HÜDA PAR’dan “Dünya İnsan Hakları Günü” mesajı: Doğu Türkistan’dan Filistin’e kadar milyonlar sistematik zulmün kıskacında

HÜDA PAR’dan “Dünya İnsan Hakları Günü” mesajı: Doğu Türkistan’dan Filistin’e kadar milyonlar sistematik zulmün kıskacında
HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Mahmut Şahin, “10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, uluslararası sistemin insan hakları konusunda büyük bir çöküş yaşadığını belirterek Filistin ve Doğu Türkistan’da yaşanan zulümlere dikkat çekti.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla bir açıklama yapan HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Mahmut Şahin, “Doğu Türkistan’dan Myanmar’a, Yemen’den Libya’ya, Filistin’den Sudan’a kadar milyonlarca insan sistematik zulmün, yok sayılmanın ve yoksulluğun kıskacındadır.” ifadelerini kullandı.

“Uluslararası sistem insan hakları konusunda sınıfta kalmıştır”

İnsan haklarının; dil, din, ırk, cinsiyet, siyasi görüş ve sosyal sınıf ayrımı yapılmaksızın tüm insanların temel haklarının korunmasını ifade ettiğini belirten Şahin, “İnsan hayatı ve haysiyetinin korunması en temel haktır.” dedi.

10 Aralık’ın devletlere insan haklarını güvence altına alma sorumluluğunu hatırlatan bir gün olduğuna işaret eden Şahin, “Maalesef İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde belirlenen amaçlar ve hedeflerden çok uzak bir uluslararası sistem ile karşı karşıyayız. Bugün dünyada hak değil, güç konuşmakta; mazlumun değil, menfaat odaklarının sesi yükselmektedir. Filistin’de yıllardır süren kuşatma ve soykırım, uluslararası sistemin insan hakları konusunda ne kadar ikiyüzlü olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken, hastaneler bombalanırken susan devletler ve etkisiz uluslararası kurumlar, insanlık vicdanında silinmeyecek bir leke bırakmaktadır.” şeklinde konuştu.

“İnsan hakları söylemi, ancak mazlumun yanında durulduğu zaman bir anlam ifade eder”

İslam dünyasının mazlum coğrafyalarına dikkat çeken Şahin, şu ifadeleri kullandı: “Doğu Türkistan’dan Myanmar’a, Yemen’den Libya’ya, Filistin’den Sudan’a kadar milyonlarca insan sistematik zulmün, yok sayılmanın ve yoksulluğun kıskacındadır. 'İnsan hakları' söylemi, ancak mazlumun yanında durulduğu zaman bir anlam ifade eder.”

“İçeride adaleti tesis etmeden dışarıya insan hakları dersi vermek mümkün değil”

Türkiye’de de insan onurunu zedeleyen sorunların bulunduğunu belirten Şahin, “Ekonomik sıkışmışlık, gelir adaletsizliği, gençlerin gelecek kaygısı, aileyi hedef alan politik yaklaşımlar, geciken yargı süreçleri ve artan toplumsal kutuplaşma, insan haysiyetini doğrudan zedelemektedir. İçeride adaleti tesis etmeden dışarıya insan hakları dersi vermek mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.

“Adalet, bütün insanlığın ortak hakkı olmalıdır”

Mazlumun kimliğine bakılmaksızın yanında durmanın gerekliliğine dikkat çeken Şahin, “İnsan hakları, bildirilerde değil; zalimlere karşı net tavır almakla ve mazlumun elinden tutmakla hayat bulur. Adalet, güçlülerin kalkanı değil; bütün insanlığın ortak hakkı olmalıdır. Hak; coğrafyaya, politik çıkarlara ve güç dengelerine göre değişmez.” dedi.

“Allah’ın verdiği değerin üzerine çıkan hiçbir ölçüyü kabul etmiyoruz”

Şahin, insan haklarının çerçevesini bizzat insanı yaratan Allah’ın belirlediğini, bu hakların zamana ve hükümetlere göre değişmeyeceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“İnsana olması gereken hakkı ve değeri Allah vermiştir. Allah’ın verdiği değerin üzerine çıkan hiçbir ölçüyü kabul etmiyoruz. Nerede bir mazlum varsa orada ses olmaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz.”

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.