Kuraklık ve tedbirsizlik fıstık üreticisini vurdu

Kuraklık ve tedbirsizlik fıstık üreticisini vurdu
Siirt Fıstık Üreticileri Birliği Başkanı Şuayp Aslan, kuraklık ve tedbirsizlik nedeniyle bu yıl fıstık rekoltesinde yüzde 70-80 düşüş yaşandığını söyledi.

Normalde 15 Eylül’de başlayan hasadın bu yıl 1 Ağustos’ta kurtarma amacıyla erkene çekildiğini söyleyen Aslan, ağaçların büyük bölümünün kuruduğunu ve üç yıl boyunca ürün beklemediklerini ifade etti.

Siirt’te altı baraj bulunmasına rağmen çiftçilerin sulama yapamadığını, Devlet Su İşleri’nden izin alınamadığı için akan sulardan faydalanılamadığını dile getiren Aslan, sorunun kuraklıktan değil, tedbirsizlikten kaynaklandığını vurguladı.

Siirt’te fıstık üreticileri bu yıl büyük bir kayıpla karşı karşıya kaldı. Aslan, bu yıl rekoltede ciddi düşüş yaşandığını ifade ederek, “Fıstıkta bir ‘var yılı’ vardır, bir de ‘yok yılı’ vardır. Bu sene yılların rekoltesini kırmayı bekliyorduk. 45 bin ton rekolte beklerken, maalesef kuraklık, susuzluk ve aşırı sıcaklardan dolayı bu rekolte yüzde 70-80 oranında azaldı. Şu anda ürünün peşinde değiliz, ağacı kurtarma derdine düşmüşüz.” dedi.

“Üç yıl boyunca ürün beklemiyorum”

Aslan, bu şartlarda önümüzdeki yıllarda da üretimde ciddi sıkıntıların yaşanacağını belirtti:

“İnanın, üç yıl boyunca ürün beklemiyorum. Çünkü ağaçların çoğu öldü. Üç yıl içinde toparlanırsa şükretmemiz gerekir. Daha beteri de gelebilir çünkü herhangi bir tedbir yok. Siirt’te altı tane barajımız var ama sulanacak bir ağacımız yok. Bu, Siirt için büyük bir sorundur. Vatandaş barajdan su çekmek istese de çekemez. Şu anda barajlardan yüz kilo bile su alınamıyor. Devletin buna bir çözüm bulması lazım. Bu barajlar yapılırken, başkalarına peşkeş çekilip tahsis edilirken, vatandaş hiç mi düşünülmedi?”

“Tillo’da bir dönüm buğday alanımız yok”

Siirt’in tarımının büyük ölçüde fıstığa dayandığını belirten Aslan, “Siirt’te 450 bin dekar fıstık alanı bulunuyor. 50 yıldır küresel ısınma olduğunu görüyoruz. Kuraklığın geleceğini, iklim değişikliğinin artık hayatımızda bir gerçek olduğunu biliyoruz. Tedbir almamız gerekiyor. Siirt’in tarımı olmasa, bu dağlarda ne var ki? Tillo’da ekilecek bir dönüm buğday alanımız yok. Yamaç arazi olduğu için herkes fıstıklığa yönelmiş durumda. Yüz yıldır bu topraklarda fıstıklık var, insanlar buna emek veriyor. Bu sadece bir gelir kaynağı değil, aynı zamanda bir emektir.” ifadelerini kullandı.

“Kıbrıs’a su götüren devlet, Siirt’te barajlardan faydalanamıyor”

Sulama sorununun çözülmemesini büyük bir eksiklik olarak değerlendiren Aslan, şunları söyledi:

“Devletimiz güçlüdür. Kıbrıs’a deniz yoluyla su götüren bir devlet, burada altı barajın bulunduğu bir yerde akan sulardan faydalanamıyorsa, bu büyük bir eksikliktir. Birkaç yıl önce yapılan fıstık konferansında İranlılar ‘Bize arazi satılsa biz o arazilere Van’dan su getiririz’ dediler. İran’da önce suyu çıkarıyorlar, sonra fıstığı ekiyorlar. Amerika’da da durum aynı, önce suyu buluyor, sonra üretim yapıyor. Biz ise kendi akar sularımızdan bile su çekemiyoruz çünkü Devlet Su İşleri’nden izin alamıyoruz. Halbuki yılda üç defa sulama yeterli olur. Bu bir kuraklık meselesi değil, tamamen tedbirsizlikten kaynaklı.”

“Sigortada kuraklık yok, araba çarpması var”

Fıstık üreticisinin en büyük sorunlarından birinin de tarım sigortası olduğuna dikkat çeken Aslan, uygulamadaki çarpıklıkları şöyle anlattı:

“Geçen yıl yağışlar 600 kilo iken, bu yıl 200 kiloya düştü. Tarım sigortası meselesine gelince… Devlet güzel bir sistem kurdu ama uygulamada sıkıntılar var. Ben kendim sigorta yaptım, 12 yıl sonra paramı alabildim. Dolu vurmasına rağmen hasar tespiti yapılmasına rağmen, kuraklık kapsam dışı. Sigortada ne var? O dağın başında araba neden fıstık ağaçlarına çarpsın? Onu poliçeye koyuyor ama kuraklığı, güneş yanmasını koymuyor. Arabayı poliçeye dahil ediyor ama diğer afetleri kapsamıyor. Ben Fıstık Üreticileri Birliği Başkanı olarak üreticiye nasıl ‘Git sigorta yaptır, devlet zararını karşılar’ diyeyim? Üstelik sigorta kuraklığı kapsamıyor. Arabaların çarpması gibi neredeyse imkânsız ihtimaller poliçeye dahil edilirken, kuraklık ve güneş yanıklığı kapsam dışı bırakılmış.”

“Üretim biterse ithalata muhtaç hale geliriz”

Devletin acilen üreticinin yanında yer alması gerektiğini belirten Aslan, son olarak şu ifadeleri kullandı:

“Ülke genelinde ciddi don olayında devlet üreticinin zararını karşıladı. Ancak şu anda bizim üreticilerimizin hiçbir zararı karşılanmıyor. Oysa çiftçi iki yıldır bu fıstığı bekliyordu. Şimdi iki yıl sonra da ürün yok. Bu durumda üretici dört yıl boyunca hiçbir gelir elde edemeyecek. Onca masrafla nasıl dayanacak? Nasıl idare edecek? Nasıl üretime devam edecek? Bir ülkede üretim biterse geriye ne kalır ki? Mecburen ithal edeceğiz. Fıstık üretiminde dünyada 3’üncüyüz ama bu gidişle ithal eder hale geleceğiz.”

Kuraklık ve tedbirsizlik fıstık üreticisini vurdu

Kuraklık ve tedbirsizlik fıstık üreticisini vurdu

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.