Pandemi, tüm dünyada salgın hastalıklara verilen genel isimdir. Pandemi sürecinin yaratmış olduğu kaygı ve korku, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda hayatı zorlaştırmakta ve birtakım psikolojik problemlere sebep olmaktadır. Salgının sadece fiziksel sağlığımızı değil ruh sağlığımızı da olumsuz etkilediği söyleyen Uzm. Psk. Yağmur Taş Gül, sözlerine şöyle devam etti: “Pandemi süreci boyunca kişi hem kendisi hem de ailesi için yoğun kaygı ve korku duymaktadır. Özellikle bu sürecin yaratmış olduğu belirsizlik ve engellenme duygusu kişinin kaygı yaşamasına, depresif ve öfkeli hissetmesine sebep olmaktadır. İnsanların stresli bir olaya verdikleri kaygı düzeyleri kişiden kişiye farklılık gösterir. Günlük hayatta duyduğumuz kaygıların belirli bir seviyede olması aslında sağlıklıdır. Çünkü belirli seviyede tutulan kaygı önlem ve tedbir almamızı, kendimizi ve çevremizi korumamızı sağlar. Toplumun bir kesimi hiç kaygı duymayabilir, kendini ve çevresindekilerin sağlığını riske atabilir. Çünkü kaygı duymayan biri önlem ve tedbir almaz, tehlikelere daima açıktır. Yine bunlar dışında yoğun kaygı duyan toplumun bir diğer kesimi ise kendi sosyal hayatını, iş ve akademik yaşamını devam ettirmekte zorlanabilir. Bu yüzden, istenilen orta düzeyde tutulan ve tedbir almamızı sağlayan kaygıdır. Hangi durumlarda psikolojik destek alınmalı derseniz; stres tepkilerinde zamanla herhangi bir azalma olmayıp şiddeti her geçen gün artıyorsa, vermiş olduğunuz tepkiler aile ilişkilerini, sosyal hayatı ve iş hayatınızı etkilemeye başladıysa, pandemiyle beraber kendinizi daha depresif, öfkeli, kaygılı ve panik hissediyorsanız, Önceden olan veya şu an devam eden psikolojik bir rahatsızlığınız varsa bu süreç tekrar rahatsızlıklarınızı tetikleyebilir. Bu gibi durumlarda bir uzmandan destek almayı ihmal etmeyin. Bu süreçte bir psikologla çalışmak hem süreci daha iyi anlamlandırmanızı ve kabullenmenizi hem de daha sağlıklı başa çıkma yöntemleri öğrenmenizi sağlayacaktır.”
GÜVENİLİR KAYNAKLARDAN GELEN BİLGİLERE İTİBAR EDİN
Pandemi süreci boyunca etrafta yayılan doğruluğu onaylanmamış haberler sebebiyle bireylerde daha fazla kaygı oluştuğunu belirten Gül, bu kaygılarla başa çıkmak için önerilerini şöyle sıraladı:
- Bilimsel ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeliyiz. Özellikle sosyal medya ve televizyonlarda güvenilir olmayan birçok bilgi yer almaktadır. Bu durum kaygı ve korkularımızı tetikleyebilir.
- Orta düzeyli kaygının normal olduğu bilinmeli. Çünkü orta düzeyde kaygı önlem ve tedbir almamızı, tehlikelerden korunmamızı sağlar. Bu bilgiler ışığında pandemi sürecinde uygun önlem ve tedbirleri almalı; bu tedbirleri günlük yaşantımıza entegre etmeliyiz.
- Bu süreçte beslenme ve uyku düzenimize dikkat etmek, hem bedensel hem de psikolojik sağlığımızın daha güçlü ayakta kalmasını sağlayacaktır.
- Nefes egzersizi ve bedensel gevşeme egzersizleri yapmak kişinin stresinin azalmasına yardımcı olacaktır.
- Pandemiyle beraber sosyallik ve eskiden yaptığımız birtakım alışkanlıklarımız da kısıtlandı. Bu durumun dünya çapında bir stres olduğunu, tüm dünyanın yaşadığı ve geçici bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Kaygılandığımız zamanlarda yalnız olmadığınızı ve hepimizin bu durumla başa çıkmaya çalıştığını kendinize hatırlatmalısınız. Yalnız olmadığınızı hissetmek size iyi gelecektir.
- Pandeminin sadece zorlukları değil olumlu yönlerine bakmak da süreci daha iyi kabullenmenizi ve yeni bir bakış açısı geliştirmenizi sağlayacaktır. Örneğin; sevdiklerimizin kıymetini anlamak, eskiden yaptığımız basit işlerin bile ne kadar değerli olduğunun farkına varmak, bu süreçte daha yaratıcı olmak ve beceriler geliştirmek vb.
- Bu süreçte sağlığınızı riske atmadan, kendinize iyi gelen bir takım etkinlikleri devam ettirmeniz psikolojinize iyi gelecektir. Örneğin; spor yapmak, kitap okumak, günlük aralıklı yürüyüş yapmak, film izlemek, görüntülü konuşmalar yapmak gibi.
- Yaşadığınız yoğun stres ve kaygı ile başa çıkamadığınızı düşünüyorsanız, psikolojik yardım almak uygun bir yaklaşım olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.