,
  • BIST 8718.11
  • Altın 2241.171
  • Dolar 32.3237
  • Euro 35.1719
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 8 °C
  • Antalya 14 °C

Edip Gümüş'ten Bayram Mesaj!

Edip Gümüş'ten Bayram Mesaj!
Hizbullah Lideri Edip Gümüş Ramazan Bayramı münasebetiyle yayımladığı mesajında; İslam coğrafyasının içerisinde bulunduğu duruma dikkat çekerek, çözümün, Müslümanların ittihadı, birlik ve beraberliği olduğunu ifade etti.

Ramazan Bayramı münasebetiyle Hizbullah Lideri Edip Gümüş bir mesaj yayınladı. İslam coğrafyasının içerisinde bulunduğu duruma dikkat çeken Gümüş; Çözümün, Müslümanların ittihadı, birlik ve beraberliği olduğunu ifade etti.

Mesajına Besmele ve Al-i İmran Suresindeki “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” 103. Ayet ile başlayan Gümüş, “İslam coğrafyalarındaki kan ve gözyaşı ile birlikte kurtuluş ve selamet ayı olan mübarek Ramazan ayını geçirmiş bulunmaktayız. Oruç, Kur'an tilaveti, namaz, zikir ve tasadduk ibadetleri ile ihya edilen Ramazan–ı şerif, hepimiz için çok mühim kulluk vazifesi olan bir takım faaliyetlere milat olmuştur inşallah.” ifadelerini kullandı. 

“MÜSLÜMANLARIN KANI AKITILMAKTA, MALLARI TALAN EDİLMEKTE VE NAMUSLARI KİRLETİLMEKTEDİR”

Gümüş mesajında, “Ümmetin, özellikle de Ortadoğu diye isimlendirilen bölgemizin içler acısı durumu hepimizin malumudur. Emperyalist güçlerin gizleme gereği bile duymadan uygulamaya soktukları projeler İslam coğrafyasını kasıp kavurmaktadır. Mülhid yapı ve hareketlerin yaptıkları ve ortaya koydukları tavırlar, mutedil hareket etmeyen İslami yapı ve hareketlerin birbirleri ile kavgaları, ümmet coğrafyasındaki yöneticilerin kendi çıkarlarını ümmet çıkarlarının önüne alması, kendi yönetimlerini korumak için emperyalist güçlerle gizli ve açık işbirliği yapmaları neticesinde Müslümanların kanı akıtılmakta, malları talan edilmekte ve namusları kirletilmektedir. Bunlarla beraber Müslümanların İslami yaşamdan uzaklaşarak yozlaşması, haram ve günahlar ile yaşamanın normalleşmesi; duyarlı Müslümanların ve İslami hareketlerin üzerinde uzun uzun düşünmesi gereken vahim bir tablodur. Rabbimiz, bunca olup biteni görmezden gelmeyi bize haram kılmaktadır. Bunların devası Müslümanların ittihadı, birlik ve beraberliğidir. O halde Müslüman ülkeler arasındaki çekişme ve ihtilafları çok iyi görmeli ve okumalıyız. Hiçbir ülkenin yanlışını kabul etmez, doğrularının da karşısında olmayız.” dedi.

“KADIN–ERKEK, GENÇ–YAŞLI HEP BİRLİKTE PRATİĞİMİZLE YOZLAŞTIRMA FAALİYETLERİNİN ÖNÜNE GEÇMELİ VE İZALE ETMEYE ÇALIŞMALIYIZ”

“Mutedil hareket etmeyen gruplara karşı tavrımızı iyi belirlemeli, her halükarda İslam kardeşliğinin temel prensiplerini korumaya çalışmalıyız.” diyen Gümüş, “Kardeşlerimizi; İslami olma iddiasında olduğu halde düşünce ve uygulamalarını yanlış gördüğümüz yapı ve fikirlerden uzak tutmaya çalışmalıyız. Ancak bunu düşmanca bir tavır içerisinde yapmamak prensibimiz olmalıdır. Kadın–erkek, genç–yaşlı hep birlikte pratiğimizle yozlaştırma faaliyetlerinin önüne geçmeli ve izale etmeye çalışmalıyız. Bütün bunları en güzel şekilde yapmak için de; çalışmalarımızı kendi kuralları içinde daha düzenli, daha programlı olarak yürütmeliyiz. Çok daha güçlü ve istikrarlı olmalıyız. Güç ve kuvvetimizi zedeleyecek her söz ve tavırdan kaçınmalıyız.” ifadelerini kullandı.  

“ISRARLA DİYORUZ Kİ TEK ÇAREMİZ İTTİHAD VE VAHDETTİR”

İslam'a hizmetin bekasının salih ve genç neslin yetişmesi ile mümkün olacağına dikkat çeken Gümüş, “Onları yetiştirecek olan kardeşlerimiz; okuma, salih amel, fedakârlık, teslimiyet, ekip halinde çalışabilme kabiliyeti ve sorun olma yerine sorun çözme istidadıyla hareket etmeli ve örnek olmalıdırlar. Bu örneklik sergilenirse yeni nesil, İslami çalışmaları olması gereken yere taşıyacaktır inşallah. Genç kardeşlerimize düşen; Allah ile irtibatlarını kuvvetli tutmaları, tefekkür ederek okuma, anlama ve yaşamaya çalışmaları, harama ve günaha düşmeme konusunda çok duyarlı olmalarıdır. Bununla beraber özellikle aynı yapı içerisinde birlikte çalışmak durumunda oldukları kardeşleri ile faydasız tartışmalardan uzak durmalıdırlar. Kâfirleri, zalimleri ve münafıkları iyi tanımalı, oyun ve tezgâhlarını iyi görmeli ve bu şuurla, İslami daire içinde mücadele ve hizmeti sürdürmelidirler.

Hassas bir ortam ve süreçten geçiyoruz. Israrla diyoruz ki tek çaremiz ittihad ve vahdettir. Bunun için evvela İslami hassasiyeti olan Müslüman yöneticiler, şahsiyetler ve yapılar buna öncülük etmelidir. Bunu yaparken de samimiyetle ve ihlasla hareket etmeli, farklı bir hesap içine girmemelidir. Allah yaptıklarımızdan haberdardır. O her şeyi gören ve bilendir.” dedi.

“HER MESELE VE SORUNA BAKIŞIMIZ İSLAMİ VE ADİL OLMALIDIR”

İslami hareket ve yapıların vahdet bilinci ile hareket etmeleri gerektiğinin altını çizen Gümüş son olarak şu uyarı ve tavsiyelerde bulundu; “Özellikle duyarlı Müslümanlara karşı kullanacağımız dile dikkat etmeliyiz. Karşılıklı husumete sebebiyet verecek bir dili başkaları kullansa bile biz kullanmamalıyız. Her mesele ve soruna bakışımız İslami ve adil olmalıdır. Müslümanların birbirlerine en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde ihtilafa sebep olacak rencide edici ve töhmet altında bırakıcı söz ve fiillerden kaçınmalıyız. Müminler olarak birbirimize ihtiyacımızın olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Birbirimize fiili bir katkımız olmuyorsa bile gıyabında Müslüman kardeşlerimize dua etmeliyiz. Bu temenni ve dualarla tüm İslam âleminin, hassaten şehit, tutuklu, muhacir ve ailelerinin, i'layı kelimetullah uğruna koşturan bütün kardeşlerimizin Ramazan bayramını tebrik ediyor, dualarımızın kabulüne vesile olmasını Rabbimizden diliyorum. Allah'a emanet olun.”

İşte Mesajın tam metni:

Bismillahirrahmanirrahim

“Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” (Al–i İmran: 103)

İslam coğrafyalarındaki kan ve gözyaşı ile birlikte kurtuluş ve selamet ayı olan mübarek Ramazan ayını geçirmiş bulunmaktayız. Oruç, Kur'an tilaveti, namaz, zikir ve tasadduk ibadetleri ile ihya edilen Ramazan–ı şerif, hepimiz için çok mühim kulluk vazifesi olan bir takım faaliyetlere milat olmuştur inşallah.

Ümmetin, özellikle de Ortadoğu diye isimlendirilen bölgemizin içler acısı durumu hepimizin malumudur. Emperyalist güçlerin gizleme gereği bile duymadan uygulamaya soktukları projeler İslam coğrafyasını kasıp kavurmaktadır. Mülhid yapı ve hareketlerin yaptıkları ve ortaya koydukları tavırlar, mutedil hareket etmeyen İslami yapı ve hareketlerin birbirleri ile kavgaları, ümmet coğrafyasındaki yöneticilerin kendi çıkarlarını ümmet çıkarlarının önüne alması, kendi yönetimlerini korumak için emperyalist güçlerle gizli ve açık işbirliği yapmaları neticesinde Müslümanların kanı akıtılmakta, malları talan edilmekte ve namusları kirletilmektedir. Bunlarla beraber Müslümanların İslami yaşamdan uzaklaşarak yozlaşması, haram ve günahlar ile yaşamanın normalleşmesi; duyarlı Müslümanların ve İslami hareketlerin üzerinde uzun uzun düşünmesi gereken vahim bir tablodur.

Rabbimiz, bunca olup biteni görmezden gelmeyi bize haram kılmaktadır. Bunların devası Müslümanların ittihadı, birlik ve beraberliğidir. O halde Müslüman ülkeler arasındaki çekişme ve ihtilafları çok iyi görmeli ve okumalıyız. Hiçbir ülkenin yanlışını kabul etmez, doğrularının da karşısında olmayız.

Mutedil hareket etmeyen gruplara karşı tavrımızı iyi belirlemeli, her halükarda İslam kardeşliğinin temel prensiplerini korumaya çalışmalıyız. Kardeşlerimizi; İslami olma iddiasında olduğu halde düşünce ve uygulamalarını yanlış gördüğümüz yapı ve fikirlerden uzak tutmaya çalışmalıyız. Ancak bunu düşmanca bir tavır içerisinde yapmamak prensibimiz olmalıdır.

Kadın–erkek, genç–yaşlı hep birlikte pratiğimizle yozlaştırma faaliyetlerinin önüne geçmeli ve izale etmeye çalışmalıyız. Bütün bunları en güzel şekilde yapmak için de; çalışmalarımızı kendi kuralları içinde daha düzenli, daha programlı olarak yürütmeliyiz. Çok daha güçlü ve istikrarlı olmalıyız. Güç ve kuvvetimizi zedeleyecek her söz ve tavırdan kaçınmalıyız.

İslam'a hizmetin bekası elbette salih ve genç neslin yetişmesi ile mümkündür. Onları yetiştirecek olan kardeşlerimiz; okuma, salih amel, fedakârlık, teslimiyet, ekip halinde çalışabilme kabiliyeti ve sorun olma yerine sorun çözme istidadıyla hareket etmeli ve örnek olmalıdırlar. Bu örneklik sergilenirse yeni nesil, İslami çalışmaları olması gereken yere taşıyacaktır inşallah.

Genç kardeşlerimize düşen; Allah ile irtibatlarını kuvvetli tutmaları, tefekkür ederek okuma, anlama ve yaşamaya çalışmaları, harama ve günaha düşmeme konusunda çok duyarlı olmalarıdır. Bununla beraber özellikle aynı yapı içerisinde birlikte çalışmak durumunda oldukları kardeşleri ile faydasız tartışmalardan uzak durmalıdırlar. Kâfirleri, zalimleri ve münafıkları iyi tanımalı, oyun ve tezgâhlarını iyi görmeli ve bu şuurla, İslami daire içinde mücadele ve hizmeti sürdürmelidirler.

Hassas bir ortam ve süreçten geçiyoruz. Israrla diyoruz ki tek çaremiz ittihad ve vahdettir. Bunun için evvela İslami hassasiyeti olan Müslüman yöneticiler, şahsiyetler ve yapılar buna öncülük etmelidir. Bunu yaparken de samimiyetle ve ihlasla hareket etmeli, farklı bir hesap içine girmemelidir. Allah yaptıklarımızdan haberdardır. O her şeyi gören ve bilendir.

İslami hareket ve yapılar vahdet bilinci ile hareket etmelidirler. Özellikle duyarlı Müslümanlara karşı kullanacağımız dile dikkat etmeliyiz. Karşılıklı husumete sebebiyet verecek bir dili başkaları kullansa bile biz kullanmamalıyız. Her mesele ve soruna bakışımız İslami ve adil olmalıdır. Müslümanların birbirlerine en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde ihtilafa sebep olacak rencide edici ve töhmet altında bırakıcı söz ve fiillerden kaçınmalıyız. Müminler olarak birbirimize ihtiyacımızın olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Birbirimize fiili bir katkımız olmuyorsa bile gıyabında Müslüman kardeşlerimize dua etmeliyiz.

Bu temenni ve dualarla tüm İslam âleminin, hassaten şehit, tutuklu, muhacir ve ailelerinin, i'layı kelimetullah uğruna koşturan bütün kardeşlerimizin Ramazan bayramını tebrik ediyor, dualarımızın kabulüne vesile olmasını Rabbimizden diliyorum.

Allah'a emanet olun.

Kardeşiniz Edip GÜMÜŞ

Kaynak: DOĞRUHABER
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Hür 24 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 532 658 98 55