,
  • BIST 10082.77
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 21 °C
  • Antalya 23 °C

Hukukçu Çınar: “Adalet merkezli bir anayasa hazırlanmalı”

Hukukçu Çınar: “Adalet merkezli bir anayasa hazırlanmalı”
Yeni anayasa metninin özünde adaletin olması gerektiğini söyleyen Avukat Mehmet Emin Çınar, adalet merkezli bir anayasanın, toplumun her kesiminin ihtiyacına cevap verebileceğini belirtti.

 

1982 Anayasası, gerek hazırlanma yöntemi ve gerekse de içerik bakımından halkın kabul etmediği bir anayasa olarak öne çıkıyor.

Şu anda yürürlükte bulunan 1982 Askeri Darbe Anayasası; irili ufaklı 19 değişiklik ve 3 referandum gördü. 175 maddesinin 98'i değiştirildi. 1982 Anayasası'nda son değişiklik 16 Nisan referandumunda yapıldı.

Türkiye'de yaşayan tüm kesimlerin ihtiyacını giderecek yeni anayasa için artık somut adım atılmasını isteyen hukukçular da artık halkın özgürlüğünü sağlayacak, insan hak ve hürriyetlerini koruyacak bir sivil yeni bir anayasa istiyor.

Yeni anayasa beklentileri ile ilgili İLKHA'ya  konuşan Avukat Mehmet Emin Çınar, “Yani yasama yılı o şekilde o gündemle açılıyor. Fakat şu zamana kadar 1982 anayasasını maalesef sürekli eklemelerle yamalarla bir şeyleri değiştirerek yol aldık. Tam manasıyla bir sivil anayasa oluşturamadık.” dedi.

“Sadece iktidarın değil, ana muhalefet partilerinin isteği de yeni bir anayasadır”

1982 anayasasını tamamıyla ortadan kaldıran yeni bir sivil anayasa oluşturamadığımızı söyleyen Çınar, “Bu dediğim gibi yıllardan beridir her yeni yasama yılının esas gündemlerinden birisidir. Bu yasama yılında da tekrar gündeme geldi. Bu sadece siyasal iktidarın değil, ana muhalefet partilerinin diğer muhalefet partilerinin de isteği bu yönde. Onlar da yeni bir anayasa yapılmasını istiyorlar fakat bir siyasal konsensüs henüz oluşturulmadı veyahut da henüz buna zemin oluşturulmadı fakat dediğim gibi tekrardan da yeni yasama yılında en büyük işlerinden en büyük meşguliyetlerinden birisinin de anayasa olacağı kanaatindeyim. İnşallah bize 40 yıl önce giydirilen tamamıyla askeri cunta rejiminin saikleriyle o dönemin paradigması ve faşist anlayışıyla oluşturulan bu anayasadan bir an önce kurtulup daha çağdaş günün ihtiyaçlarına cevap veren sivil bir anayasayı en kısa zamanda meclisten geçiririz diye umut ediyorum.” dedi.

“Vatandaşlık tanımı yeniden düzenlenmeli”

Esasında mevcut anayasayı bizim için sıkıntılı kılan birkaç farklı parametrenin var olduğuna dikkati çeken Çınar, “Öncelikle en temel parametre bana göre bu anayasa kurucu unsurları açısından vatandaşlar siyasetçiler tarafından oluşturulmuş bir anayasa değil. 1980 darbesini gerçekleştiren generallerin siyaset sahnesine atıldıktan sonra oluşturmuş oldukları askeri cunta rejiminin perspektifini yansıtan bir anayasadır. İkincisi anayasadaki en büyük problem de benim kanaatime göre bugün özellikle Kürt sorununun da ortaya çıkmasına zemin hazırlayan vatandaşlık tanımıdır. Vatandaşlık tanımının da bu açıdan düzeltilmesi gerektiği kanaatindeyim. Yani bütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının tek bir etnik kimlik üzerinden tanımlamanın da sıkıntı oluşturacağı kanaatindeyim. Bu kavramı suiistimal eden bazı ulusal ve uluslararası yapılar var. Yani bu devletin kurucu unsurları ne sadece Türkler ne sadece Kürtler ne de sadece Araplardır. Cihanşumul, bütün etnik kimlikleri kapsayan bir vatandaşlık tanımının da yapılması gerekir. ” diye belirtti.

“200 yıl sonrasında yaşayacak nesillerimizin kararlarını bugünden ipotek altına alamayız”

Hukukçu Çınar: “Adalet merkezli bir anayasa hazırlanmalı”

Çınar, “Üçüncü önemli husus, anayasada hukukçu olarak kanaatime göre hiçbir değiştirilemez yasanın olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani anayasanın biliyorsunuz ilk 4 maddesi değiştirilemez değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerdir. Şöyle toparlayalım, biliyorsunuz bundan 200 yıl önce dünya genelinde imparatorluklar vardı. O dönemin genel geçer kabul edilen yönetim sistemi, imparatorluklardı. Yirminci yüzyıl itibarıyla imparatorluklar, dönemin ihtiyaçlarına cevap veremedikleri için biraz daha ulus tandanslı devletler kuruldukları için Cumhuriyet rejimlerine geçildi. Evet, bugün Cumhuriyet belki muteber bir devlet yönetimi olabilir ama biz bundan 200 yıl sonrasında yaşayacak nesillerimizin kararlarını bugünden ipotek altına alamayız. Bırakalım onlar kendi kararlarını kendileri versinler o bakımdan. Anayasalar da ilahi metinlerde değildir. Dolayısıyla hiçbir şekilde anayasada değiştirilemeyen maddenin olmaması gerektiği kanaatindeyim.” ifadelerini kullandı.

“Herkesin ihtiyaçları dikkate alınarak kollektif bir anayasa oluşturulabilir”

Öncelikle darbeci zihniyetin teşekkür etmiş olduğu bütün düzenlemelerin ilga edildiği, tamamıyla sivil bir anayasa olması gerektiğini belirten Çınar, “Kurucu unsurlar açısından sivil siyasetçilerin müdahil olduğu, halkın, toplumun genel görüşünün de dikkate alındığı, toplumsal dinamiklerin dikkate alındığı bir anayasanın oluşturulması elzemdir.  Bugün toplumsal dinamikler neyi gerektiriyorsa, çağın ihtiyaçları memleketin ihtiyaçları, vatandaşımızın genel bakış açısı, genel perspektifi, bütün azınlık grupları da dahil edilerek çünkü bu ülkede hepimiz yaşıyoruz. Onlar da bu ülkenin birer vatandaşlarıdır. Herkesin ihtiyaçları dikkate alınarak kollektif bir anayasa oluşturulabilir. 1982 anayasasına baktığımız zaman temel hak ve özgürlükler açısından esasında çok da fazla kulaklarımızı tırmalayacak şeyler yok. Yani basın hürriyeti açısından ondan sonra hak arama hürriyeti açısından yaşama hürriyeti açısından eğitim ve öğrenim hakkı açısından dernekleşme açısından temel hak ve özgürlükler açısından  anayasada olumlu taraflar da var. Fakat bunu biraz daha geniş bir şekilde yorumlayabiliriz. Çünkü bundan 40 sene önce farklı  siyasal ve sosyolojik zemin vardı.” dedi. 

“Resmi bir ideolojinin, inancın dayatılmadığı bir anayasa olmalıdır”

Şu anda 2022 yılında olduklarını söyleyen Çınar, “Bu zamandaki zemin, siyasal ve sosyolojik atmosfer tamamıyla farklı günümüzün ihtiyaçlarına cevap veren bir anayasa olmalıdır ve en az bir 20-30 yıl sonrasının ihtiyaçlarını da cevap verecek ferasetle hazırlanmış bir anayasa olmalıdır. Çağın ihtiyaçlarına cevap vermelidir. Temel hak ve özgürlükler açısından daha bütünleyici olmalıdır. Azınlık hakları açısından daha bütünleyici olmalıdır. Tek tip bir vatandaş tanımının olmadığı, toplumun bütün unsurlarının bütün etnik kimliklerinin içerisine dahil edildiği bir anayasa olmalıdır. Resmi bir ideolojinin, inancın dayatılmadığı bir anayasa olmalıdır. Yani anayasanın ruhunda, özünde adaletin olduğu bir metin olması gerektiği kanaatindeyim.  Adalet, herkesin ihtiyacına cevap veren çok cihanşümul bir kavramdır. Daha adil bir anayasa herkesin ihtiyacına cevap verir diye düşünüyorum” diye konuştu. (İLKHA)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Hür 24 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 532 658 98 55