Prof. Dr. Atasoy: Bağımlılık tıbbi bir durumdur, ahlaki bir başarısızlık değildir!
Prof. Dr. Atasoy, önümüzdeki on yılın uyuşturucuyla mücadelede yeni ve karmaşık zorluklar getireceğini belirterek, suç şebekelerinin, uyuşturucu üretimini optimize etmek, tespit edilmekten kaçınmak ve pazarlama stratejilerini kişiselleştirmek için yapay zekâyı giderek daha fazla kullanacağını söyledi.
Özellikle uyuşturucu kullanan kişiler için şefkat çağrısında bulunan Prof. Dr. Atasoy, “Damgalanma ve ayrımcılık, yardım aramanın önündeki en büyük engeller olmaya devam etmektedir. Bağımlılık tıbbi bir durumdur, ahlaki bir başarısızlık değildir.” dedi.
Atasoy, 26 Haziran Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü dolayısıyla, hükümetlere, sivil topluma ve uluslararası kamuoyuna yönelik kritik bir mesaj paylaştı.
Bu yılki tema ‘Daha Sağlıklı Bir Gelecek için Kanıta Dayalı Çözümler’
Kamuoyuna, hükümetlere, sivil topluma ve uluslararası topluma yönelik mesajında Prof. Dr. Atasoy, hem önümüzdeki on yılın uyuşturucuyla ilgili ortaya çıkan zorluklarına hem de küresel müdahaleye rehberlik etmesi gereken değerlere dikkat çekti.
Prof. Dr. Atasoy, “Bu yılki Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü'nün teması ‘Daha Sağlıklı Bir Gelecek için Kanıta Dayalı Çözümler’ olarak belirlenmiştir. Bu eylem çağrısı bize uyuşturucu kontrol politikalarının bilime dayanması, insan haklarından beslenmesi ve küresel dayanışma tarafından yönlendirilmesi gerektiğini hatırlatmaktadır. Bu yılki Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü, adalet, eğitim, sağlık hizmetleri ve alternatif geçim kaynakları gibi sürdürülebilir direncin temel taşlarını oluşturan önleme alanlarına yatırım yapılması çağrısında bulunmaktadır.” dedi.
Geleceğin tehditleri; yapay zekâ, kripto paralar ve sentetik uyuşturucular
Atasoy, önümüzdeki on yılın uyuşturucuyla mücadelede yeni ve karmaşık zorluklar getireceğini belirterek, INCB'nin yakından izlediği beş temel tehdidi sıraladı:
“Yeni Psikoaktif Maddelerin (NPS) Yükselişi: Nitazenler gibi sentetik opioidlerin ve sentetik kannabinoidlerin geliştirilme ve pazarlanma hızı, mevcut yasal mekanizmaları aşıyor. Bu durum, küresel toplum için en acil endişelerden biridir.
Yapay Zekâ (AI) ve Uyuşturucu Kaçakçılığı: Suç şebekeleri, uyuşturucu üretimini optimize etmek, tespit edilmekten kaçınmak ve pazarlama stratejilerini kişiselleştirmek için yapay zekâyı giderek daha fazla kullanacak. Sanal gerçeklik pazarları ve yapay zekâ tarafından tasarlanmış kimyasal formüller artık spekülatif değil, ortaya çıkmakta olan gerçeklerdir.
Dijital Piyasalar ve Kripto Paralar: Darknet piyasaları olgunlaştı, sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları uyuşturucu dağıtımı için kullanılıyor. Kripto paralar ve merkezi olmayan finans (DeFi), kara para aklama için tercih edilen araçlar haline geldi ve soruşturmaları engelliyor.
İklim Değişikliği ve Yasadışı Ekim: Değişen hava koşulları, uyuşturucu üretiminin coğrafyasını değiştiriyor. İklimin neden olduğu yoksulluk ve yerinden edilme, savunmasız nüfusları yasadışı uyuşturucu ekonomilerine bağımlı hale getirebilir.
Organize Suç ve Küresel İstikrarsızlık: İstikrarsızlığın hüküm sürdüğü bölgelerde organize suç şebekeleri, uyuşturucu üretimini ve kaçakçılığını daha önce görülmemiş bir ölçekte artırıyor. Bu durum, şiddeti körüklüyor ve kurumları aşındırıyor."
Hiç kimse geride bırakılmamalıdır!
INCB’nin, her bireyi uyuşturucu kullanımının sadece bir ceza adaleti sorunu olmadığını, temelde bir sağlık, kalkınma ve insan hakları sorunu olduğunu kabul etmeye çağırdığını ifade eden Prof. Dr. Atasoy, “Bugün ilettiğimiz en önemli mesaj şudur; Hiç kimse geride bırakılmamalıdır. Önleme, tedavi ve rehabilitasyon erişilebilir, ayrımcı olmayan ve insan onuruna saygılı olmalıdır.” diye konuştu.
Damgalayıcı dilden kaçınılmalı
Prof. Dr. Atasoy, INCB olarak çağrılarını şöyle dile getirdi:
“Hükümetler uyuşturucu önleme ve sağlık hizmetlerine yeterli kaynak ayırmalı, uluslararası uyuşturucu kontrol sözleşmelerini adil ve orantılı bir şekilde uygulamalı ve cezalandırma yerine toplumsal yeniden bütünleşmeye öncelik vermelidir.
Toplumlar ve aileler, özellikle dijital platformlar aracılığıyla uyuşturucuya giderek daha fazla maruz kalan gençlerle destek ve açık iletişim ortamlarını teşvik etmelidir.
Teknoloji ve ilaç şirketleri de dahil olmak üzere özel sektörün, çevrimiçi izleme mekanizmalarını güçlendirerek ve maddelerin yasal tedarik zincirlerinden saptırılmasını önleyerek sorumlu bir şekilde hareket etmesi.
Medya kuruluşları sansasyondan ve damgalayıcı dilden kaçınmalı ve bunun yerine dengeli, kanıta dayalı haberlerle farkındalık yaratmalıdır.
Uyuşturucu kullanan kişiler için şefkat çağrısı…
Eğitimciler ve sağlık uzmanları, bireyleri doğru bilgilerle ve uyuşturucu kullanımına karşı direnç oluşturacak pratik araçlarla donatmalıdır.
Özellikle uyuşturucu kullanan kişiler için şefkat çağrısında bulunuyoruz. Damgalanma ve ayrımcılık, yardım aramanın önündeki en büyük engeller olmaya devam etmektedir. Bağımlılık tıbbi bir durumdur, ahlaki bir başarısızlık değildir. Empati ve bilim, politika ve tutumlarımıza rehberlik etmelidir.”
Küresel uyuşturucu kontrol sisteminin korunması
Uluslararası nitelikte üç uyuşturucu kontrol sözleşmesinin önemini bir kez daha teyit eden Prof. Dr. Atasoy, çok taraflı çerçevenin küresel olarak sağlık ve refahın korunmasında vazgeçilmez olmaya devam ettiğini vurguladı. Prof. Dr. Atasoy, "60 yılı aşkın bir süredir uluslararası kontrol sistemi bir yandan saptırma ve suiistimalle mücadele ederken diğer yandan da ilaçlara erişimin sağlanmasına yardımcı olmuştur. Günümüzün parçalanmış dünyasında bu çerçevenin terk edilmesi suç aktörlerini güçlendirecek ve halk sağlığını tehlikeye atacaktır" uyarısında bulundu.
Ortak kararlılığımızı yenileyelim!
Önümüzdeki yıllarda küresel uyuşturucu sorununun daha çok boyutlu, daha teknolojik ve iklim değişikliği, göç, eşitsizlik ve çatışma gibi diğer küresel krizlerle daha iç içe bir hal alacağını kaydeden Atasoy, “Hiçbir ülke bununla tek başına yüzleşemez. INCB, daha sağlıklı, daha güvenli ve daha adil bir dünya inşa etmek için tüm paydaşlarla birlikte çalışmaya kararlıdır. Objektif, bilime dayalı rehberlik sağlamaya ve hükümetler, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum arasında diyaloğu teşvik etmeye devam edeceğiz. Ortak kararlılığımızı yenileyelim. Şefkat, cesaret ve işbirliği ile hareket edelim. İnsanlığın sağlığını ve refahını koruma taahhüdümüzde bir arada duralım.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.