25 Eylül’de Irak Kürdistan bölgesel yönetiminde (IKBY) bağımsızlık referandumu kararı alması ve referandumun yapılması olayı tam bir turnusol görevi gördü.
Yıllardır Ümmet ve kardeşlikten dem vuran birçok kesimin aslında içlerinde nasıl bir etnik milliyetçilik geni barındırdıkları ortaya çıktı.
Başka bir ülkenin sınırları içinde halkın iradesine müdahale ederek savaş tamtamları çalmak ne kadar doğru? Barzani ve referandumu bahane ederek Kürtlere olmadık hakaret, tehdit ve aşağılamalar, tahammül sınırlarını aşarak ırkçılıkta zirve yaptı.
Düne kadar tek müttefikimiz olan Barzani birden bire düşman olarak görülüp, Türkiye’ye işgalci güç diyen ve pantolonunu düzeltmesini bilmeyen devlet başkanı İbadi birden bire dost ülke oldu. Ne garip bir dünyada yaşıyoruz.
Hiçbir konuda birleşemeyen Türkiye, İran ve Irak ne gariptir ki, konu Kürtler olunca birden bire aralarındaki sorunları unutarak ortak hareket etmeye başladı. Yıllardır kardeşkanı akıtılan Suriye ve İsrail işgali altındaki Filistin gibi sorunlarda neden bir araya gelmediniz? Hiçbir samimiyetiniz yok.
Barzani üzerinden Kürtlere yapılan iğrenç hakaretler asla kabul edilemez. Vicdan sahibi “Türk” bazı yazar-çizerlerin olaya kardeşlik nazarıyla bakmaları ve yapılan ırkçı söylem ve hakaretlere karşı çıkmaları ile onlarda “Kürtçü” diye damgalanıp hedef haline getirildi. Bu yanlışların karşısında etki-tepki gerçeği ile bizlerde Hak’tan ayrılarak onlar gibi davranamayız. Bizler hak ve adalet ile hareket etmek zorundayız. Barzani ve bölgesinin referandum yapma hakkı oranın halkının vereceği bir karardı ve verdi. Bunun dışında ambargo ve savaş söylemleri ne kardeşliğe, nede insanlığa sığar. Bununla birlikte bizlerde yapılan yanlışlıkları(İsrail bayrağı) gibi görmezden gelemeyiz.
Erbil ve bölgede İsrail ve ABD bayrağı ile yapılan sevinç gösterisi tabiî ki hepimizi üzdü. 2014’te sözde Rojava sözde kurtulunca, “Biji ABD”, “Biji Obama” sloganı atan kansızlara tepki gösterdiğimiz gibi, şimdide aynı şekilde tepkimizi göstermeliyiz. Referandum öncesi Erbil’de referanduma destek toplantısında Şivan Perwer’in, “israil’in de yaşamaya hakkı var” sözleri ve israil güzellemesini de göz ardı edemeyiz. Konuyu bölgede 5 gün boyunca haber geçen muhabirlerle yaptığım görüşmede; sadece bir İsrail ve ABD bayrağı olduğunu ve her tarafta aynı bayrağın dolaştırıldığını belirttiler.
Birde algı operasyonu yaparak; kurulacak “Kürdistan’ın” 2.İsrail olacağı söylemlerini dillendiren koca koca adamlar ne kadar komik duruma düştüklerini biliyorlar mı acaba? Bu soruya cevap veren Barzani, bunun boş ve gereksiz konuşmalar olduğunu söyledi.
Dikkatler Barzani ve IKBY’ye çekilirken, Suriye’de PKK/PYD’ye zaten devlet kurduruyorlar. Siz uyumaya ve hamaset nutukları atmaya devam edin.
Beyler! İsrail ile her türlü resmi ve gayri resmi ilişki kuracaksınız, ondan sonra 2. israil’i kabul etmeyiz diyeceksiniz. İşte İsrail orda duruyor. Kopyayı ne yapacaksınız? Ona karşı birleşin de dünyayı bu pislikten kurtarın. Kürtlere karşı birleşen ülkeler; de haydi, işte at işte meydan. İsrail’e karşı neden birleşmiyorsunuz? Görelim sizi haydi. israil’e karşı birleştiğinizde, inanın en çok asker gönüllü olarak Kürtler arasından çıkar.
Ne yazık ki, Hükümet Ulusalcı Perinçek ve MHP’nin söylemlerine teslim olmuş vaziyette. Milliyetçilik o kadar hamurunuza işlemiş ki, kardeşlik derken bile milliyetçiliğinizden vazgeçmiyorsunuz? Yazık…
Bahçeli skandal açıklamasında, "En az beş bin ülkücü gönüllü…” sözleri üzerine dava açacak bir savcı yok mu bu memlekette? Devletin meşru güçleri dışında paramiliter bir ordu mu var ki, hazır bekliyor?
Bahçeli Başbakan yardımcısı olduğu Anasol-D hükümetinde Uygur Türkü kardeşlerimize soykırım yapan Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin'e, "Devlet Nişanı" verildi. Şimdi neyin hesabını yapıyor?
Suriye’de Bayır-Bucak Türkmenleri başta olmak üzere yapılan her zulme, bize yapılmış varsayarak karşı çıktık. Peki, siz ne yaptınız? Kardeş kanı dökme fitnesini bırakın da Ümmet olmayı becerin.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.