,
  • BIST 9548.09
  • Altın 2496.704
  • Dolar 32.5026
  • Euro 34.5558
  • İstanbul 25 °C
  • Ankara 26 °C
  • İzmir 26 °C
  • Antalya 23 °C

Erken seçim ve ittifak arayışları!

Veysi DEMİR

17 Nisan’da MHP Meclis grubunda Devlet Bahçeli’nin çağrısı ve 18 Nisan’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli görüşmesi ile 24 Haziran’da erken seçim kararı alındı.

Türkiye gündemi Milletvekili seçiminden çok Cumhurbaşkanlığı seçimine ve ittifak arayışlarına endekslenmiş durumda. Mevcut durumda netleşmiş tek ittifak var. Diğer partilerin görüşme ve arayışları, pek verimli ve sonuç alıcı olmazsa da devam ediyor. Cumhur İttifakı’na başka partilerin dahil olup olmayacaklarını süreç içerisinde göreceğiz.

SP, CHP ve İYİ Parti arasında “Çatı aday” konusunda bir mutabakat sağlanamadığından, her parti kendi adayını çıkaracak gibi görünüyor. Mutabakat sağlanmadığını gören eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, adaylığının söz konusu olmadığını Cumartesi günü açıkladı. Daha öncede yazdığım gibi muhalefet Erdoğan’ın karşısına çıkarabilecek aday konusunda aciz kalıyor. Şu anda Türkiye şartlarında Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Erdoğan rakipsiz görünüyor. Bu aciz ve zavallı muhalefet anlayışı oldukça zaten başka sonuç beklenemez. Ancak Milletvekilliği genel seçimlerinde AK Parti ve Erdoğan’ın aynı rahatlığı söz konusu değil. Bunu geçen yıl yapılan referandumda gördük. İttifakların her zaman olumlu netice vermediğini ve Rahmetli Özal’ın deyimiyle “Elma ile armut toplanmaz” sözüyle hatırlatmıştım.

Öncelikle; AK Parti kendi içinde rahat değil. Ne kadar fire verecekleri ve içlerinde halen ne kadar kripto olduğu bilinmiyor. İkincisi: MHP ve BBP’den ne kadar katkı olacağı konusu tam bir muamma olarak duruyor. Üçüncüde: OHAL’den kaynaklı yanlış uygulamalar, yapılan haksızlıklar, aşırıya kaçan milliyetçi söylemle Ak Parti’de yaşanan “Eksen Kayması” ve ekonominin hali, toplumda AK Parti hükümetine karşı ciddi bir rahatsızlık uyandırmış durumda. Seçim sürecinde AK Parti, bu sorunları avantaja çevirecek adımlar atabilirse kitleleri yeniden kazanabilir belki.

Seçime girecek partiler arasında başta ismi zikredilmeyen sonra yapılan hukuki itirazlar ile seçime girme hakkı kazanan HÜDA PAR açısından baktığımızda; 81 ilde seçime gireceklerini açıklamalarının ardından seçime girecek partilerin tamamından randevu talep ettiler. SP, Vatan Partisi, İYİ Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeleri oldu. Diğer partilerden olumlu dönüş olduğunda onları da ziyaret edeceklerini belirttiler. 

HÜDA PAR’ın seçimde nasıl bir strateji izleyeceği, herhangi bir ittifaka dahil olup olmayacağını süreç içerisinde göreceğiz. HÜDA PAR’ı gündem edenlerden bir kısmı; HÜDA PAR’ın Cumhur ittifakı içerisinde yer almasını ve Erdoğan’ı desteklemesi gerektiğini dayatıyorlar. Bir kısmı da, SP ve İYİ Parti’nin muhtemel ittifakı içerinde olmasını dayatırken, bir kesimde HDP ve diğer “Kürt partileri” ile ittifak yapmasını dayatıyorlar. Tabi HÜDA PAR’ın nasıl bir karar alacağını bilemiyoruz.

Benim düşüncemi soran dostlara şunu söylüyorum:

HÜDA PAR hiçbir ittifak içerisinde yer almadan parti olarak kendi müstakil-bağımsız yapısıyla 81 ilde seçime girmelidir. Buna “barajı aşamayız” diye itiraz edenler oluyor. Olsun barajı aşmayıversin. “Kirli ittifaklar” içerisinde yer almasındansa baraja takılma yeğdir. Ha bu arada bazı illerde bağımsız adayda çıkarabilir.

AK Parti, 1991 seçimlerinde o zamanki MÇP ve IDP ile barajı aşmak pahasına bölgeyi gözden çıkaran Refah Partisi’nin yaptığı hatayı tekrarlıyor. Bu ittifakın fayda yerine zarar getirdiğini 2017 referandumunda gördük. Ve sonucu MHP-BBP oyları değil, Kürt oyları belirledi. Ama AK Parti aynı hatayı yapmaya devam ediyor.

SP-İYİ Parti ittifakı ve HDP ile ittifak yapılması düşüncesi tam bir garabet halidir. Öncelikle SP, eski SP değil, İYİ Parti’de kusura bakmasınlar hiç güven vermiyorlar. 28 Şubat döneminde İçişleri Bakanı olarak Ankara’da Valileri toplayarak; “28 Şubat kararlarını uygulayın” diye baskı yapan Akşener’in demokrasi havarisi rolleri inandırıcılıktan çok uzaktır.

HDP ile ittifakın konuşulmasını bile “davaya ihanet” ve abesle iştigal olarak görüyorum.

Sonuç itibariye HÜDA PAR, üç tarafı kirli bir çubuğu tutması için dayatma, yönlendirme ve algı operasyonlarına maruz kalıyor. Bence, üç tarafı kirli çubuğu bırakıp kendi yolunda yürümelidir.  Ben kendi görüşlerimi ifade ettim. Bakalım HÜDA PAR ve diğer partiler nasıl bir yol izleyecekler.

Selam ve dua ile…

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Hür 24 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 532 658 98 55