HAMAS'tan hareketin kuruluş yıl dönümünde mesaj: Aksa Tufanı bir dönüm noktasıdır
HAMAS, hareketin kuruluş yıl dönümünün Gazze Şeridi'nde kuşatma altında yaşayan iki milyondan fazla Filistinliyi hedef alan, iki yılı aşkın süredir devam eden "vahşi bir saldırı, benzeri görülmemiş bir soykırım, aç bırakma ve yıkım savaşı" sürecinde anıldığını söyledi
Buna ek olarak, Batı Şeria ve işgal altındaki Kudüs'te sistematik suçlar işlendiği, toprakları ilhak etme, yerleşimi genişletme ve Mescid-i Aksa'yı Yahudileştirme planlarının uygulandığını belirten harekete, Filistin halkının bu saldırıya "cesur direnişiyle kenetlenerek", sarsılmaz bir irade ve efsanevi bir direnişle karşı koyduğunu ekledi.
HAMAS, başta Gazze Şeridi, Batı Şeria, Kudüs, 48 toprakları, mülteci kampları ve diasporadaki Filistinliler olmak üzere tüm alanlardaki direnişlerini selamlayarak, yaralılara acil şifa, işgal zindanlarındaki tutuklu ve esirlere özgürlük diledi.
HAMAS, başta Şeyh Ahmed Yasin olmak üzere şehitlere ve kurucu liderlere, ayrıca "Aksa Tufanı"nın şehit liderleri İsmail Heniyye, Yahya Sinvar, Salih el-Aruri ve Muhammed ed-Dayf'ın yanı sıra hareketin, Filistin halkının ve ümmetin tüm şehitlerine rahmet diledi.
Hareket, Aksa Tufanının, özgürlük ve bağımsızlık yolundaki mücadele seyrinde görkemli bir durak teşkil ettiğini, işgalin püskürtülmesinin ve sona ermesinin gerçek başlangıcı için kalıcı bir dönüm noktası olarak kalacağını vurguladı. HAMAS, iki yıllık savaşa rağmen işgalin hedeflerine ulaşmakta başarısız olduğunu ve yalnızca doğrudan ABD desteğiyle sivilleri ve insani yaşamı hedef almakta "başarılı" olduğunu belirtti.
HAMAS, ateşkes anlaşmasına tam bağlılığını vurgularken, işgali günlük olarak ihlallere devam etmekle ve yükümlülüklerinden kaçmakla suçladı. Arabuluculara ve ABD yönetimine, işgal hükümetine anlaşma maddelerini uygulaması, saldırıları durdurması, başta Refah Sınır Kapısı olmak üzere sınır kapılarını açması ve insani yardımların girişini yoğunlaştırması için baskı yapma çağrısında bulundu.
Hareket ayrıca, Gazze Şeridi veya Filistin topraklarının herhangi bir kısmı üzerinde herhangi bir vesayet veya manda yönetimini kesin olarak reddettiğini yineleyerek, tehcir ve işgal planları doğrultusunda Şeridi yeniden yapılandırma girişimlerine karşı uyardı.
HAMAS, kimin yöneteceğine yalnızca Filistin halkının karar verdiğini, halkın direniş, topraklarını özgürleştirme ve başkenti Kudüs olan bağımsız devletini kurma meşru hakkına sahip olduğunu vurguladı.
Hareket, Arap ve İslam ülkelerine, hükümetlere, halklara ve örgütlere, işgalin saldırganlığını durdurması, sınır kapılarını açması, yardım, barınma ve yeniden imar planlarını uygulaması için acil harekete geçme çağrısında bulundu. HAMAS ayrıca işgali, "sistematik ve tanımlanmış" olarak nitelendirdiği ve zaman aşımına uğramayacak olan soykırım ve aç bırakma suçlarından sorumlu tutarak, Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni liderlerini kovuşturmaya devam etmeye çağırdı.
Hareket, kuruluşundan bu yana ilkelerine olan bağlılığını, şehitlerin kanlarına ve esirlerin fedakarlıklarına vefa göstererek özgürlüğe ve geri dönüşe kadar sebat edeceğini vurguladı. Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın çatışmanın ana başlığı olarak kalacağını ve işgalin buralar üzerinde hiçbir meşruiyet veya egemenliği olmadığını yineledi.
Esirler konusunda HAMAS, işgal hükümetinin onlara karşı işlediği suçların sadistçe bir yaklaşım ve sistematik bir intikam politikası teşkil ettiğini, esir dosyasının davalarının öncelikleri arasında kalacağını belirterek, onların yaşadığı acılar karşısındaki uluslararası sessizliği kınadı.
Ayrıca, Filistin halkının her türlü direniş hakkının uluslararası yasalarla güvence altına alınmış meşru bir hak olduğunu vurgulayan HAMAS, davanın tasfiye planlarıyla mücadele etmek için ulusal birliğin sağlanması ve ortak bir mücadele stratejisi üzerinde Filistin uzlaşısının inşa edilmesi çağrısında bulundu.
Hareket, soykırım savaşının, bölgenin güvenliğini, istikrarını ve uluslararası barışı tehdit eden "haydut bir varlığı" ortaya çıkardığını ve bunun, onu izole etmek, terörünü durdurmak ve işgaline son vermek için uluslararası bir hareketi gerektirdiğini belirtti. Aynı zamanda, direniş güçlerinin ve dünyanın özgür insanlarının desteğini, Filistin davasıyla dayanışma içindeki küresel halk hareketini takdir ettiğini ifade ederek, işgal sona erip özgürlük ve bağımsızlık elde edilene kadar bu hareketin tırmandırılması çağrısında bulundu.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.