İlahiyatçı Erdem: İsraf sadece bireysel değil, toplumsal sonuçları olan bir felakettir
İlahiyatçı-Yazar Ramazan Erdem, insanın yeryüzünde halife olarak yaratıldığını hatırlatarak, çevrenin bir emanet olduğuna dikkat çekti.
Tüketim kültürünün insanları felakete sürüklediğini belirten Erdem, ihtiyaç ve arzu arasındaki farkın unutulduğunu vurguladı.
Kapitalist yaşam tarzının Müslümanca bir tavırla bağdaşmadığını ifade eden Erdem, israfın sadece bireyi değil toplumu da etkilediğini söyledi.
Peygamber Efendimizin sade yaşamını örnek gösteren Erdem, Müslümanların gösteriş ve aşırılıktan kaçınması gerektiğini dile getirdi.
İklim krizlerinden yoksulluğa kadar birçok sorunun temelinde israf ve tüketim çılgınlığının yattığını ifade eden Erdem, müminin mutedil bir yaşam sürmesi gerektiğini belirtti.
“Yeryüzü bize emanet, dilediğimiz gibi mahvedemeyiz”
İnsanın yeryüzünde halife olarak yaratıldığını hatırlatan Erdem, "Allahü Teala insanı yeryüzünde halife olarak yarattığını söylüyor. Çevreyi insana emanet olarak verdi. Bir şeyin emanet edilmesi, onun sahibi olduğumuz anlamına gelmez. Emanete sahip çıkılması gerekir, dilediğiniz gibi mahvedemezsiniz" ifadelerini kullandı.
Yeryüzünde yaşanan çevre tahribatının insan eliyle meydana geldiğine vurgu yapan Erdem, "Ayette de mealen buyrulduğu üzere, yeryüzü insanların elleriyle fesada uğradı. Çevremizin bozulması, insanın kötü niyetli dokunuşunun sonucudur" dedi.
“Tüketim çılgınlığı huzursuzluk getiriyor”
Kapitalist sistemin bireyleri sürekli almaya sevk ettiğini belirten Erdem, ihtiyaçla arzu arasındaki farkın unutulduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti: "Kapitalist bir toplumda yaşıyoruz, sürekli 'al' mantığı hâkim. Allahü Teala, 'çokluk tutkusu sizi oyaladı' buyuruyor. Bu tutkuyla insan, Allah’tan gafil olup tüketim çılgınlığına sürükleniyor. Arzularını 'ihtiyaç' gibi gösteriyor. Oysa ihtiyaçla arzu aynı şey değildir. Kapitalist toplumlar, hiçbir şeye razı olmamak gibi bir noktaya geldi. Bu da beraberinde huzursuzluk getiriyor."
“Tüketim çılgınlığı israfa, israf şükürsüzlüğe götürüyor”
Erdem, tüketim çılgınlığının israfa yol açtığını, israfın ise Allah'ın sevgisinden uzaklaştırdığını belirterek, "Bir şeyin fazlasını istemek israfa dönüşür. Allahü Teala, 'Yiyin, için fakat israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez' buyuruyor. İsraf, sadece bireysel zarar değil, hiç tanımadığımız insanların da yoksulluğuna neden olabilir. Mizanda bu da bir hesaba konu olacak" şeklinde konuştu.
“Peygamberimiz sade yaşamı öğütledi”
Peygamber Efendimizin sade hayatına dikkat çeken Erdem, lükse kaçmanın müminin hayatında yeri olmadığını vurguladı:
"Efendimizin hayatına baktığımızda sade yaşamın en güzel örneğini görüyoruz. O, bize sade olun, sade yaşayın diyor. Hz. Ali’ye, evine ikinci kat çıktığı için Efendimizin selam vermemesi olayı da bunu gösterir. İnsanlar tüketim sıkıntısının çözümünü Uzak Doğu öğretilerinde arıyor ama biz Müslümanlar olarak kendi dinimizde çözümü zaten bulabiliriz."
“İsraf toplumu uçurumlara sürüklüyor”
Erdem, israfın toplumsal boyutuna da işaret ederek sözlerini şöyle tamamladı: "İsraf şükürsüzlüğün bir göstergesidir. Zenginle fakir arasındaki uçurum israfla büyüyor. Harcarken ne savurgan olun ne de cimri, mutedil bir yol izleyin. Bugünkü iklim sorunları, israf, çevreye duyarsızlık ve doyumsuzluktan kaynaklanıyor. Mümin, herkesin yaptığını yapmaz. Sade yaşamakla mükellefiz. El âlem ne der düşüncesi bizi kibre sürüklüyor, oysa bizim için önemli olan Allah’ın ne dediğidir."
Erdem, Müslümanların israfı terk ederek sade yaşamı benimsemesi gerektiğini vurguladı.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.