Memur Sen Adıyaman: Ortaya çıkan duruma ne rızamız ne de tahammülümüz var
8'inci Dönem Toplu Sözleşmeden çıkan sonuçtan memnun olmadıklarını dile getiren Demir, kamu işveren heyetinin, memurun sesine kulağını, emeklinin mağduriyetine gözünü kapattığını vurguladı.
Demir yaptığı açıklamada, "Memurların ve emeklilerin yaşanabilir ekonomik düzeye kavuşmaları, sosyal refaha ulaşabilmeleri için, kayıplarını gidermek, gelirde adalet, ücrette dengeyi sağlamak için, yetkili konfederasyon olarak yürüttüğümüz 8'inci dönem toplu sözleşme görüşmeleri kamu işvereninin uzlaşıdan ve çözümden uzak tavrı nedeniyle ne yazık ki uzlaşmazlıkla sonuçlanmıştır. Memur-Sen olarak, tekliflerimizi sunduğumuz 24 Temmuz'dan bu yana kamu görevlilerinin birikmiş sorunlarını çözmenin, adaleti ve hakkaniyeti sağlamanın, çarpık ücret skalasını düzeltmenin, kısacası anlaşıp uzlaşmanın sağlanması gereken yerin toplu sözleşme masası olduğunu ısrarla ifade ettik. Ancak kamu işveren heyeti, memurun sesine kulağını, emeklinin mağduriyetine gözünü kapattı." şeklinde belirtti.
"Yok saydık ve kabul etmedik"
Teklifi ret ettiklerini dile getiren Demir, "Sendika yasamızın olumsuzluklarını, süremizin darlığını ve çözüm bekleyen konuların çokluğunu sürekli tekrarlamamıza rağmen teklif diye açıklanan rakamlarda adalet de, denge de yoktu. Dertlerimize deva olmayan, sorunları çözmek bir tarafa memurların umudunu daha da kıran bütün teklifleri reddettik, yok saydık ve kabul etmedik. Hiç kimse sebebi olmadığımız sorunların sahibi olmamızı bizden bekleyemez. Onun için bu tekliflerin altına imzamızı atmadık. Her yönüyle samimi, kararlı ve şeffaf bir mücadele yürüttük. Emeğin hakkını savunma noktasında önemli bir irade ortaya koyduk. Yasanın bize tanıdığı tüm sınırları zorladık. Örgütlü gücümüzü eylemliliğe dönüştürdük. Hakkımızı almak için meşru her yolu denedik. Yüzbinlerce kamu görevlisinin katılımıyla, başta ulaşım hizmetleri olmak üzere bütün sektörlerde Türkiye genelinde iş bıraktık, memur/emekli hayat bulsun diye hayatı durdurduk. Ankara’da, sıcağın alnında, 25 bin emekçinin coşkulu katılımıyla sendika tarihinin en büyük mitingini gerçekleştirdik.
Bu zorlu süreçte, dirayetini yitirmeden ağustosun bunaltıcı sıcağında her gün meydanlara koşan, bazı işgüzar yöneticilerin tehditlerine aldırmadan iş bırakan, 'Emeğimiz, Ekmeğimiz, Geleceğimiz İçin' mücadele veren tüm üyelerimize, tüm teşkilatlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Adil bir teklifle gelinseydi, 8'inci Dönem Toplu Sözleşmesi Türkiye emek tarihine en kapsamlı toplu sözleşme olarak geçebilir, böylece gelirde adalet, ücrette denge ve kamuda iş barışı sağlanabilirdi. Genele ilişkin uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplantı tutanağını kamuoyu ile paylaştık.” ifadelerini kullandı.
"Neden uzlaşamadık"
Demir, açıklamasını şu şekilde devam ettirdi: "Kamu görevlileri merak ediyordur, neden uzlaşamadık? Kamu ücret rejimi Eski Türkiye’ye geri döndü, amir mahiyetindekinden daha düşük alır hale geldi. Farklı statüde aynı işi yapan çalışanlar arasındaki makas memurun lehineyken memurun aleyhine döndü. Bunu kabul etmek, sineye çekmek, meşrulaştırmak kendimizi inkar, sendikacılığımıza, verdiğimiz emeğe saygısızlık, kamu görevlisine de ihanet olurdu. Bunu asla yapmadık, yapmayız. Oluşan çarpık tabloyu yalın haliyle herkese anlattık, herkese haykırdık. Herkes her şeyi biliyor, mızrak artık çuvala sığmıyor. Bu durum, kamuda çalışma huzurunu bozmuş, iş barışını baltalamıştır. Emekli açlık, memur yoksulluk sınırının altına sıkışmışken; Sendikacıya düşen maliyenin gerekçelerini değil memurun gerçeklerini haykırmaktır. Sendikacıya düşen hükümetin doğrularını söylemek değil hükümete doğruları söylemektir. Biz, gerçekleri ve doğruları her ortamda söyledik. Söylemeye de devam edeceğiz."
"Bu yasayla buraya kadar"
Mücadeleye ve itiraza devam edeceklerini dile getiren Demir, "Artık 4688 sayılı yasayla buraya kadar. Bu yasa miadını doldurmuş, çözümün odağı olmaktan çıkmış, sorun üreten bir hale gelmiştir. 8'inci Toplu sözleşmenin dördünde uzlaşabildik, dördünde uzlaşamadık. Bu sorunlu yasa bir an önce değişmek zorundadır. Hakeme ne bizim ne de kamu görevlilerinin zerre miktar güveni, inancı yoktur. Önümüzde hakem süreci var. Hakeme ne bizim ne de kamu görevlilerinin zerre miktar güveni, inancı yoktur. Geçmişte hakemlik edenlerin hakkaniyetten uzak tutumları, adil olmayan kararları, olmayan iradeleri, hakemi Kamu Görevlileri Hakem Kurulu olmaktan çıkarıp, Kamu İşveren Hakemi haline getirmiştir. Memurun beklentileri karşılansın, umutsuzluk umuda dönüşsün. Ortaya çıkan duruma ne rızamız ne de tahammülümüz var. Mücadelemiz de itirazımız da devam edecek." dedi.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.