Müslümanlar her konuda olduğu gibi dini, içtimai ve siyasi konularda da şuurlu ve bilinçli olmalıyız. Sadece kalbi temiz ve ibadetlerine önem vermek te yetmiyor, İslam düşmanı emperyalistlerin ve kuklalarının oyun ve hilelerini görüp, bu tezgâhlarını bozacak zeka ve ferasete de sahip olmalıyız.
Maalesef Müslümanlar birçok hayati alanı ihmal ettikleri için, yapılan oyun ve planları görmediklerinden sürekli olarak emperyalistlerin tezgah ve kumpaslarının kurbanı oluyorlar.
Öncelikle hiçbir zaman bize gösterilen olay ve figürlere göre hareket etmememiz gerektiğini yaşanan onca tecrübeyle öğrenmiş olmamız gerekir. Onların kurdu kuzu, kuzuyu kurt olarak gösterdiklerini bilme şuuruyla hakikati sorgulamamız gerekir.
İnsanlık sürekli olarak propaganda ve algı operasyonları ile egemen güçlerin isteği doğrultusunda yönlendirilmeye çalışılıyor. Egemen küresel güçler baskı oluşturmak amacıyla her gün farklı bir propaganda ve algı operasyonları ile ümmet coğrafyasına ve evlatlarına saldırıyorlar.
Üç yüzyıldır ortaya çıkan laiklik fikri ile İslam düşmanları insanlığı dinden; İslam Ümmeti'ni de İslami yaşamdan uzaklaştırmak için şeytani plan ve söylemler geliştirdiler. Emperyalistler bir taraftan bizleri parçalayıp birbirine düşman ederken, bir taraftan da aramıza fikri derin ayrılık ve fitneler koymak suretiyle aziz dinimiz İslam ve İslami düşünceye ağır darbeler vurdular ve vuruyorlar. Bizi tankla-tüfekle İslam'dan uzaklaştıramayanlar 'Laiklik' ve 'siyaset' söylem ve oyunlarıyla istedikleri yöne çektiler.
Bizleri İslam'dan uzaklaştırmadan bize hükmedemeyeceklerini bilen emperyalistler; "Dini siyasete alet etmemeli", "Din ayrı siyaset ayrı", "Dini siyasete karıştırmamalı." gibi söylemlerle toplumdan ve hayattan kopardılar. İslam’ı sadece şekli ibadetler ile sınırlandırmamızı sözde “çağdaş devrimler” eliyle nesillere dayattılar. Oysa din, dünya ve ahireti kapsayacak şekilde hayatın bütün alanlarını düzenler. İslam düşmanı emperyalistler ve onların işbirlikçisi kesimler şuurdan yoksun ve İslam’ın ruhundan uzak Müslüman halk ve kitleleri öyle ustalıkla uyutarak İslam’dan uzaklaştırdılar ki, nesillerimiz kendi elimizle İslam’a ve Müslümanlara düşman edildi.
Evet, bizi siyasetten ve hayattan uzaklaştırdılar. Böylece bizlerde siyasetten, dolayısıyla yönetimden uzak durduk. Böyle olunca da, onlar istedikleri kanunları getirip istedikleri gibi milleti ve devleti emperyalistlere payanda yaptılar. Ümmeti İslam dışı rejim ve sistemlerle yönettiler. Bu oyunları gören alim ve rehberlerimizin algı operasyonları ile itibar suikasti, hapis ve katliamlarla ortadan kaldırdılar.
Değerli dostlar!
Şöyle bir düşünelim ve İslam coğrafyasının haline bakalım! Zamanında işgal edilen ülkeler veya sömürge iken bağımsızlık mücadelesi verilen ülkelere bakalım. Osmanlı, Mısır, Suriye, Hindistan, Pakistan, Libya vs. hangisine bakarsak bakalım bu ülke halklarının mücadelelerinin ön saflarında alimlerimiz, münevverlerimiz İslami sancağı vardır. Ancak zafer elde edildikten sonra maalesef Müslümanların 'siyasi şuur' eksikliği, oynanan oyunları görmemeleri, siyaseten saflık göstermeleri sonucu, cephede kazandıkları zaferleri masa başında kaybettiler. İngilizler, Fransız, İtalyan ve diğer emperyalistler çekildiler ancak yerlerine yerli işbirlikçileri olan “esmer İngilizleri” bıraktılar ve bunlar onların yapamadığı icraat ve zulümleri fazlasıyla yaptı.
Bizler İslam'dan uzaklaştığımız, Allah ve Resulu'nun bizlere göstermiş olduğu yolu terk ettiğimizde Allah'ın mümin kullarına verdiği feraset ve basiretten de uzak kaldığımızdan; emperyal egemen güçlerin oyunları görmüyor ve birbirimizi öldürüyor, birbirimize düşman oluyoruz.
Unutmayalım ki, Müslüman siyasi şuurdan yoksun olunca ruhsuz ceset gibidir. Cihad ve mücadele ihlas ve şuurdan yoksun Müslümanın ne kendine nede cihana bir faydası olmayacaktır. Wesselam...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.