve teşhirciliğin özgürlük adı altında yapıldığını belirten Harmancı, “Bugün verilen hutbelerin bile tartışma konusu oluşu, tesettüre ve Kur ‘ani kurallara (şeriat kurallarına) eleştirel bakılıp Diyanet İşleri Başkanlığı’na, hutbeyi okuyan hocalara ağız dolusu hakaretler yağdırılması bunun en somut göstergesidir. Bu da yetmezmiş gibi hutbelere tepki göstermek için tesettürünü fırlatıp attığını duyuran şahıslar da haber edilmektedir. Peki sosyal medyadaki kirlilik? Kadın vücudunun teşhir edildiği konserler normalleştirilip sisteme dayatılıyor. Yakın zamanda ‘teşhircilik ve hayasızlık hareketleri’ nedeniyle soruşturma başlatılan bir grup bile gündeme taşınarak, özgürlük adı altında sanatlarını icra ettiklerini savunanlar çıktı. Peki bu konserin biletlerinde +18 ibaresiyle satışa sunulması, ilgili grup açısından bir savunma aracı olabilir mi? Biz de dahil olmak üzere bu grubun konserine gitmediğimiz halde bazı sahneleri sosyal medya aracılığıyla izlemek zorunda kaldık. Peki bu görüntülere maruz kalan küçücük zihinlere ne olacak? İster dindar kesim olsun ister seküler kesim; hiç fark etmez. Bu tarz görüntülerin 18 yaş altı genç kızlara olumsuz etki oluşturacağı kabul edilmiş ve sağlıklı bir gelişim için böyle görüntülerin devlet eliyle durdurulması gerektiği belirtilmiştir. Sağlıklı zihinsel ve bedensel gelişim için ahlaki ve manevi değerlerin korunması, bu kurallara aykırı yapılanmaların devlet eliyle engellenmesi gerekmektedir. Bu hususta ailelerin ve eğitim kurumlarının da bilinçlenip gerekli önlemleri alması şarttır.” ifadelerine yer verdi.

“Kadın süsüyle değil, ahlakıyla ön planda olmalı”

Toplumlarda kadınlara verilen değer o toplumun gelişmişlik değerlerini gösterdiğini dile getiren Harmancı, “Toplumda tesettürün muhafaza edilmesi zorlaşmışsa, yozlaşma ve geri kalmışlık da söz konusu olacaktır. Bir kadının bedeniyle ya da süsüyle değil; doğru duruşu, ahlaklı karakteri ve sağlıklı zihniyle toplumu tüm olumsuzluklardan koruyacağı unutulmamalıdır. İşte şimdi anladınız mı? Kadın haklarının aslında özgürlük adı altında hayasızlığı savunup yalnızlaştırılması, toplumun da gerilemesine sebep olmaktadır. Çünkü bir toplumda kadına verilen değerin yüksek olması, o toplumun gelişmişlik düzeyiyle ilgilidir. Tarihe yön veren ecdadımızın döneminde bir tane bile kadına şiddet ya da kadın cinayetinin yaşanmaması da bundandır. Aile içinde yaşanacak herhangi bir şiddet olayında gecikmeden mağduriyet giderilir, tekrarının yaşanmaması için caydırıcı cezalar verilirdi. Kuralların daha caydırıcı olması ancak toplumun bunu talep etmesiyle mümkündür. Özellikle yukarıda zikredilen müzik grubunun biletlerinin tüketilmesi, toplumun ne kadar yozlaşmış olduğunun kanıtıdır. Toplum olarak düzelmedikçe nice hayasızlık ve ahlaksızlık zuhur edecektir. Unutulmaması gereken en önemli husus şudur. Böyle durumlar bireysel bir tercih değil, geleceğimizin şekillenmesinde büyük rol oynayan bir toplumsal bilinç ve sorumluluk meselesidir.” dedi.

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.