Prof. Dr. Çelik: Namaz medeniyetimizin temelini oluşturuyor

Prof. Dr. Çelik: Namaz medeniyetimizin temelini oluşturuyor
Gaziantep'teki "Namaz Çalıştayı"nda konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çelik, "Bir şehrin, bir medeniyetin kurulması ibadethanelerle başlar. İbadethanelerin de temeli ise namazdır. Atalarımızla baktığımızda bunu görebiliyoruz. Namaz bizim medeniyetimizin temelini oluşturuyor." dedi.

Peygamber Sevdalıları Vakfı, bu yıl 7'ncisini düzenlediği "Namaz Çalıştayı"nı Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi Şahveli Salonu'nda gerçekleştirdi.

Etkinlik, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı, açılış ve selamlama konuşmaları ile devam etti.

Ardından ilk oturuma geçildi. Moderatörlüğünü Ökkeş Korkmaz'ın yaptığı oturumda Prof. Dr. Hüseyin Çelik, sunumunu yaptı.

Hazreti Muhammed'in, Mekke'den Medine'ye hicret ederken bir ay gibi Kuba'da kaldığını ve ilk icraatının orada mescit inşa etmek olduğunu hatırlatan Çelik, "Yine Medine'ye geldiğinde ilk yaptığı iş Mescid-i Nebevi'nin yerinin tayin edilmesi ve oradaki Mescid-i Nebevi'nin yapılması. Bu bize bir yol gösteriyor. Bir şehrin, bir medeniyetin kurulması ibadethanelerle başlar. İbadethanelerin de temeli ise namazdır. Yani bir şehri bina ederken atalarımızla baktığımızda eski şeylerde, mimaride bunu görebiliyoruz. Şehrin merkezinde büyük bir ibadethane, bir mescid. Onun hemen yanında medrese, eğitim yerleri, Ashab-ı Suffa'nın yetiştiği alanlar gibi ve bu şekilde oradan yetişen kimselerin, Ashab-ı Suffa'da yetişen kimselerin İslam'ı tebliğ etmek için değişik bölgelere dağılması gibi. Yani o medeniyet merkezinde, o kültür merkezinde yetişen kimselerin İslam'ı anlatmak için farklı bölgelere gönderilmesi. Bu anlamda namaz bizim medeniyetimizin temelini oluşturuyor." dedi.

"Sizden biri bir kişiyi camiye gidip gelirken görürseniz onun mümin olduğuna, imanlı olduğuna şahit edin." Hadisine ve "Ancak Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, Allah'ın mescitlerini imar eder." ayetine atıfta bulunan Çelik, "Camileri yapmak maddi anlamda bir imar iken, camilere devam etmek, oraya gidip gelmek de manevi anlamda imar etmek ve cemaate devam eden, camiye gidip gelen kimselerin manevi anlamda o camileri imar ettiğinden ve o kimselerin mümin olduklarını ve kıyamet gününde, mahşer gününde onlara bu şekilde şahitlik yapılmasını bizlere belirtiyor Peygamberimiz." diye konuştu.

Namazın, Mümin olmanın temel vasfı olduğunu ifade eden Çelik, "Namaz, adeta Müminle et ile kemik gibi olmuş, yani kan gibidir. Eğer bir insanın vücudundan kanını çıkarırsanız o bedende hayat kalmaz. Müminin de bedeninden, hayatından namaz çıktığı anda o insanda adeta Müminlik vasfının temel vasıflarını, ana vasıflarını kaybediyor. Onun için yine Kur'an-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde de namazı terk etmek kafirlerin vasfı olarak zikrediliyor." ifadelerini kullandı.

İmandan sonra insanın mahşerde ilk hesaba çekileceği konunun namaz olduğunu söyleyen Çelik, "Eğer namazı tam olursa Allah o insanın diğer hesaplarını da kolaylaştırır. Eğer namazı eksik olursa Allah, o insanın diğer hesaplarını da zorlaştırır, hüsrana uğrar' buyruluyor hadiste. Yine namaz insanın Allah-u Teala'nın kendisinden istediklerine cevap vermesidir. Mesela önce namaz kılmak başlı başına 'Ey kulum namazınızı ikame edin' ayetine bir cevaptır. Bir kulun namaza devam etmesi bu ayeti kerime, Kur'an-ı Kerim'de 'aqimu's salah' şeklinde geçen ayetlere cevap vermektir. Yani 'ya Rabbi sen böyle emrettin, ben de senin namaz emrini yerine getiriyorum.' Yani eğer namaz hakkında, namaz kıldığı 150 ayet var ise, namaz kılan insan 150 ayete de ne yapıyor? Allah'a cevap veriyor. Veya namaz kılmak için, kalkıp abdest aldığımızda, 'Ey iman edenler! Namaz kıldığınızda, kılmak istediğinizde 'yüzlerinizi, ellerinizi yıkayın!' Yani bir insan namazdan önce abdest almakla Allah-u Teala'nın bu emrine cevap verip, bu emrini yerine getirmiş oluyor." şeklinde konuştu.

Çelik, "Namaz, kulun Allah ile buluşma anıdır. Alâk Sûresinde, 'Rabbine secde et, yaklaş.' Buyruluyor. Yani kulun Allah'a en yakın olduğu an secde anıdır. Araf suresinde Allah-u Teala şeytanı huzurundan kovduğunda şeytan bir takım tehditler savuruyor. 'Ya Rabbi sen beni huzurundan kovdun. Ben sıratı müstakim üzerine oturacağım? Sonra senin o kullarına önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından yaklaşacağım. Onların çoğunu şükreder olarak bulamayacaksın. Yani saptıracağım.' der. Ki burada söz edilen ön ve arka kelimeleri semboliktir. Yani ön, geleceği uzun göstermesi, arka insanın geçmişiyle yaptıklarını gündeme getirmesi, sol taraf günahları, sağ taraf iyiliklerini temsil eder. Yani şeytan her taraftan insanı kandırmak için fırsat arar ama bunun içerisinde iki noktayı zikretmez. Yukarıyı ve aşağıyı. 'Yukarıdan ve aşağıdan geleceğim' demez. Denir ki yukarı vahiy temsil eder. Yani insanın şeytandan uzaklaşması, korunması için yapması gereken tek şey vahye sığınmasıdır. Vahye sığındığı zaman şeytan insana yaklaşamaz 'alt' ise secdeyi ifade eder. İnsanın Allah'tan aldığı o vahyi hayatına aktarması, yansıtması, kulluğunu göstermesi. Kulluğunda zirvesi secde halidir. Yani ibadetler namazda toplanmıştır. Namazın da zirvesi secde halidir. İnsan secde halindeyken şeytan ona yaklaşamaz. Onun için namaz anı, secde anı insanın Rabbine en yakın olduğu andır." diye konuştu.

Prof. Dr. Çelik: Namaz medeniyetimizin temelini oluşturuyor

Prof. Dr. Çelik: Namaz medeniyetimizin temelini oluşturuyor

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.