Filmin senaristi Coşkun Gündoğdu, 15 Temmuz'da göğsünü cuntaya siper eden askerlerin başarılarının gelecek kuşaklara aktarılması için filmi çekmeye karar verdiklerini belirtti.
Başrollerinde Yeşim Salkım, Orhan Kılıç, Orhan Milli ve Gizem Salkım’ın rol alacağı filmde, darbe gecesi cuntaya karşı büyük başarı gösteren Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) mensubu bordo bereliler ve sokaklarda tanklara karşı bedenini siper eden halkın mücadelesi seyirci ile paylaşılacak.
Filmin senaristi Coşkun Gündoğdu, "Darbelerin açtığı yaraların izleri ruhlarımızda yıllarca sürdü. 15 Temmuz’a geldiğimizde ise benzer bir acıyı yaşamak istemeyen halk ve devletine sadakat gösteren askerler, cuntaya göğsünü siper ederek tarihi bir demokrasi zaferi elde etti. Bu başarının olduğu gibi kayıtlara geçmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması gerekiyordu. Bunun için bu filmi çekmeye karar verdik.” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) en seçkin birliği bordo bereliler üzerinden 15 Temmuz darbe girişimini işleyeceklerini belirten Gündoğdu, filmin konusunu şöyle özetledi:
"Darbeye karşı halkın tarihi direnişi ile filme başlıyoruz. Vatansever bordo berelilerden oluşan küçük bir birimin Suriye'de yaşadıkları zorlu süreçle de devam ediyoruz. Yüzbaşı Mehmet komutasındaki ekip, kimliğini gizlemeyi başarmış cuntacı bir albayın manipülasyonu ile istihbarat toplamak üzere gittikleri Suriye'de esir bırakılan ekip arkadaşlarını kurtarmak, terör örgütünü çökertmek ve hain albayın oyununu bozmak için verdiği mücadeleyle final yapıyoruz."
"Erdoğan’ın alanlara çağrısı da yer alacak"
Darbe girişiminin yaşandığı geceye dair yayınlanan görüntüler ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın yanı sıra o gece halka çağrıda bulunan asker ve sivil yöneticilerin açıklamalarına da yer vereceklerini anlatan Gündoğdu, "Amacımız aynı acıyı tekrar yaşatmak değil aksine bu tür durumlarda, toplumca çıkarılması gereken derslerin neler olduğuna dair bazı göndermelerimiz olacaktır." ifadesini kullandı.
Senaryonun hazırlık sürecinde birçok kaynaktan faydalandığını, uzman kişilerden de görüş aldığını dile getiren Gündoğdu, izleyici üzerindeki "Türk sinemasında aksiyon yapılamadığı" önyargısını kırarak, bu alanda yapılacak çalışmalara önayak olabilecek nitelikte bir filme imza atacaklarını vurguladı.
Başrol oyuncusunun, bordo bereli bir komutanı canlandıracağını, bunun Türkiye’nin yanı sıra düzenli ordu sahibi bütün devletler için de seçkin ve örnek alınan bir birlik olduğunu hatırlatan Gündoğdu, bu düzeyde bir askeri birlikle ilgili Türk sinemasında yeteri kadar eser olmadığını belirtti. Gündoğdu, şunları kaydetti:
"Sinema üzerinden örneklemek gerekirse, yıllardır Türk izleyicilerinin de aşina olduğu Sylvester Stallone'nin canlandırdığı John Rambo karakteri, Amerikan deniz piyadelerine bağlı bir yeşil berelidir. Yine aynı şekilde birçok aktör tarafından canlandırılan kurgusal karakter James Bond, aslen bir SAS komandosudur. Yakın geçmişte izleme fırsatı bulduğumuz ajan Jason Bourne ise Delta Force'a bağlı eski bir askerdir. Bordo Bereliler ise tüm bu yüksek prestijli askeri birlikleri, uluslararası yarışmalarda 6 yıl üst üste yenerek birincilik elde etmiştir. Sürekli olarak da ilk 3 içerisinde yer almayı başarmış ve sık aralıklarla birincilik ödülü almaya devam etmektedir. İzleyicilerimiz konu akışı içerisinde bordo berelilerin büyük bir fedakarlıkla ve kahramanca verdiği mücadelesine de şahit olacak. Bununla birlikte asker aileleri ve yakınlarının, bu zorlu hayat çizgisinin neresinde durdukları ve sergiledikleri dik duruşun aslında ne tür özverilerle gerçekleştiğini bir kez de bizim gözümüzden görülmesini arzuladık."
Geçmiş yıllarda FETÖ’cü yapılanmanın TSK’ya yönelik yıpratma girişimi içinde olduğuna, ordu ile milleti karşı karşıya getirecek planlar yaptığına dikkati çeken Gündoğdu, bu film ile TSK’nın gerçek manada bir "Peygamber Ocağı" olduğu gerçeğini de hatırlatmak istediğini ifade etti.
Gündoğdu, "Şanlı Türk ordusunun, hala bizlerin kardeşi, ağabeyi ve evlatlarından oluşan, sadece ve sadece vatanı uğruna canını hiçe sayan çokça Türk yiğitlerinden oluştuğunu da hatırlatmak istedik. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ordu devleti olduğu ve güvenliğinin, istikbalinin en büyük teminatının da yine bu kurum olduğunun herkesçe bilinmesi gerektiği kanaatindeyiz." değerlendirmesini yaptı.
Çekimlerine Mersin’de devam edilen filmin gelecek yıl şubat ayında vizyona girmesi planlanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.