Dr. Çakmak: Grip aşısı olmayan riskli gruplarda zatürre ve kalp hastalıkları gelişebiliyor

Dr. Çakmak: Grip aşısı olmayan riskli gruplarda zatürre ve kalp hastalıkları gelişebiliyor
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Pınar Çakmak, grip aşısının önemi ve aşılara karşı bilinçli hareket etmenin ehemmiyeti hakkında önemli hususlara dikkat çekti.

Grip aşısına yönelik çekinceler, sosyal medyadaki yanlış bilgilendirme, risk gruplarındaki tehlikeler ve yıllık aşı gerekliliğine ilişkin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Pınar Çakmak, İLKHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.

Çakmak, grip aşısı olmayan riskli gruplarında zatürre ve kalp hastalıkların gelişebildiğini vurguladı.

Son yıllarda toplumda grip ve diğer aşılara karşı bir tereddüttün oluştuğunu belirten Çakmak, "Aslında sadece grip aşısına karşı değil. Koruyuculuğu kanıtlanmış, yıllardır güvenle kullanılan diğer önemli aşılara karşı da bir çekince var. Covid dönemi ve sonrasında özellikle sosyal medya aracılığı ile yanlış bilgilerin yayılmasının temel sebep olduğunu düşüncesindeyiz. Doğruluk kaynağı araştırılmadan, insanların yanlış bilgiyi benimsemesi, onların da bu yanlış bilgileri başkalarına aktarması aynı virüs gibi sadece ülkede değil, tüm dünyada yayılıyor. Aşı içeriğiyle ilgili endişeler, etkinliğinin yok sayılması, bazen de bireyler ‘Ben sağlıklıyım, aşıya ihtiyacım yok’ diye düşünüyorlar. Çözüm için böyle önemli konularda açıklamaları işin uzmanlarına bırakıp, doğru bilgiyi toplumla paylaşarak, onların aşı ile ilgili soru işaretlerini sabırla gidermek gerekiyor. Bilim dışı söylemlere, ispatlanmamış yorumlara karşı biz hekimlerin daha görünür olması, halkı her fırsatta bilinçlendirmek gerektiğine inanıyoruz." ifadelerini kaydetti.

"Riskli gruplarda zatürre ve kalp hastalıkları gelişebiliyor"

Çakmak, grip aşısının özellikle risk grupları için taşıdığı hayati öneme dikkat çekerek, "Grip hastalığı normal popülasyonda bile hayat kalitesini düşürürken, risk gruplarında çok daha ciddi sorunlara yol açabiliyor. Altta yatan hastalığı olmayan genç erişkinlerde genellikle öksürük ve ateş görülürken, riskli gruplarda zatürre ve kalp hastalıkları gelişebiliyor. Bu durum, yoğun bakım tedavisine ve maalesef hâlâ karşılaştığımız en ciddi komplikasyon olan ölüme kadar gidebiliyor. Poliklinikte riskli gruplara, yani kronik hastalığı olanlar, yaşlılar, gebeler, sağlık çalışanları, bağışıklık yetmezliği hastaları, bağışıklık baskılayıcı ilaç kullananlar gib, mutlaka aşı öneriyoruz ve yıllık takibini yapıyoruz. Bu gruplar için grip, basit bir kış mevsimi hastalığından daha öteye gidebiliyor." şeklinde ifade etti.

Risk grupları hakkında da konuşan Çakmak, "Yapılan büyük çaplı araştırmalarda, influenza ilişkili ölüm riski 65 yaş ve üstündeki bireylerde genç erişkinlere göre yüzde 30–35 kat daha yüksek. Bu yüzden bu yaş grupları başta olmak üzere, riskli hastaların grip aşısı açısından herkesin önceliği olmalı." dedi.

Grip aşısının, toplumsal bağışıklık ve sağlık sistemi üzerindeki etkiye değinen Çakmak, "Toplumsal bağışıklık, duyarlı bireylerin, bağışıklığı olan bireyler sayesinde hastalığa yakalanmaması, o hastalıktan korunması demek. Etrafımızda ne kadar çok aşı olmuş birey varsa onların sayesinde hastalığın yayılma hızı düşer ve o hastalığa duyarlı kişi de hastalıktan korunmuş olur. Toplumdaki vaka sayısının azalması, hastanelere başvuru sayısının azalmasını sağlar. Dolayısıyla yatış sayıları, iş gücü kaybı, antibiyotik ve diğer ilaçların kullanım sayılarını da düşürür. Resme bütüncül baktığımızda grip aşısı sadece bireysel bir önleme stratejisi değil, aynı zamanda ulusal bir sağlık yatırımıdır." ifadelerini kullandı.

"Her sene grip aşısını yaptırmamız gerekiyor"

Çakmak, her yıl aşı yapılması gerektiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:

“Grip hastalığının etkeni Influenza isimli bir virüs. Bu virüsün farklı suşları mevcut. Her sene antijenleri genetik değişiklikler geçiriyor. Bu nedenle geçen yılın aşısı bu senenin yeni virüs tipine tam uymadığı için koruma da azalıyor. Ayrıca aşının sağladığı antikor düzeyi, 6-12 ay içinde belirgin şekilde düştüğünden dolayı her sene grip aşısını yaptırmamız gerekiyor. Vücudun gribe karşı bağışıklığı olmazsa ve toplumsal bağışıklığın düşük olduğu bir yerde yaşanılıyorsa bu hastalığa yakalanma riski de yüksek olacaktır. Bu bilimsel bir gerçektir, güvenilir ve en etkin yöntemimiz mikroorganizmalara karşı en büyük silah aşılardır."

"Son yıllarda doğru bilgi yerine alanında uzman olmayan kişilerin, sosyal medyanın algısına göre karar veriyorlar"

Çakmak, Türkiye’deki aşılama sürecine ilişkin şunları söyledi:

"Sadece grip aşısı için değil, genel olarak ülkemizde aşılama faaliyetleri iyi durumda. Aşı çeşitliliği, lojistik destek, aşıya erişim gibi faktörlerde Türkiye iyi bir konumda. Ancak bilinç düzeyinde bir eksiklik var. Aile hekimleri, koruyucu hekimliklerini iyi bir şekilde yapmaktadır. Halkın çoğunluğunun, doktor ve hemşirelerle olan güven ilişkisi güçlü. Ancak bir kesim insanlar, yalnızca Türkiye’de değil, global dünyada son yıllarda doğru bilgi yerine alanında uzman olmayan kişilerin, sosyal medyanın algısına göre karar veriyor. Ülkemizde sağlık kurumlarının aşıyı aktif şekilde önerdiğini, risk gruplarının sağlık merkezlerine sistematik olarak çağrıldığını ve hastalarla her temasın aşı farkındalığı için bir fırsat olduğu bilincindeyiz. Hastaların soru ya da tereddütleri olduğunda ilgili bölümün hekimleriyle çekinmeden iletişime geçmeleri aşı karşıtlığının önüne geçecektir ki geçiyor da."

Dr. Çakmak: Grip aşısı olmayan riskli gruplarda zatürre ve kalp hastalıkları gelişebiliyor

Dr. Çakmak: Grip aşısı olmayan riskli gruplarda zatürre ve kalp hastalıkları gelişebiliyor

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.