,
  • BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 19 °C
  • Antalya 21 °C

İTTİHADUL ULEMA: Muharrem ayı önceki yılın muhasebesi için bir fırsattır

İTTİHADUL ULEMA: Muharrem ayı önceki yılın muhasebesi için bir fırsattır
​Muharrem ayının fazileti ve bu ayda yapılması gerekenlerle ilgili konuşan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Suat Yaşasın, muharrem ayının önceki yılın muhasebesi ve yanlışların düzeltilmesi için fırsat olduğunu kaydetti.

Hicri yılbaşının başlangıcı ve haram ayların sonuncusu olan Muharrem ayı bugün itibarıyla başladı. İçerisinde birçok önemli olayın yaşandığı "Aşura" gibi önemli bir günü barındıran Muharrem ayında daha fazla ibadete yönelerek geçmiş dönemlerde yapılan hatalardan ders çıkarılması büyük önem arz ediyor.

Hazreti Musa Aleyhisselam’ın Firavun'dan kurtulduğu, Hazreti Hüseyin'in şehid edildiği "Aşura" (10 Muharrem) gününü içerisinde bulunduran Muharrem ayının fazileti ve bu ayda yapılması gerekenler hakkında İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Suat Yaşasın, geçmiş yılın hatalarından ders çıkarılması adına bu ayın bir muhasebe ayı olarak görülmesi gerektiğini ifade etti.

"Muharrem ayı Müslümanlara has olan takvimim başlangıcıdır"

İslam dininin Müslümanların hayatını düzenleyecek şekilde önlerine fırsat anlamında önemli günler, aylar ve vakitler koyduğunu söyleyen Yaşasın, "Bu anlamda senelerin deveranı da bunun bir fırsatıdır. Yeni süreçte eksikliklerin giderilmesi, doğru kısımların devam ettirilmesiyle alakalı bir muhasebe dönemi için zaman dilimleri bölümlenmiştir. Muharrem ayı da İslam döneminde Müslümanların kendilerine has olan takvimin başlangıcı olarak seçilmiştir." dedi.

"Muharrem ayı, insanların kötülüklerden daha fazla uzaklaşması gerektiği aylardan birisidir"

Muharrem ayının Hazreti Ömer döneminde yine Müslümanların yıllık programlarının merkezinde olan hac mevsimi dikkate alınarak, haccın bitiminden hemen sonraki ilk ay olması hasebiyle yılın birinci ayı olarak o günden bugüne devam etiğini hatırlatan Yaşasın şöyle devam etti:

"Buna göre, hicretin 1442’nci yıldönümüne girmiş oluyoruz. Muharrem ayı, Hazreti Peygamberimizin (Sallalahu Aleyhi Vesellem) Allah’ın ayı olarak nitelendirdiğini biliyoruz. Kur’an-ı Kerim'de Rabbimiz ayların sayısının 12 olduğunu bunlardan dördünün haram aylar olduğunu ve bu aylarda zulüm işlenmemesi gerektiğini buyurmuştur. Muharrem de insanların kötülüklerden daha fazla uzaklaşması gerektiği aylardan birisidir. İnsanlar sürekli olarak kötülükten uzak durmalı ancak insanın motive olması için bu tür zamanlar fırsat olarak görülmelidir. Haram aylar Zilhicce, Zilkade, Muharrem ve onlardan önce gelen Şaban ayıdır. Muharrem bu aylar içerisinde en dikkat edilmesi gerekenidir. Muharrem zaten haram kılınmış demektir. Rivayetlere göre bu ayın ismi Hazreti Peygamber veya halife döneminde muharrem olarak değiştirilmiştir."

"Peygamber efendimiz bu ayda oruç tutulmasını tavsiye etmiştir"

Yaşasın, "Tabiinin büyüklerinden Ebu Osman en-Nedvi’nin muharrem ile ilgili ‘Selefimiz (sahabe)  3 ayın 10 gününe çok büyük önem verirlerdi. Bunlar, ramazan ayının son 10 günü, zilhicce ve muharrem aylarının ilk 10 günüdür. Bu günlerde diğer vakitlerden çok daha fazla ehemmiyet verdiklerini görürdünüz’ ifadelerini kullanmıştır. Bu aylarda daha fazla ibadet ve taatle uğraşılması ve kötülüklerden uzak durulması gerekir. 4 büyük aydan olan muharrem gelince ayrıca bu ayın onuncu günü olan ‘Aşura’ gününü de özel olarak zikretmek gerekir. Peygamber efendimize isnat edilen bir rivayete göre, bu günde hazreti Musa ve kavmi firavunun zulmünden kurtulmuşlardır. Bundan dolayı bu güne ayrı bir önem atfedilmiştir. Peygamber efendimiz Medine’ye geldiğinde insanların 10 muharrem günü oruç tuttuklarını görür. Niçin oruç tuttuklarını sorunca Yahudilerden kalma bir gelenek olduğunu ve bu günde Hazreti Musa’nın firavundan kurtulduğunu söylemişler. Peygamber efendimiz de Yahudilere oranla Hazreti Musa’ya daha yakın ve olduklarını söyleyerek oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. Ancak Yahudilere benzememek için 9-10 muharrem veya 10-11 muharrem günlerinde oruç tutulmasını tavsiye etmiştir." şeklinde konuştu.

"Muharrem ayının ilk 10 günü ve sonrasını iyi bir şekilde geçirmek önemlidir"

Muharrem ayının tamamında oruç tutulabileceğine ilişkin genel bir kanı olduğunu belirten Yaşasın, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Peygamber efendimiz bazı rivayetlerde muharremin tümünde oruç tutulabileceğini söylemiştir. Asgari düzeyde muharrem ayının ilk 10 gününde oruç tutulması genel bir sünnet halini almıştır. Hazreti İbni Abbas’ın ifadesiyle peygamber efendimiz, Ramazan ayı dışında hiçbir ayda tamamen oruç tutmamıştır. Bazen günlerini o kadar oruçsuz geçirir ki, insanlar herhalde artık peygamber efendimiz nafile oruç tutmaz demişlerdir. Bazen de o kadar oruç tutarmış ki, artık herhalde tüm hayatı boyunca oruç tutacak demişlerdir. Bunu ümmetine zor gelmesin diye yapmıştır. Ancak Muharrem ayının ilk 10 günü ve sonrasını iyi bir şekilde geçirmek önemlidir."

Muharrem ayında en fazla peygamberimizin torunu ve cennet gençlerinin efendisi olan Hazreti Hüseyin’in katledilmesi hususunun ümmet tarafından unutulamayan bir olay olduğunu vurgulayan Yaşasın, bu olayın sürekli kötülük ve münkerata karşı uyanık olunması gerektiğini hatırlattığını ifade etti.

Muharrem ayının bir önceki yılı değerlendirip neler yapılması gerektiği hususunda muhasebe vakti olabileceğini belirten Yaşasın, içerisinde "Aşura" gibi önemli bir günü barındıran bu ayın Müslümanlar için iyi değerlendirilmesi gereken bir fırsat ayı olduğunu söyledi. (İLKHA)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Hür 24 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 532 658 98 55