Modern çağın çıplak gözleri önünde cereyan eden katliamlar her an daha da büyümekte ve her an daha da vahşileşmekte. Hele bir de “modern Budist putperestlerin” Arakanlılara yaptığı zulüm artık kelimenin Budist literatürdeki anlamıyla “nirvana” yapmış durumda.
Evet, Budizm dininin aşağılık putperestleri iyi ve kötünün rollerini çoktan belirlemiş. Müslüman Arakanlıları kötünün sembolü addetmiş bu çürük beyinli putperestler, inandıkları “sekiz aşamalı asil yol” kavşağının başında oturmuş, bu mazlum insanları diri diri yakarak birinci aşamayı geçeceklerine olan inançlarının hazzıyla kendilerinden geçmekte.
Bir daha dünyaya geleceklerine olan inançları yani reenkarnasyon gereği Müslüman kanı dökerek kendi kötülüklerinden kurtulup ruhlarını “nirvana”ya taşıyacak temizliğe ulaşmaya çalışmaktalar. Bu uğurda sahip oldukları “meditasyon” o kadar sağla ki küçücük bebekleri dahi yakabilmektedirler.
Doğru ya; bir Budist “meditasyon” ve “karma” felsefesine binaen yaşantısını dizayn etmeli. Ve reenkarnasyondan önce tüm kötülüklerden ruhunu arındırmalı. İşte o zaman nirvanayı görmüş olup, bir dahaki yaşantısına daha iyi biri olarak gelebilir.
Suriye´de Hıristiyanlar, komünistler, Siyonistler de aynı şeyi yapmakta.
Arakanda, Suriye´de ve neredeyse tüm İslam coğrafyasında yapılan şey aslında bir din savaşıdır. Ama biz “Budizm” in o muhteşem! Öğretilerine laf getirtmemek için meseleyi basit bir siyasi anlaşmazlık, hatta kabilesel bir tepkisellik olarak değerlendirmeye çalışıyoruz. Suriye`ye müdahaleyi de basit bir petrol hırsı veya stratejik dengeler bağlamında değerlendirmeye çalışıyoruz. Oysa her yer de olan şey aslında kadim “küfür/şirk ve Tevhid savaşının” değişik tezahürleridir. Komünistlerin de Hıristiyanlarında, Yahudilerin de, ateistlerin de, putperestlerin de Tevhid dininin mensupları ile bir sorunu bulunmakta. Tüm bu dünyevi hayat görüşleri tevhidi kendileri için bir rakip ve tehdit görmekteler. Böylece tüm İslam coğrafyasını bir yangın yerine çevirmiş durumdalar.
İşte bu yüzden Tevhid`in ilk ve en önemli akidelerinden biri insanları “dinlerin zulmünden İslam`ın adaletine” çağırmaya yöneliktir. Her türlü kişi, totem, tabii varlık ve benzeri tapınımları put addetmiş ve bunlara inançsal anlamda hürmeti haram kılmıştır.
Şimdi bazıları şöyle diyeceklerdir: E efendim bazı adamlar zulüm yapıyorsa bu zulüm o dini bağlamaz ki. Bunda güzelim budizmin ne suçu var? Budizm insanların öldürülmesine karşıdır. Hele Hıristiyanlar hiç kimseye tokat bile atmazlar. Biri size tokat atarsa siz diğer yanağınızı çevirin İncil’in en belirgin ayetlerindendir. Ve daha binlerce hümanizm masalı.
Evet, efendim, evet. İslam’ın askeri otoritesinin yıkılışından beri (hilafetin ilgası ve İslam ülkelerinin halifesiz kalmasından beri) batının ve doğunun tüm dinlerinin nasıl da Müslümanlara “hümanizm” getirdiğini görmekteyiz. Nasıl da Budist hümanistlerin, ateist insancılların Müslüman kanıyla beslendiğini görmekteyiz. Liberalistlerin ve Hıristiyanların nasıl da savaş mağduru Müslümanlara yardım ettiğini görmekteyiz. Yalnız bizim gördüğümüzü, beynini batı hayranlığına kaptırmış sülük tipli kişilikleriniz göremez. Siz gördüğünüz sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “daha da ileri giderseniz o kapılar açılır” restine karşı yeni yürürlüğe giren şimdiye kadar ki en büyük batı yardımıdır: Suriyelilere 100 lira yardım. Evet, bu medeni dünyanın yüzü bu kadardır.
Soğuk, ruhsuz ve salt maddeci.
Peki, kabul edelim ki; Budist putperestlerin yaptığı zulümden dolayı Budizm dininin suçu yok. Yahudilerin Filistinlilere yaptığı işkence ve haksızlıkta Yahudilik dininin suçu yok.
Rusya’nın yaptığı bombalamaların suçu da Komünizme atfedilemez.
Zaten medeni Avrupanın genel dini olan Hıristiyanlığa laf bile edilemez.
O halde neden IŞİD’in yaptığı iddia edilen bir zulümden dolayı Suriyeliler cezalandırılıyor. Neden Rus komünistleri Suriyelilerin hastanelerini dahi bombalıyor? Hastaneler de IŞİD’den kaçan hastalar var oysa?
Peki, neden Arakanlılar sadece Müslüman oldukları için yakılıp kesiliyor. Madem Arakanlı biri yanlış yapmış Budistler gitsin o Arakanlı’yı öldürsün. Neden tüm Müslüman Arakanlılar öldürülüyor.
Peki, neden medeni batı ve demokrasi yuvası ABD 11 Eylül yalanı nedeniyle Afganistan ve Irak’ı yıllardır yok ediyor. Madem kişilerin yaptıkları yanlışlar dinlerini bağlamaz neden El-Kaide’nin yaptığı iddia edilenler yüzünden tüm Müslümanlar cezalandırılıyor.
Demem o ki; bunlar hepsi bir yalan. Demokrasi, insan hakları ve hümanizm ancak Müslüman olmayanlar için geçerli ve değerli uygulamalardır. Müslümanlar söz konusu olunca bunlar sadece birer masalsı kavram oluverirler. Müslümanlar için bunlar uygulanamaz. Çünkü bu kavramların bizatihi kendisi Müslüman halkları yabancılaştırmak için icat edilmişlerdir.
Aslında kişilerin yaptıkları yanlışlar o kişilerin dinlerini bağlamaz kaidesini sadece Müslümanlar uyguluyor. Bu çok ironik birşey. Müslümanlar yaparsa tüm İslam suçludur ama mesela Budist yaparsa Budizm suçlu değildir. Yine de haktan yüz çevirmeyerek şunu hemen belirtelim ki; Müslümanlar elbette Budistlerin yaptıkları yüzünden tüm Budizm ve Budistleri cezalandırmaz. Ve Müslüman, bir kişiyi sırf Hıristiyan veya Budist olduğu için de öldürmez. Mazlumun dini olmaz kaidesine bina etmiştir hümanizmini.
Sonuç itibariyle tüm hümanizm masallarının yanında şuan dünyanın İslam coğrafyası denen tüm topraklarında bir zulümdür gidiyor. Ve dünyanın refahını ve zevkini süren diğer medeni şehirler ikiyüzlülükleri içinde. Umursamaz ve tok. Açlık, savaş, çığlık, yetimlik, gözyaşı, ölüm… Bunların hepsi ise mazlum Müslüman halklara reva görülmüş.
Akibet ise muttakilerindir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.