Gündüz kuşağı programlarının durdurulması çağrısı yapıldı: Aile yapısı tehlikede!

Gündüz kuşağı programlarının durdurulması çağrısı yapıldı: Aile yapısı tehlikede!
Diyanet-Sen, gündüz kuşağı televizyon programlarında artan şiddet, istismar ve çarpık ilişki temalarına karşı 81 ilde eş zamanlı açıklama yaptı. Batman'daki açıklamada, aile yapısının ciddi tehdit altında olduğu belirtildi.

Diyanet-Sen tarafından 81 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen kitlesel basın açıklamaları kapsamında Batman'da da bir etkinlik gerçekleştirildi.

Diyanet-Sen Batman Şube Başkanı Ahmet Cihan, din görevlilerinin katılımıyla Tenzil Camii'nde cuma namazı çıkışında bir basın açıklaması yaptı.

"Aileyi korumak için ekrandaki çürümeye son ver" temalı açıklamasında, gündüz kuşağı televizyon programlarında artan şiddet, istismar ve çarpık ilişki temalarına karşı gerekli tedbirlerin alınması ve yayından kaldırılmaları için 81 ilde eşzamanlı toplumsal bir tepki ve imza kampanyası başlattıklarını duyurdu.

Cihan, bu programlarda yer alan çocuk istismarı, şiddet, sapkın ilişkiler gibi içeriklerin aile yapısını tehdit ettiğini ve normalleştirildiğini söyledi.

Yayınların durdurulması çağrısı yapan Cihan, medya kuruluşlarının toplumsal sorumluluk taşıması gerektiğini vurguladı. Ayrıca ailelere, çocuklarını zararlı içeriklerden korumaları ve bilinçli medya kullanımı konusunda rehberlik etmeleri çağrısında bulundu.

"Ahlak ve iffet değerlerine zarar veren içeriklerin artması endişe vericidir"

Toplumun en kıymetli hazinelerinden birinin, köklü ahlak anlayışları ve iffet merkezli hayat tarzları olduğunu ifade eden Cihan, "Ne var ki günümüzde, bazı medya yayınlarında bu değerlere zarar veren içeriklerin artması endişe verici bir boyuta ulaşmıştır. Özellikle gündüz kuşağında yayınlanan bazı televizyon programlarında; çocuk istismarı, cinsel saldırı, aile içi şiddet, cinayet ve çarpık ilişkiler gibi hem insan fıtratına hem de toplumsal yapımıza aykırı konular, olağanlaştırılarak kamuoyuna sunulmakta, böylece vicdanları yaralayan içerikler normalleştirilmektedir." dedi.

"Çocuklarımızın masum dünyası telafisi güç biçimde kirlenmektedir"

"Bu tür yayınlar yalnızca bireyleri değil, toplumun bütün dokusunu derinden etkilemektedir." diyen Cihan, şöyle devam etti:

"Aile kurumu zedelenmekte, çocuklarımızın ve gençlerimizin masum dünyası telafisi güç biçimde kirlenmektedir. Medyanın bu yöndeki etkisi, kötülüğü meşrulaştırmakta; şiddeti, iftirayı ve sapkınlığı sıradanlaştırmaktadır. Her türlü şiddet unsurunun yer aldığı bu programlar; şiddeti özendirici, normalleştirici ve izleyicilerin şiddete, çocuk istismarına duyarlılığını körelten biçimde sunulmaktadır. Nitekim tüm bunlar ile şiddet toplum nezdinde normalleştirilmekte ve kanıksatılmaktadır. Bu normalleştirme ile toplumun ahlaki dokusu bozulmakta aileler travmatize edilmekte, gençlerin ve çocukların aile kurumuna bakışı olumsuz etkilenmektedir."

"Herhangi bir fayda üretmeyen, toplumu olumsuz etkileyen bu yayınlara derhal son verilmelidir"

Toplumun, özellikle de gençlerin ve çocukların değerler sistemini, sosyal ilişkiler kurma becerilerini ve psikolojisini derinden yaralayan bu programların olumsuz etkilerine karşı, gündüz kuşağı programları yayın etik ilkelerinin de çözüm sağlamadığına vurgu yapan Cihan, şunları söyledi:

"Bu yayınları gerçekleştiren birkaç ismin sözde adalet savaşçısı toplumun belli kesimlerinin yozlaşmış, devlet sisteminin ise iflas etmiş gösterilmesi kabul edilemez. Herhangi bir fayda üretmeyen, toplumu olumsuz etkileyen bu yayınlara derhal son verilmelidir. Medya kuruluşlarının ve içerik üreticilerinin, taşıdıkları sorumluluğun bilincinde olarak, yayın politikalarını toplumun ahlaki, kültürel ve manevi değerlerini destekleyecek şekilde belirlemeleri büyük önem taşımaktadır. Yayıncılık, insan ruhunu kirleten değil; insana değer veren, iyi örnekleri görünür kılan bir görev üstlenmelidir."

"Evlerimizi zararlı içeriklerden korumalıyız"

Bu noktada ailelere de önemli sorumluluklar düştüğünün altını çizen Cihan, "Evlerimizi zararlı içeriklerden korumak, çocuklarımıza bilinçli medya kullanımı konusunda rehberlik etmek, onların izledikleri ve dinledikleri içerikleri takip etmek ebeveynlik sorumluluğumuzun bir parçasıdır. Medya okuryazarlığını teşvik etmek ve çocuklarımızı bu alanda donanımlı bireyler olarak yetiştirmek, onları geleceğin güçlü ve sağduyulu fertler haline getirecektir." dedi.

"Aileyi korumak farz-ı kifaye değil, farz-ı ayndır"

Ayrıca, bireysel çabaların ötesine geçerek toplumsal farkındalık oluşturmanın da herkesin görevi olduğunu belirten Cihan, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Ahlak temelli bir aile ve toplum için sorumluluk taşıyan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına destek vermek, bu alandaki etkinliklerin çoğalmasına katkı sağlamak ve bilinçli bir kamuoyu inşa etmek, zararlı içeriklerin etkisini azaltmada hayati bir rol oynamaktadır. Unutulmamalıdır ki, kolektif bilinç olmadan bireysel çabalar sınırlı kalacaktır. Toplumu bir bütün olarak korumanın en etkili yollarından biri, sivil girişimlerle birlikte hareket etmektir. Diyanet-Sen olarak diyoruz ki aileyi korumak farz-ı kifaye değil, farz-ı ayndır. Herkesin üzerine düşen hem kollektif hem de ferdi bir sorumluluktur."

Gündüz kuşağı programlarının durdurulması çağrısı yapıldı: Aile yapısı tehlikede!

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.