Erdoğan: Şu anda çok garip bir senaryo ortada

Erdoğan: Şu anda çok garip bir senaryo ortada
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda çok garip bir senaryo ortada, piyasada. Hafta sonuna kadar bakalım bu senaryo nasıl oynanacak, bunu göreceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı'nda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Adıyaman'ın Samsat ilçesinde gece 03.34'te 5,1 şiddetinde deprem meydana geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok şükür can kaybı yok, 13 yaralımız var. Ayakta tedavi gördüler. Maddi hasarlar da zaten giderilir." diye konuştu.

Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ile Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'ın Adıyaman'a gideceğini, olayı yerinde inceleyeceklerini bildirdi. 

Seçim kanunlarındaki değişiklik paketi başta olmak üzere, tatile girmeden yapılması gereken önemli çalışmalar bulunduğunu anlatan Erdoğan, bu çalışmaların süratle tamamlanmasının ardından seçim çevrelerine dağılarak, sahada gece gündüz çalışmaya başlayacaklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın coşkuyla kutlandığını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Milli egemenliğimizin sevincini yaşadığımız bir günde, dün Meclis Genel Kurulunda şahit olduğumuz görüntüleri, yapılan tartışmaları asla tasvip etmediğimi burada bir kez daha ifade etmek isterim. Kendi hastalıklı siyasetlerini, ülkemizin bu önemli milli bayramını zehirlemek için kullananları buradan şiddetle kınıyorum. Milletimizin 15 Temmuz destanını önemsizleştirmek, kendisinin o gece darbecilerin açtığı yoldan kaçışını gizlemek isteyen zatın hezeyanları artık şehitlerimize saygısızlık boyutuna ulaşmıştır. Dün yalan yanlış her türlü ifadeleri orada kullananlara ben buradan gerçeği tekrar hatırlatmak istiyorum. 15 Temmuz gecesi saat 23.17. Ana muhalefetin başındaki zat Atatürk Havalimanı'nda ve orada tankların başındakilerle görüşmeler yapılıyor. Yapıldıktan sonra tanklar yolu açıyor ve ana muhalefetin başındaki Bay Kemal, oradan Bakırköy'e kaçıyor ve Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde misafir ediliyor. Orada kahvesini yudumlarken, çayını içerken bir taraftan da gelişmeleri takip ediyor. Tabii biz daha sonra Marmaris'ten Atatürk Havalimanı'na geliyoruz. 

Benim gelişimin nasıl olduğunu ve benim o havalimanına üstelik Enerji Bakanımız Berat Bey, eşim, kızım, torunlarım, onlarla beraber indiğimi... Dün orada (Genel Kurul) bir terbiyesiz vardı. Nasıl olduğunu nereden biliyorsun? Olayı yaşayan benim. İstanbul Emniyet Müdürü ile şöyle konuşmuşuz, şununla şöyle konuşmuşuz, ondan sonra da oraya bu şekilde inmişiz. İnsanda izan denilen bir şey olur, ahlak denilen bir şey olur. Saat 23.17'de sen Genel Başkanın ile oradasın, biz ise Marmaris'ten oraya uçağımızla geliyoruz ve o piste indiğimizde orada F-16'lar ve helikopterler halen uçuyor. İndikten sonra on binler orada. Sen CHP'lileri kandırabilirsin ama o on binleri kandıramazsın ve o on binler bu olayın en yakın şahidi ama senin böyle bir derdin yok. Siz her zaman kuyruğu kıstırıp kaçtınız zaten. Hiçbir zaman siz kahramanca F-16'ların karşısında dikilenlerden olmadınız, tankların karşısına çıkanlardan olmadınız. Sizler hatta Bağdat Caddesi'nde alkışlayanlardan oldunuz."

"BAY KEMAL BUNLARI BİLİYOR MUSUN?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün darbe girişimine karşı 16 saat süren operasyonu bizzat havalimanında yönettiğini belirterek, "Bay Kemal; sen neredeydin o saatlerde? Sen Bakırköy'deydin. Sen kahve yudumlarken biz Atatürk Havalimanı'nda bakan arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım ve tüm o milli kahramanlarla beraber oradaydık." diye konuştu. 

Ertesi gün operasyon bitene kadar havalimanında dimdik durduklarını vurgulayan Erdoğan, "Bunun yanında Valimiz, aynı zamanda 1. Ordu Komutanı, şu anda Genelkurmay İkinci Başkanı, o da orada. Orada kendisine 'Çık bir basın toplantısı yap.' dedik. Genelkurmayı vekaleten orada Ümit Paşa'ya verdik. Bay Kemal bunları biliyor musun? Orada vekaleten Genelkurmay Başkanlığını şu andaki Genelkurmay İkinci Başkanımız Ümit Paşa'ya vermek suretiyle süreci yönettik." değerlendirmesini yaptı.

Bu sırada "AK gençlik hep burada, reisinin yanında" tezahüratına Erdoğan, "Gençler müsaade edin bunları anlatalım, bunlar önemli. Bunlar kim vurduya gitmesin. İyi öğrenin bunları." karşılığını verdi. 

Milli iradenin tecelligahı olan bir çatının altında milletin iradesiyle seçilmiş bir Cumhurbaşkanı'na, tüm ülkenin ve dünyanın gözü önünde hakaret etmeyi siyaset sanan bu zihniyetin "kendi çirkefliği içinde boğulmaya mahkum" olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Bay Kemal, 15 tane adamını gönderdin sözde İYİ Parti'ye. Peki bu 15 tane adamın sözde İYİ Parti'yi kabul etti mi? Kabul etmedi. Niye? Dün baktım ki sözde İYİ Parti'nin koltuklarında senin bu 15 tane adamın yok. Bunlar hala CHP koltuklarında duruyor. Niye oraya gitmediler? Demek ki gönderdiğin yeri beğenmediler. Demek ki anlaşamadın, ikna edemedin. Bundan sonra senaryo nasıl çalışacak onu da bilemiyorum. Her şey olabilir, onu da söyleyeyim. Fakat bilinen bir şey var: Sözde İYİ Parti, dün orada 3-4 kişi vardı, arka koltuklar boş. Onlar nerede? Onlar CHP Grubunun sıralarında ama böyle bir fırsat oldu ve o fırsatı böylece sözde İYİ Parti değerlendirmiş oldu.  

Şu anda çok garip bir senaryo ortada, piyasada. Hafta sonuna kadar bakalım bu senaryo nasıl oynanacak, bunu göreceğiz. Bizim böyle bir sıkıntımız yok. Biz bu adımımızı atmışız, bir taraftan manifestomuzu hazırlıyoruz, bir taraftan seçim beyannamemizi hazırlıyoruz ve yoldayız. Bir an önce de bunlar açıklanacak. İlkini inşallah ayın altısında açıklayacağız ki bu bizim manifestomuz olacak, ardından da aday tanıtım toplantımızda da seçim beyannamemizi, tam böyle efradını cami ağyarını mani bir şekilde tüm milletimize açıklama imkanını bulacağız."

"BAY KEMAL, ZAMAN GEÇİRME, GEL HEMEN ADAY OLUVER"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefetin başındaki zatın tek hezeyanının bundan ibaret olmadığını, geçen günlerde yine mezhepçi saplantılarına yenik düşerek Osmanlı'ya iftira attığını belirterek, "Bu ne edep dışı bir yaklaşımdır? Osmanlı'yı, kurucu unsuru olan Yörüklere, Türkmenlere zulmetmekle itham eden bu zatın gönül dünyasının milletimizden ne kadar uzak olduğunu bu vesileyle bir kez daha görmüş olduk." dedi. 

"Bir defa haddini bileceksin." ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Sultan Abdülhamid-i Sani, bir defa kendi kapısını teslim ettiği insanlar aslında bu insanlardı. Kendi can güvenliğini onlara teslim ettiği halde, sen nasıl oluyor da Yörüklerden veya diğer obalardan Osmanlı'yı koparmaya çalışıyorsun? Bizim ecdadımız bırak Yörüklere zulmetmeyi Avrupa'nın içlerinden Afrika'nın derinliklerine kadar dünyanın dört bir yanında zulüm gören kim varsa hepsinin de yanında olmayı görev bilmiştir. Osmanlı bahanesiyle milletimizin tüm değerlerine, tarihine, kültürüne husumetlerini kusan bu zatın iflah olmayacağı iyice anlaşılmıştır. Ermeni çetelerinden bölücülere ve FETÖ'cülere kadar Türkiye'yi karalamak için çırpınan tüm kesimlerle aynı dili konuşan, muhtemelen aynı hissiyatları paylaşan bu zatın boyunun ölçüsünü, tabii yüreği yetip meydanlara çıkabilirse inşallah 24 Haziran'da göreceğiz.

Dün Mecliste Tüm Türkiye'nin gözü önünde yaşanan hadiselerin takdirini ben milletime bırakıyorum. Sadece dünkü görüntünün dahi Türkiye'nin yönetim sistemi değişikliğine gitmesinin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ispatladığına inanıyorum. 

Bay Kemal, zaman geçirme, gel hemen aday oluver. Niye sağda solda arayıp duruyorsun? Bir Genel Başkana da yakışır aday olmak. Gel aday oluver. Benim aziz milletimin sana muhabbetini de görelim. Hiç vakit kaybetme ve yola erken çık. Yasama ile yürütmenin birbirinden ayrılmasıyla bu tür gereksiz tartışmaların milletimizin günlük hayatına olan ağır faturalarından kurtulma imkanı da elde edilmiş olacak."

"OHAL ÇOK CİDDİ BİR ÇÖZÜM KAYNAĞIMIZ OLUYOR"

Geçen hafta Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu toplantılarını gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, bu toplantılarda OHAL uygulamasının üç ay daha devam etmesi kararını aldıklarını söyledi.

OHAL ile ilgili rahatsızlığı da değerlendirmek istediğini ifade eden Erdoğan, "Bay Kemal, bir defa sen memurdun. O zaman OHAL kararları nasıl alınır, nasıl devam eder, etmez, onları bilmezsin. Ama bil ki bu ülkenin OHAL ile idare edildiği dönemler, şimdi bizim OHAL kararlarını uyguladığımız gibi cereyan etmiş dönemler değildi. O zamanlar fabrikalar sürekli greve giderlerdi. Bu grevlerde fabrikalar çalışamaz hale gelirdi." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm sanayi kesimine seslenmek istediğini belirterek, "Acaba şu anda bu yedinci OHAL dahil bir tane fabrikada böyle bir grev söz konusu mu? Böyle bir şey olduğu anda zaten en büyük bizim tutanağımız ne? OHAL. Anında müdahalemizi yapıyoruz. OHAL çok ciddi bir çözüm kaynağımız oluyor ve şu süreç içerisinde Türkiye'de sanayi durmamıştır. Yoğun bir şekilde çalışmalar devam etmiştir. Hiçbir zaman da bunları durdurmaları söz konusu değildir." diye konuştu.

"Niye çünkü tezgah bozulacak da onun için. Size bu tezgahı bozdurmayız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"(Afrin'e girmeyin) diye akıl veriyor. Niye girmeyelim Afrin'e? Dertleri başka. Çünkü terör örgütleri oralarda cirit atıyor. Aynen cirit atmaya devam etsin, bunu istiyor. Bunlara kalsa, 'Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde ne işiniz var?' Bunlar bunu, yatıyor kalkıyor, görüyorlar. Bay Kemal, biz o Cudi'den, Gabar'dan, Tendürek'ten, Bestler Dereler'den, hatta Kandil'den çıkmayacağız." 

Milletin huzuru neyi gerektiriyorsa, Suriye'nin kuzeyinde de ne gerekiyorsa onu yapacaklarını aktaran Erdoğan, şu anda etkisiz hale getirilen terörist sayısının 4 bin 272, Kuzey Irak'ta 353, yurt içinde 258 olduğunu ifade etti. Erdoğan, "Durmak yok yola devam." ifadesini kullandı.

"BU İNSANLARA 'TERÖRİSTTİR' DİYECEK KADAR ALÇALAN KİŞİLER"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çok enterasandır, kendileri gidişimizden rahatsız oldu, sağolsun daha sonra kendisi de gidip karakol ziyareti yaptı. Bu iyi bir gelişme. Biz bu yolda Mehmet’imizle hep beraberiz. Biz bu yolda Özgür Suriye Ordusu ile de beraberiz. Özgür Suriye Ordusu'ndaki kardeşlerimizin, Mehmetçik ile verdiği mücadeleyi bir kenara koyamayız. Onlar Mehmetçiğimiz ile beraber Suriye'nin kuzeyinde ölümü öldürdüler. Üzerine üzerine gittiler. Bayrağımızı, kendi bayraklarıyla beraber oradaki kurumlara diktiler. Bay Kemal, 'Bunlar teröristtir.' dedi. Düşünün benim Mehmet'im ile beraber o arazide hayatlarını hiçe sayan, şahadet şerbetini içenlerin sayısı 200'ü aşan bu insanlara 'teröristtir' diyecek kadar alçalan kişiler bunlar. Zeytin Dalı inşallah bir destandır. Fırat Kalkanı Harekatı bir destandır. Bunların hepsi kayıtlara girecek."

"İKİ KEZ VURGU YAPMADA BEİS GÖRMEDİM"

Erken seçim konusunu da değerlendiren Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, kendilerinden hemen önce gerçekleştiği grup konuşmasında, 26 Ağustos'ta erken seçim yapılmasını teklif ettiğini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, henüz kendi içlerinde müzakeresini yapmadıkları için geçen haftaki grup konuşmasında iki kez, seçimlerin Kasım 2019'da yapılacağı vurgusunda bulunmakta beis görmediğini anlattı.

Konuşmasının ardından grup toplantı salonunun arkasındaki odada arkadaşlarıyla istişare yaptığına dikkati çeken Erdoğan, MGK ve Bakanlar Kurulu toplantılarından sonra da istişarelerin sürdüğüne değindi.

Bahçeli ile geçen çarşamba, daha önceden planlanan bir görüşme kararının olduğunu aktaran Erdoğan, Bahçeli ile bu görüşmede erken seçim meselesini değerlendirdiklerini belirtti. Erdoğan, bu görüşme saatine kadar ve sonrasında da arkadaşlarıyla istişarelerinin devam ettiğini bildirdi.

"HODRİ MEYDAN DİYEREK ORTAYA ATILDIKLARINI GÖRDÜK"

Ana muhalefet partisinin, eskiden beri, defalarca erken seçim çağrısı yaptığını, kendince meydan okuduğunu vurgulayan Erdoğan, "Biz ana muhalefetin böyle boş işlerine alışkın olduğumuz için milletimiz ne diyor ne istiyor ona baktık ve hareket tarzımızı da ona göre belirledik." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı'nın erken seçim çağrısının ardından, daha kendileri herhangi bir değerlendirme, açıklama yapmadan ana muhalefet partisinin yine "hodri meydan" diyerek ortaya atıldığını ifade etti.

Bu tablonun, Türkiye'nin geri dönülemez bir şekilde erken seçim iklimine doğru gittiğine işaret ettiğini belirten Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Halbuki önümüzde hem cumhurbaşkanlığı hem de hükümet için kullanabileceğimiz 1,5 yıllık dönem vardı. 1,5 yıl daha bu koltukta oturmamız mümkündü. Kendi aramızda yaptığımız uzun istişareler sonunda bu 1,5 yıllık cumhurbaşkanlığı ve hükümet dönemimizden fedakarlık yaparak, Türkiye'nin içine düştüğü erken seçim tartışmasından bir an önce kurtarma kararı aldık. Bu istişarelerde erken seçim için ağustosun, geç bir tarih olduğunu da değerlendirdik. Hem ülkemizin zaman kaybetmemesini düşünerek hem vatandaşlarımızın yaz tatilini hesaba katarak hem de üniversite giriş imtihanlarını düşünerek, seçimlerin 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılmasının doğru olacağını kesinleştirdik. Böylece Türkiye'yi 16 Nisan 2017 halkoylamasının ardından artık adından eski diye söz ettiğimiz ama anayasa değişikliği gereği seçimlere kadar yürürlükte olan sistemden de kurtarma imkanını elde etmiş oluyoruz."

"ESKİ TÜRKİYE SİYASETİNİN HASTALIĞI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim tarihi olarak 24 Haziran’ı ilan etmelerinin ardından Mecliste gereken süreçleri tamamlayarak, hemen erken seçim kararını aldıklarına işaret etti.

YSK'nın seçim takvimini oluşturduğunu anlatan Erdoğan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tuttuğu kayıtlara göre, YSK tarafından gereken şartları taşıdığı belirlenen 10 siyasi partinin, seçimlere katılacağını anımsattı.

Erdoğan, eski Türkiye siyasetinin hastalığı olarak bildikleri garip bir durumla da karşılaştıklarını, ana muhalefet partisinden istifa eden 15 milletvekilinin, bir başka partiye geçerek, bu partinin Mecliste grup kurabilmesini sağladığını dile getirdi.

"ANLATTIKLARIN YALAN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortadaki tablo ve açıklamaların, 15 milletvekilinin kendi siyasi tercihleri ve iradeleri dışında, parti talimatı olarak bu işi yaptıklarını gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Halbuki YSK'nın 264 numaralı kararını incelediğimizde, taşıma milletvekilleriyle grup kurdurulan partinin, teşkilatlanma ve kongre barajını aşarak zaten seçime katılma hakkını elde ettiğini görüyoruz. Demek ki buradaki amaç, söz konusu partiyi seçime sokmak değil. Çünkü YSK kararı gösteriyor ki bu parti zaten seçime girme yeterliliğine sahiptir. Bu tuhaf ve açıkçası millet iradesinin hiçe sayılması manasına gelen operasyonun gayesini, önümüzdeki günlerde herhalde hep birlikte göreceğiz.

Siyasette ittifakları, hukuken meşru kılan biziz. Bunun adımlarını biz attık. MHP ile ittifakımızı da aylar öncesinden ilan ederek, milletimizin gözü önünde, hiçbir kirli, gizli pazarlığa girmeden gerçekleştirdik. Çıkmış Siirt'ten benim aday olduğum dönemi anlatıyor. Daha bilmiyorsun, önce bir ehline sor, bu anlattıklarının hepsi yalan. Zaten sizin karakterinizde yalan var, cibiliyetinizde var. Kalkıp da Siirt'te 3 milletvekilini istifa ettirerek benim aday olduğumu anlatıyorsun. Onu da doğru öğrenememişsin. Böyle bir şey yok. Kaldı ki bu işin şekli, bununla yakından uzaktan alakalı değil. Ama bir şey uyduracaklar ya. Bir yalan, bir iftira uyduracaklar ya. Biz buralara öyle gökten zembille inmedik, biz buralara çalışarak geldik."

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.