Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin önemli edebiyat ve fikir insanlarından Sezai Karakoç’a Allah’tan rahmet dileyerek açıklamasına başlayan Destici, İstanbul Ataşehir'de iş seyahati sırasında akli dengesi yerine olmadığı iddia edilen bir kişinin, samuray kılıçlı saldırısına uğrayıp hayatını kaybeden mimar Başak Cengiz'in acılı ailesine başsağlığı diledi.
Büyük Birlik Partisi olarak bu konuda sayısız öneri ve girişimde bulunduklarını belirten Destici, "İdam cezası geri gelmelidir. Tekrar etmek istiyorum, bir toplumda bir cezayı önleyemiyorsanız, yapmanız gereken ilk iş, o suça dair cezaları gözden geçirmektir." dedi.
Ermenistan’ın Azerbaycan ordusunun mevzilerini yoğun ateş altına aldığını belirten Destici, yapılan saldırılara tepki gösterdi.
İskoçya’nın başkenti Glasgow’da düzenlenen "Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi" sona erdiğini belirten Destici, çevreyle ilgili atılması gereken adımların yanında, küresel iklim değişikliğinin, Türkiye’de, en fazla, su kaynaklarındaki değişimle etkisini göstereceği anlaşıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı seçiminde uygulanan ve yüzde 50+1 olarak ifade edilen oy oranı üzerinde yapılan tartışmalara değinen Destici, "Yönetim sistemlerini hiçbir zaman ‘tabu’ ya da ‘dogma’ olarak görmedik." ifadelerini kullandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, bütçe görüşmeleri, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam edildiğini hatırlatan Destici, "Bu aşamada, çalışanların enflasyona ezdirilmemesi; artık temel ihtiyaçları karşılayamayacak duruma gelen asgari ücretin, içinde bulunduğumuz kritik şartlara göre belirlenmesi; EYT’lilerin mağduriyetlerinin sona erdirilmesi; 3600 ek gösterge sözü verilen kesimlerin bu beklentilerinin çözüme kavuşması için atılacak her adıma destek olacağımızı söylemek istiyorum." dedi.
"Özür ve af olmadan helalleşme olmaz"
Gündem değerlendirmesinin ardından bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ sorusunu Destici, şu şekilde cevapladı:
"Sayın Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ işinden neyi kastettiğini ve neyi murat ettiğini anlamaya çalıştık. Biz ilk başta şunu sandık, CHP tek parti döneminden 28 Şubat sürecine kadar özellikle dindar kesime karşı ve bizim inançlarımıza kutsallarımıza karşı yapmış olduğu yanlışlar var. Haksızlıklar ve zülüm derecesindeki uygulamalar var. Her halde bu kesimlerle helalleşecek diye düşündük. Bunun üzerine şunu söyledim. Helalleşmeden önce bir özür dilenmesi gerekir. Çükü ortada zülüm ve haksızlıklar var. Milyonlarca insanın hakkı gasledilmiş. Sırf babaları sarıklı, takkeli diye çocuklar askeri okullara alınmamış. İmam hatip mezunları polis dahi yapılmamış. 28 Şubat süreci ve daha önceki süreçlerde başörtülü olduğu için kızlarımız üniversitelerden çıkarılmış. Meslekten atılmış. Bunun için önce bir özür dilemesi gerekir. Sayın Kılıçdaroğlu, CHP’nin bütün bakiyesini sırtına alıp bir helalleşme yapacaksa o zaman bir özür dilemesi gerekir. Çıkıp açıkça, 'Biz CHP olarak şunları şunları bu dönemlerde yaptık, milletimizden özür diliyoruz, af diliyoruz' demesi lazım. Özür ve af olmadan helalleşme olmaz."
"Helalleşme laf ile olmaz samimiyet ve icraatta olur"
CHP döneminde yapılan zulümlerin etkilerinin halen davam ettiğini dile getiren Destici, "TÜSİAD’ın üyesi olan işyerlerine bakın ‘beyaz yakalı’ dediğimiz çalışanlar arasında binlerce işçi çalıştıran bazı işyerlerinde bir tane başörtülü yok. Bu geçmişteki uygulamalar halen oralarda devam ediyor olmasının sonucu. Sayın Kılıçdaroğlu gitsin TÜSİAD’a bir konuşma yapsın ‘artık bundan vazgeçin’ desin. CHP’nin son seçimlerde kazandığı İstanbul, Adana, Mersin, Antalya ve İzmir belediyeler de kaç tane bayan işe alınmış ve bunların kaçı başörtülü açıklansın. Helalleşme laf ile olmaz. Helalleşme samimiyet ve icraatta olur. Yoksa muhafazakar kesimden de biraz oy alayım hesabıyla bir helalleşme kastediliyorsa milletimiz bunu anlar. Eğer samimi bir helalleşme yapılmak isteniyorsa önce özür ve daha sonra da uygulamalarla göstersin. Bu iktidara rağmen, bir sürü düzenlemeye rağmen halen o büyük iş yerlerinde beyaz yakalılara gidin bakın bakalım, bazı yerlerde binde bir başörtülü yok. Mavi yakalılar arasında çaycı ve aşçı gibi yerlerde başörtülüler var. Halen bu ayrımcılık devam ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu bunları görmüyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.