Gastroenteroloji Uzm. Dr. Teker: Çölyak hastaları diyetle sağlıklı yaşayabilir

Gastroenteroloji Uzm. Dr. Teker: Çölyak hastaları diyetle sağlıklı yaşayabilir
Uluslararası Çölyak Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Bursa Şehir Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Tufan Teker, çölyak hastalarının doğru diyet programı ile sağlıklı bir hayat sürdürebileceğini belirtti.

Uzm. Dr. Teker; çölyak hastalığının "Gluten" isimli proteine karşı bağışıklık sisteminin geliştirdiği antikorların, ince bağırsağın emilim yüzeyinde yıpranmaya yol açmasıyla geliştiğini dile getirdi.

Hastaların hiçbir semptom olmadan kan tetkiklerinde anormallik saptanması sebebiyle başvurabileceği gibi gaz, şişkinlik, bir süredir devam eden kronik ishal şikayetiyle de başvurabileceğini vurgulayan Teker, "Çölyak hastalığı kabızlıkla da seyredebilir. Hastalar, sindirim sistemi şikâyetleriyle başvurabileceği gibi cilt bulguları, kaşıntılı kabarık cilt lezyonları, nörolojik bulgular, özellikle çocukluk döneminde epilepsi gibi tedaviye dirençli anemiler veya vitamin eksikliklerine bağlı; örneğin daha erken yaşta görülebilen kemik erimesi tablolarıyla da bize gelebilirler." şeklinde konuştu.

"Diyet etkisini hızla gösteriyor"

Uygun diyet programıyla ilk haftalardan itibaren semptomlarda gerileme başlayabileceği bilgisini veren Teker, "Çölyak tanısı koyduğumuz hastalara biz ömür boyu glutensiz diyet öneriyoruz. Diyete başladıkları zaman 2-3 hafta içerisinde hastaların semptomlarında gerilemeler başlıyor. 3-6 ay seviyesinde ise antikor seviyesine düşme ve 6-12 ay seviyesinde de endoskopik olarak 12 parmak bağırsağında düzelme bekliyoruz. Sadece 12 parmak bağırsağından ziyade bütün ince bağırsağı da tutabilen bir hastalık. İlk karşılaşan bölüm 12 parmak bağırsağı olduğu için bu proteinde öncelikle bu kısım hem daha sık hem de daha etkili bir şekilde tutuluyor." dedi.

"Lenfoma gelişebilir"

Çölyak hastalığının genetik bir geçişi olduğuna işaret eden Teker, "Dolayısıyla ailelerimizde çölyak hastalığı olan bireyler varsa ve şikâyetleri varsa bunlardan baktığımız bir basit kan tetkiki ile çölyak olup olmadığını belirleme şansımız oluyor. Eğer çölyak hastaları, diyetlerine uymazsa ve emilim bozuklukları devam ederse ilerleyen dönemde erken yaşta; kemik erimesi gelişimi, dirençli anemiler, halsizlik, kilo kayıpları, ishaller gibi şikâyetler olabileceği gibi diyete uymayan çölyak hastalarında lenfoma gelişimi de söz konusu olabiliyor." diye konuştu.

"Diyetisyen desteği alınmalı"

Hastalığın görülme sıklığının yüksek olduğunun altını çizen Teker, son olarak şunları söyledi:

"Şu an diyet dışında bir tedavisi olmadığı için hastalara diyetisyen desteği almalarını öneriyoruz. Çünkü uzun süreli bir tedavi, ciddi hayat tarzı değişiklikleri gerektiriyor. Buğdaydan elde edilen her üründe bu protein mevcut. Dolayısıyla buğdaydan elde edilen makarna, bulgur, irmik gibi şeylerin tüketilmesini de hastalığın bağırsakları etkilemesine ve semptomların ilerlemesine yol açabilir. Bunu sadece ekmek olarak değerlendirmemek lazım. Eğer bireylerde bu tarz sindirim sistemi şikâyetleri varsa, bir türlü tedavi edilemeyen demir eksikliği varsa, hastalarda öngörülen yaşın daha öncesinde bir kemik erimesi gelişimi olduysa ve ailelerinde özellikle çölyak hastalığı varsa kendilerinin bir dâhiliye ya da gastroenteroloji polikliniğine başvurarak bu açıdan değerlendirmelerini öneririz." diye konuştu.

Gastroenteroloji Uzm. Dr. Teker: Çölyak hastaları diyetle sağlıklı yaşayabilir

Gastroenteroloji Uzm. Dr. Teker: Çölyak hastaları diyetle sağlıklı yaşayabilir

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.