Prof. Dr. Kaya: Peygamberimizi örnek aldığımızda, devlet çok önemli bir fonksiyondur

Prof. Dr. Kaya: Peygamberimizi örnek aldığımızda, devlet çok önemli bir fonksiyondur
HÜDA PAR'ın düzenlediği anayasa çalıştayında konuşan Prof. Dr. Emir Kaya, "Peygamber, sembollere bizi boğmuyor. Sembollere boğmadığı zaman biz Peygamberimizi örnek aldığımızda, devlet çok önemli bir fonksiyondur." dedi.

HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından İstanbul'da "Toplumsal Mutabakat Arayışı ve Yeni Anayasa" çalıştayı gerçekleştirildi.

Topkapı'da bir otelde düzenlenen çalıştayda, 3 oturum ile yeni anayasa çalışmalarında takip edilmesi gereken yol haritası, dikkat edilmesi gereken hususlar ve toplumun beklentilerine ilişkin önemli değerlendirmeler yapılıyor.

Şeyh Cemal Mürsel Hoca'nın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan çalıştay, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcı ve İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanı İshak Sağlam'ın açılış konuşması ile devam etti.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 29. Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, "Neden Yeni Bir Anayasa? Türkiye'nin Anayasa Serüveni" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

İlk oturumda Prof. Dr. Emir Kaya, "Devlet Nedir? Ne İçindir?" başlıklı bir konuşma yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini yöneten, yönlendiren devlet tasavvurunun ülkece üretilmediğini söyleyen Kaya, "Biz devlet tasavvurumuzu ihraç ettiğimiz için ve bu da bizim sosyolojik dokumuzla, altyapımızla uyumlu olmadığı için pek çok krizi yaşıyoruz." dedi.

Siyasi tarihçilerin, "Birinci Dünya Savaşı'na girmemiz hataydı, İkinci Dünya Savaşı'na girmememiz hataydı." şeklinde söyleminin olduğunu söyleyen Kaya, "Her halükârda savaşa girmemek iyidir bence. Ama İkinci Dünya Savaşı'na girmememizin şöyle bir sonucu olmuştur: Bizim devlet anlayışımız, çoklarının zannettiği gibi Mustafa Kemal Atatürk tarafından üretilmiş bir devlet anlayışı değil; o zamanın modası olan devlet anlayışı. Yani o üretmiyor, onu aslında ithal ediyor. O zamanın Fransa'sı öyle, Almanya'sı öyle, İtalya'sı öyle, Kara Avrupası'nda devlet anlayışını Türkiye'ye getiriyor. Ve İkinci Dünya Savaşı'na Türkiye katılmadığı, özellikle Kara Avrupası ülkeleri katıldıkları için, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra onlar devlet tasavvurlarını değiştiriyorlar." diye konuştu.

Devlet kavramının, insanlar kitleselleştikten sonra yönetim ihtiyacı olarak ortaya çıktığını söyleyen Kaya, "Yönetim biçimleri ortaya çıktı ve bu yönetim biçimlerinden bir tanesi de devlet oldu. Ve devlet tarih boyunca çeşitli biçimler, dönüşümler geçirdi, yapısal olarak… Bugün mesela İstanbul'dayız. İstanbul'da Osmanlı zamanında yapılmış hastanelere bakın, vakıf hastaneleridir. Hamamlar, vakıf hamamlarıdır. Yani devlet, kamu hizmeti adı altında hastane yapmıyor, okul açmıyor ama medrese seviyesinde açıyor. Yani bunlar devletin görevi olarak görülmüyordu. Tarihsel olarak devletlerin iki tane ana görevi vardı: Yargı ve asayiş. Ve bunun karşılığında da vergi topluyordu. Devletin yetki alanı çok dar anlaşılıyordu. Devlet denildiğinde böyle bütün hayatı dolduran, her tarafı hizmetlerle dolduran, işte yollar, köprüler, barajlar vesaire yapan, bunları yapmak görevi olan, eğitim vermek görevi olan bir organ olarak devlet anlaşılmıyordu." ifadelerini kullandı.

Modern zamana gelindiğinde devletlere yüklenen anlamın çok büyüdüğünü söyleyen Kaya, "Devletlerin sorumlulukları çok arttı ve devletlerin sorumlulukları çok artarken yetkileri de çok arttı ve biz bunu doğal karşıladık, ama aslında bu doğallaştırma 'devlet denilen o büyük olgu, o büyük referans noktası neyin yerine konuldu, ikame edildi' sorusunun da cevabını bulmamız lazım. Devlet modernite öncesinde devlet dediğimiz o büyük yapı yok iken insanlar anlam ve değerlerini nereden buluyorlardı?" diye ekledi.

"Bu devlet, bir türlü stabil hale gelemiyor"

Hegel'in, "İnsan için mutluluk; devletin bir parçası olmaktır, devletle bütünleşmektir' dediğini aktaran Kaya, "Şimdi bu düşünce sistemini Türkiye'ye getirip Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken, bu düşünceleri, o zamanın ruhunu esas aldığınızda insanlara da, 'Ey insanlar, siz anlamınızı ve değerinizi devletle ve benim ideolojimle bütünleşmekten alırsınız.' dediğinizde o zaman ne oluyor? Devletin ideolojisi ne? Laik-seküler… Bu ideolojiye uzaklığın oranında değersizsin. Devletin ideolojisi Türkçülük. Bu ideolojiye uzaklığın oranında değersizsin. Ve öyle bir devlet oluşturmuşuz ki biz 100 sene önce, halkın çok büyük bir kısmına değersizsin mesajını veriyor alttan alta. 'Sen değersizsin, şu kimliğin, şu özelliğin bu yapın nedeniyle sen değersizsin' sürekli bu mesajı veren bir devletle halk da reaksiyona geçiyor, halk da onunla didişmeye geçiyor ve bu devlet, bir türlü stabil hale gelemiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Devletlerin, insan ruhu ve insanlık karşısında aciz ve küçük olduğunu belirten Kaya, "Devletlerin haddini bilmesi gerekir. İnsan, insanları şekillendirecek. Beni Allah bir kere yarattı; Allah beni yarattı, ruhumla yarattı. Bir de devlet beni yaratamaz. Böyle bir haddi ve cüreti olamaz; hiçbir devletin olamaz. Devletlerin de insanlar gibi ömrü var ve bu ömürleri içerisinde…" dedi.

Batı'da da insan haklarının, bu devlet ideolojisine sonradan enjekte edilmiş bir şey olduğunu söyleyen Kaya, "Tabii o maya tutmamıştır. Tutmamasının sebebi de insan hakları Batı felsefesinde de insan haklarının temel fikri olan 'İnsan onuru, Tanrı insanı kendi suretinde yarattı' şeklindeki Tevrat ayetinden gelir. Yani insanın değeri Batı'daki Yahudi-Hristiyan geleneğinde de Allah'tan geliyor. Siz Allah'ı ve yaratıcıyı sahnenin dışına aldıktan sonra, insanın bir kediden, köpekten değer olarak, onur olarak farkı yoktur." şeklinde konuştu.

Hazreti Peygamber'in, devletin fonksiyonel bir şey olduğunu öğrettiğini ifade eden Kaya, "Peygamber, sembollere bizi boğmuyor. Sembollere boğmadığı zaman biz Peygamberimizi örnek aldığımızda, devlet çok önemli bir fonksiyondur. Bu devletimize, mevcut devletimize, onun bütünlüğüne sahip çıkmak çok önemlidir. O bütünlük içerisinde çalışmak çok önemlidir. Ama o bütünlük içerisinde de aynı zamanda bir takım ince işçilikler yapmak, devlet anlayışımızı, onu dönüştürmek hem bizim insan değerimizin artması hem de devletin aslında gerektiği mümkün olan seviyeye çıkması için zorunludur." dedi.

Kaya, "Bugün Türkiye'de çözüm süreci diye bir şey… Bizim ağzımıza bal çalıyorlar. Ya zaten çözüm süreci; sorunu da sen yarattın, çözümü de sen arıyorsun. Bizimle alakalı bir şey yok ki. Sen insanlara demişsin ki: 'Sen bu devlete yakınlığın oranında değerlisin.' mesajını vermişsin, Kürtleri değersiz hissettirmişsin. Şimdi gel, gel, gel, 'Siz de değerlisiniz' diye Kürtleri geri çağırıyorsun. Yani bugünkü çözüm sürecinin özeti bu. Başta değersiz hissettirmeyecektin." diye konuştu.

Prof. Dr. Kaya: Peygamberimizi örnek aldığımızda, devlet çok önemli bir fonksiyondur

Prof. Dr. Kaya: Peygamberimizi örnek aldığımızda, devlet çok önemli bir fonksiyondur

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.