Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi 8. Toplantısı ve anlaşmaların imza töreninin ardından, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan Reisi, Türkiye ile İran'ın, Filistin konusunda ortak görüşlere sahip olduğunu vurgulayarak, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Filistin davası ve Filistin halkının haklarının verilmesi hususunda mutabıkız." dedi.
Türk halkı ve hükûmetinin, siyonist rejimin, Gazze'deki saldırılarına karşı tutumunun takdire şayan olduğunu vurgulayan İran Cumhurbaşkanı Reisi, "Biz uzun yıllar Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olduk ve bundan sonra da bu ilişkileri daha üst seviyelere taşımayı istiyoruz." ifadesini kullandı.
Reisi, "Filistin'in meselesi ve Siyonist rejimin Filistin'in mazlum ve güçlü halkına reva gördüğü zulüm, sadece Müslümanları değil, tüm özgür dünya halklarını ve uyanık vicdanları endişelendiren bir meseledir. Bu zulüm ve suçlardan etkilenmeyen hangi vicdan uyanıktır? Filistin'in meselesi, bugün İslam dünyasının birinci meselesi ve belki de dünyanın birinci meselesi haline gelmiştir." dedi.
"Dünyada adil olmayan bir düzene tanık oluyoruz"
Bu suçların ABD'nin ve bazı Batı ülkelerinin desteği ile gerçekleştiğini vurgulayan Reisi, "ABD'nin Siyonist rejimi resmi olarak desteklemesi bir faciadır. Aslında bu suçları işleyen ABD'nin kendisidir. Daha da üzücü olanı, derneklerin, uluslararası kuruluşların ve Birleşmiş Milletler'in etkinliğini yitirmesi ve herkese malum olan bu suçları engelleme güçlerinin olmamasıdır. İnsan hakları savunucusu olduğunu, misyonları dünya barışını ve güvenliğini korumak olduğunu iddia edenler kenara çekildiler ve artık etkili değiller. Bugün dünyada adil olmayan bir düzene tanık oluyoruz. Biz, Türkiye, diğer Müslüman ülkeler ve aynı zamanda diğer özgür dünya halkları ile birlikte adil ve yeni bir dünya düzeni gerçekleştirmek için çaba sarf etmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'nin güvenliği bizim güvenliğimiz"
Reisi, şunları kaydetti:
"Biz, Türkiye'nin güvenliğinin ve bölge ülkelerinin güvenliğinin, bizim güvenliğimiz olduğuna; bölgedeki herhangi bir ülke için en ufak bir güvensizliğin, bütün bölgenin güvensizliği olduğuna inanıyoruz.
Terörle mücadelede kararlıyız ve ülkeleri güvensiz kılma, ayrılıkçılık, bölücülük peşinde olan bu insan yapımı tahakküm sistemiyle baş edebileceğimize inanıyoruz.
Bu konuda ülkeler arası işbirliğinin etkili olacağına eminiz. Bizim temennimiz, Türkiye ile çok iyi işbirlikleri yapmak ve aramızdaki ilişkilerin seviyesini yükseltip geliştirmektir.
İran İslam Cumhuriyeti'nin kapasitesi ve dost, komşu ve kardeş ülke Türkiye'nin kapasitesi çok yüksektir. İki ülke arasındaki mevcut kapasiteyle her alanda ilişkilerimizin seviyesini artırabiliriz.
İlk aşamada, iki ülke arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin seviyesi 30 milyar dolara kadar çıkacaktır.
İran İslam Cumhuriyeti'nin enerji alanında büyük bir kapasitesi bulunmaktadır; dost ve kardeş ülke ile petrol, enerji ve gaz alanındaki ilişkilerimizi geliştirmeye karar verdik." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.