,
  • BIST 9079.97
  • Altın 2310.506
  • Dolar 32.336
  • Euro 35.0929
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 22 °C
  • Antalya 18 °C

Öğrenciler: ​"Dinimizle bilim iç içedir"

Öğrenciler: ​"Dinimizle bilim iç içedir"
Adıyaman Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan bilim fuarı kapsamında çalışmalar yapan öğrenciler, amaçlarının İslam’la bilimin iç içe olduğunu ve doğru bilinen yanlışlar hakkında da toplumu bilinçlendirmek olduğunu söylediler.

​4006 TUBİTAK Bilim Fuarı kapsamında çalışmalar yapan öğrenciler, amaçlarının İslam’la bilimin iç içe olduğunu ve doğru bilinen yanlışlar hakkında da toplumu bilinçlendirmek olduğunu söylediler.

Bilim fuarında projelerini sergileyen öğrenciler, bilimsel projeleriyle topluma faydalı olmak istediklerini söylediler.

Kur’an-ı Kerim'de adı geçen meyveler hakkında proje hazırlayan öğrencilerden Meryem Göğüş, "Projemizin amacı Kur’an-ı Kerim'de adı geçen meyveleri açıklayıp bunun bilimsel olarak kanıtlanmış olduğunu söylemek ve bilimle dinimizin iç içe olduğunu belirtmektir. Kur’an-ı Kerim'in sadece ahlaki ve hukuki kanunlar getirmediğini, aynı zamanda sağlık ve beslenme üzerine de bilgiler verdiğini bunun amacını insan sağlığını korumak olduğunu belirtmektir." dedi.

"Bu şekilde birçok meyvenin faydalarını ve geçtiği ayetleri belirttik." diyen Göğüş, "Özellikle hurma Meryem Suresi 25 ve 26’ncı ayetler de ‘hurma dalını kendine doğru silkele ki üzerine taze, olgun hurma dökülsün.’ diye geçmektedir. Hurma kansere karşı faydalı, zihin yorgunluğu gidermesi, kemik hastalıkları ve solunum yolu hastalıklarına da iyi gelmesi açısından birçok fayda içermektedir. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) de hadisinde şöyle bahsetmektedir ‘Acve’yi yiyiniz o zehirlenmeye karşı şifadır.’ diye buyuruyor. Zehirlenmeye karşı şifadan kasıt hurmanın bir panzehir özelliğinin olmasıdır." ifadelerini kullandı.

"Projemizin amaçlardan biri Kur'an ve bilimin iç içe olduğunu çatışmadığını göstermektir"

Kur’an-ı Kerim'de adı geçen meyvelerin insan sağlığı açısından önemini araştırdıklarını söyleyen Kadriye Çok, incirin insan sağlığı açısından çok faydalı olduğunu ve Peygamber Efendimizin inciri yemeyi tavsiye ettiğini belirterek, "İncir meyvelerin en şereflileri arasında yer almaktadır. İçindeki benzaldehitten dolayı antikansorojendir. Bu meyvelerden bir tanesi de üzümdür üzüm meyvelerin en şereflisi ve glikoz kaynağıdır. Bu yüzden canlılık ve zindelik verir. Projemizin amaçlardan biri Kur'an ve bilimin iç içe olduğunu çatışmadığını göstermektir." diye konuştu.

"Dilek ağacına dilek dileyerek dileklerini kabul olacağını sanıyorlar"

Yaptıkları projeye halk arasındaki yaygın olan batıl inançların yanlışlığını anlatmaya çalıştıklarını belirten öğrencilerden Ceylan Güleş, "Bizde en çok kullanılan batıl inançlar, dilek ağacına dilek dilemek. Fal bakma, nazar boncuğu takmak,  gece sakız çiğnemek, gece tırnak kesilir mi? Merdiven altından geçmek günümüzde karşılaştığımızda en yaygın batıl inanç örneklerimizdendir. Proje öğrencilerimizin dikkatini çekmek ve onları bilgilendirmek amacıyla yaptığımız bir çalışmadır. Dinimizde böyle inançlar yoktur. Herkes dilek ağacına dilek dileyerek dileklerini kabul olacağını, fal bakarak ilerideki hayatını öğrenebileceğine inanıyor. Dergi, gazetelerle, haberlerle ilgili çalışmalar yaptık ve arkadaşlarımıza sunduk." şeklinde konuştu.

Seda Nur Yalçın ise "Projenin amacı toplumumuzda icat edilmiş batıl inançların tespit etmek ve bu batıl inançlar hakkında sizi ve arkadaşlarınızı bilgilendirmektir. Batıl inançları hakkında bazı görseller ve karikatürler hazırladık." dedi.

Sosyal medya fazla kullanıldığında sıkıntılara yol açıyor

Sosyal medyayla ilgili proje hazırlayan öğrencilerden Emre Batuhan Tarkan, "Son zamanlarda sosyal medyada çok fazla zaman harcamaktadır. Bu şekilde zaman kaybı olmaktadır. Bu kaybolan zamanı göstermek için projemizi hazırladık. Bu şekilde sosyal medyadaki olumsuz tutum ve çabalarını onlara göstermek istedik. Sosyal medya bağımlılığı, insan hayatında sosyal ve psikolojik yönden olumsuz etkileri olan ve çok zaman harcamasına sebep olan davranıştır. Bunun için anket yaparak hangi sitelere ne kadar giriliyor, aileleriyle sıkıntılar yaşanıyor mu? gibi sorulara cevap aradık." ifadelerini kullandı

"Sosyal medya bağımlılığından kurtulabilmek için önce bağımlı olduğunun farkına varmak gerekiyor." Tarkan, diyen şu ifadeleri kullandı:

"Bundan kurtulmak için hangi saatlerde ne kadar sosyal medyayla meşgul olduğunuzu not alın. Bunu yaptıktan sonra önce telefonunuzu sessize alın, sonra bildirimleri kapatın ki sosyal medyadan bildirim gelmesin. Bu da işe yaramasa zamanınızı kısıtlayın. Günde bir saat giriyorsanız yarım saat, 15 dakikaya düşürün. Bu da işe yaramasa kendinizi teknolojiden uzaklaştırın, ailenizle arkadaşlarınızla gezin, hobilerinize yönelin eğer bunlarda işe yaramasa en son destek almaya aşlayın çünkü bağımlılığınız çok ilerlemiş demektir."

"Mıknatısların bu kuvvetinden yola çıkarak elektrik enerjisi üretmeyi planladık"

Ekonomik elektik üretmek için proje hazırladıklarını söyleyen öğrencilerden Deniz Kizir, "Her ortamda rüzgâr bulunmayabilir. Bizler rüzgârın olmadığı ortamlarda da enerji üretmek istiyoruz. Adıyaman gibi bir yerde rüzgâr tribünü bir işe yaramaz çünkü rüzgâr yok. Bizde mıknatısların itme ve çekme kuvvetlerinden yararlanarak elektrik enerjisi üretmeyi planlıyoruz. Bunun için bir şema hazırladık. Ve şemanın bir tarafı sürekli iten kutup oldu ve çark sürekli dönme halinde oldu ve bu şekilde sürekli elektrik enerjisi üretilir oldu. Rüzgârın olmadığı oramlar da bunu üretirsek eğer elektrikle ilgili birçok sorunu halletmiş olacağız. Günümüzde bir evin ortalama elektrik parası 100 elli liradan aşağı gelmiyor. Bizde bunu indirmeye çalıştık. Aklımıza bu fikir geldi. Mıknatısların bu kuvvetinden yola çıkarak elektrik enerjisi üretmeyi planladık." dedi.

Dil üzerine yaptıkları çalışma hakkında bilgi veren öğrencilerden Zehra Solgun "Projemizin amacı beli kelimeleri, ses benzerliği olan kelimeleri, söylemleri ve tekerlemeleri, yabancı dili küçük çocuklara sevdirmektir. Bu şekilde yabancı dil telaffuzun geliştirmek, insanları dile daha yatkın hale getirmek, insanların dile olan merakını artırmak, dil ve beyin koordinasyonunu sağlamaktır. Aynı zamanda velilerin ve öğrencileri öğrenme sürecine katılım sağlamayı hedefliyoruz. Çocuklara ezberledikleri tekerlemeleri akranlarıyla paylaştıklarında özgüvenleri artacaktır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Hür 24 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 532 658 98 55