1948’den günümüze Filistin halkının yaşadığı "Büyük Felaket"

1948’den günümüze Filistin halkının yaşadığı "Büyük Felaket"
OSTİM Teknik Üniversitesi ve Ankara Filistin Dayanışma Platformu işbirliğiyle düzenlenen panelde, 1948’den günümüze Filistin halkının yaşadığı "Büyük Felaket" uzman akademisyenler tarafından ele alındı. Panelde, Nekbe’nin tarihsel, hukuki ve siyasi boyutları detaylarıyla tartışıldı.

Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP) ve OSTİM Teknik Üniversitesi işbirliğinde "1948’den Günümüze Filistin Nekbe’si" başlıklı bir panel düzenlendi.

ANFİDAP Dönem Sözcüsü Av. Mustafa Eminoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan panelde, Nekbe’nin sadece Filistinliler için değil, insanlık tarihi açısından da bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekildi.

Nekbe'nin siyonist işgalci sorunu için ayrım tarihi olduğunu ve nekbelerin halen devam ettiğini vurgulayan Eminoğlu, "ANFİDAP olarak tüm bu yaptığımız etkinliklerin içerisinde en önemli ve en kıymetlisi, akademik ve bilimsel çalışmalardır. Zira bilgi ve bilinç olmaksızın inşa edilen eylemlerin yıkılması kaçınılmazdır." dedi.

Şimdiye kadar 4 farklı konu da çok katılımcılı akademik sempozyumun ANFİDAP tarafından yapıldığını belirten Eminoğlu, "ANFİDAP 'israilin Kriminal Soykırım Ordusu: Yabancı Terörist Savaşçılar' paneli, 'Gazze'de İşlenen Soykırım Suçuna Katılan Çifte Vatandaşların(israil/Türkiye) Hukuki Durumu' paneli, 'Sykes-Picot Antlaşması ve Balfour Deklarasyonu Işığında Siyonizm: Filistin'deki Emperyalist Projenin Tasarımı' ve 'Siyonist Saldırılara Karşı Teknolojik Boykot ve Millileşme' paneli gerçekleştirmiştir. Bugün ise oldukça önemli bir konuda 'Büyük Felaket: Nekbe' paneli düzenlenmektedir." dedi.

“Nekbe’nin dijital yüzü: Gazze’de yapay zekâ destekli soykırım”

Eminoğlu, "Nekbe, tüm dünyayı ilgilendiren 'israil sorunu' için en kritik dönüm noktasıdır. 15 Mayıs günü, iki ayrı toplum için iki ayrı anlamlarla yüklüdür. israil toplumu için bin yıldır hayalini kurdukları o hayal için sayısız katliam yaptıkları devletlerinin kuruluş yılı, Filistinliler için ise acıların, katliamın, yağmanın ve sürgünün günüdür. 15 Mayıs Nekbe tarihi; israil ile Filistin'in ayrım tarihidir. Haklı ile haksızın, katil ile kurbanın, hırsız ile ev sahibinin, işgalci ile işgale karşı direnenin ayrım tarihidir. Hasılı 15 Mayıs Nekbe günü, iyi ile kötünün ayrım tarihidir. Nekbe, bölgemizdeki israil sorununun dönüm noktasıdır. 1948 Nekbe’de tam 675 köy ve kasaba yok edildi. Şu an 1948 Filistin topraklarında kalan ve isimleri ibraniceleştirilen yüzlerce yerleşim biriminde sayısı bilinmeyen on binlerce kişi katledildi. Bir milyona yakın insan sürgün edildi.(Gazzelilerin yüzde 75 Gazzeli değildir. Nekbe döneminde sürgün edilmiş kimselerdir. Yahya Sinvar, İsmail Haniye, Ahmet Yasin) Filistin’de nekbeler bitmedi Gazze soykırımında da dijital nekbe, yapay zeka destekli soykırım ve nekbe yaşanmaktadır. Meta, Google, Whatsapp, Microsoft gibi maalesef hepimizin hayatında yer alan dijital dev şirketler, Gazze soykırımının suçluları ve nekbenin müsebbibileridir." ifadelerine yer verdi.

Açılış konuşmasının ardından panele geçildi. Moderatörlüğünü Doç. Dr. Recep Yorulmaz’ın yaptığı panelde; Prof. Dr. Kudret Bülbül, Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin ve Prof. Dr. Muhittin Ataman konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, Nekbe'nin tarihsel köklerinden günümüzde Gazze’de yaşanan dijital soykırıma uzanan boyutları akademik bakışla değerlendirildi.

"israilin temelleri hukuka aykırı şekilde alınmış bir BM kararına dayanmaktadır"

Panelistlerden Prof. Dr. Muhittin Ataman, nekbe sürecinin üç aşamada gerçekleştiğini vurgulayarak, “Nekbe’nin birinci adımı Napolyon Bonapart’tır. Fransa, 1799 yılında Filistin’de ilk Yahudi devletini kurma teşebbüsünde bulunmuştur. Ancak Cezzar Ahmet Paşa, Akka’da bu girişimi engellemiştir. İkinci adım ise İngiltere’nin Balfour Deklarasyonu’dur. Üçüncü adım ise ABD’dir. israili fiilen devlet yapan, Amerika Birleşik Devletleri’dir. Zira israilin temelleri hukuka aykırı şekilde alınmış bir Birleşmiş Milletler kararına dayanmaktadır. BM binası, siyonist Rockefeller ailesine aittir ve bu karar onların etkisiyle çıkarılmıştır. Bugün Gazze’de yaşanan soykırım ve Nekbe, yalnızca israilin değil, tüm Batılı güçlerin ortaklığıyla gerçekleşmektedir.” ifadelerini kullandı.

“Siyonizm: Avrupa’dan Ortadoğu’ya taşınan saatli bomba”

İkinci panelist Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin ise israil sorununun esasen bir Avrupa sorunu olduğunu belirterek, “Saatli bomba niteliğindeki siyonizm, Avrupa’dan alınıp bölgemize taşınmıştır. Tüm Batı medeniyetinin iş birliğiyle Yahudi göçleri sağlanmış ve israil bu göçlerle kurdurulmuştur.” dedi.

Bilgin, İngiliz arşiv belgelerinin incelendiğinde, Birinci Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin İngilizlere sağladığı hizmetler karşılığında bir yurt sözü verildiğinin anlaşıldığını ifade ederek, “Başta Rothschild ailesinin İngilizleri finansal olarak desteklemesi ve Osmanlı’ya karşı savaşan 10 bin kişilik bir Yahudi tümeninin Osmanlı’nın yenilmesindeki rolü, İngilizlerin Yahudilere bir yurt vadetmesinin temel gerekçesidir.” diye konuştu.

“Filistin hâlâ bizim meselemizdir”

Üçüncü panelist Prof. Dr. Kudret Bülbül ise Ortadoğu’yu anlayabilmek için bir “anlama kılavuzuna” ihtiyaç olduğunu belirtti. Ortadoğu’ya en az bin yıllık bir tarih perspektifiyle bakılması gerektiğini vurgulayan Bülbül, “Bin yıl önce bölgede hangi güçler varsa, bugün de benzer aktörler burada. O dönemde Fransa, İngiltere ve Almanya kralı bölgeye gelmişti; bugün de aynı ülkeler bu topraklardalar. Yüz yıl önce bu mesele Türkiye’nin meselesiydi. Bugün yeterince güçlü olmadığımız için bizim meselemiz değil gibi görünüyor ancak Filistin hâlâ bizim meselemizdir.” diye belirtti.

Osmanlı coğrafyasının yüz yıl önce parçalandığını hatırlatan Bülbül, günümüzde de aynı coğrafyanın daha küçük parçalara ayrıldığını ifade etti. Bülbül, “israil bir neden değil, bir sonuçtur. Emperyalist aklı görmeden israili anlayamayız.” değerlendirmesinde bulundu.

1948’den günümüze Filistin halkının yaşadığı "Büyük Felaket"

1948’den günümüze Filistin halkının yaşadığı "Büyük Felaket"

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.